Fındıklı Bölge Guatr Araştırma ve Tedavi Merkezi Başhekimi Dr. Yılmaz Terzioğlu, Doğu Karadeniz yöresinde yoğun olarak görülen guatr hastalığının son yıllarda fazla görülmediği, hastalığın azaldığı yönünde genel kanının doğru olmadığını söyledi. Terzioğlu, hastalığın azalmadığını, profilinin değiştiğini ifade etti.
Terzioğlu, 1989 yılında kurulan Fındıklı Bölge Guatr Araştırma ve Tedavi Merkezi'nin bugün hizmet verdiği binaya 2005 yılında taşındığını belirtti. Alanında Türkiye'de tek araştırma merkezi olan hastanenin, guatr dışında devlet hastanesi görevi de yaptığını belirten Dr. Terzioğlu, "Aslında guatr tahlilleri için bizim gibi özel bir merkeze gidilmesine gerek yok. Çünkü bu tahliller hemen her laboratuarda yapılabilir. Ancak guatr hastalarının takipleri çok önemli. Merkezimizin özelliği de tedavi sonrasında yapılacak takipte ortaya çıkmaktadır. Merkezimizde, hastaların ameliyatları sonrasında ilaç kullanımlarını ve takiplerini yapıyoruz." dedi.
Terzioğlu, fiziki imkan ve teknik donanım açısından çok iyi bir merkeze sahip olduklarını, ancak uzman doktor eksikliğinden dolayı arzuladıkları seviyede hizmet veremediklerine vurgu yaptı.
GUATR HASTALARI AZALMADI, HASTA PROFİLİ DEĞİŞTİ
Doğu Karadeniz yöresinde yoğun olarak görülen guatr hastalığının son yıllarda fazla görülmediği, hastalığın azaldığı yönünde genel bir kanaatin olduğunu dile getiren Terzioğlu, "Yörede son yıllarda 'guatr azaldı veya yok' demek yanlış olur. Tam tersine yıllara göre dağılımlara baktığımızda özellikle son 3 yıldır guatr hastalarımızın sayısında artış var." diye konuştu.
Hastalığın azalmasından ziyade geçmiş yıllardaki hasta profili ile bugünkü arasında değişim olduğuna dikkat çeken Terzioğlu, "Önceki yıllarda hipotroid dediğimiz troid hormonlarının yetersizliğine bağlı guatr hasta profili varken son zamanlarda sub klinik nödüler/nödülsüz hipertroidi dediğimiz, kliniğin tam oluşmadığı oluşmak üzere olduğu, başka bir deyişle zehirli guatr denilen vakalarda bir artış var." Dedi.
Bölgede guatrın yoğun olarak görülmesinde yörenin yağışlı bir iklime sahip olmasının önemli rol oynadığını anlatan Terzioğlu, "Aşırı yağış nedeniyle yıkanan toprakta diğer mineraller gibi iyot da az miktarda oluyor. Bu toprakta yetişen besin maddelerinde de doğal olarak iyot az oluyor. Bunun dışında yöre insanının beslenme alışkanlıkları da bunda önemli bir etken. Örneğin iyot emilim oranı oldukça düşük olan karalâhana yörede oldukça fazla tüketiliyordu. Son yıllarda ise yöre insanının beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve iyotlu tuz kullanımının teşvik edilmesi ile hipotroid türü guatr azalmaya başladı. Ancak bu kez de sub klinik nödüler/nödülsüz hipertroidi dediğimiz zehirli guatr denilen vakalar görülmeye başlandı." ifadelerini kullandı.
Yörede iyotsuz tuz kullanın neredeyse kalmadığını belirten Terzioğlu, değişen guatr hasta profilinde iyotlu tuzun fazla kullanımının ne kadar etkisi olduğu araştırılması gerektiğinin altını çizdi.