GÖKTÜRK FIRAT
Rize Üniversitesi Rektörü Nükleer Fizik Profesörü Nazmi Turan Okumuşoğlu, Rize'de yaptıkları radyasyon ölçümlerinde elde edilen verilerin kesinlikle endişe duyulacak düzeyde olmadığını söyledi.

Rize Üniversitesi Rektörlüğü'nde basın mensuplarını ağırlayan Prof.Dr. Nazmi Turan Okumuşoğlu, üniversite bünyesindeki laboratuvarları gezdirerek bilgi verdi. Rize'de Çernobil patlamasından kaynaklanan radyasyon ölçümleri yaptıklarını belirten Okumuşoğlu, elde ettikleri verilerin sevindirici olduğunu söyledi. Radyasyonun hayatımızdaki varlığını artık herkesin bilmesi gerektiğine dikkat çeken Okumuşoğlu, şöyle konuştu: "Daha önce bölgemizdeki radyasyon oranının artıp atmadığı konusunda fikir sahibi olamıyorduk. İl genelinde yaptığımız çalışmalarda radyasyon oranı hakkında fikir sahibi olduk. Bundan sonra yapılacak ölçümlerde ilimizdeki radyasyon artışları hakkında bir şeyler söyleyebileceğiz."

Yaptıkları ölçümlerde elde ettikleri verilerin hiçbir şekilde endişe edilecek değerler olmadığını anlatan Okumuşoğlu, şunları söyledi: "İnsanların endişe duyacağı, korkacağı, paniğe kapılacağı düzeyde kesinlikle değil ama radyasyon olduğunu bilmemiz lazım. Ne kadar olduğunu da bilmemiz lazım. Bizim yaptığımız da bunun tespiti. İlimizde kanser hastanesi kurulup kanser vakalarının uzun takipleri yapıldığında vakaların nedenleri ile ilgili daha sağlıklı konuşabiliriz. Ancak uluslararası sağlık teşkilatlarının yaptığı çalışmalarda Çernobil'in doğrudan gırtlak kanserine neden olduğu resmen ve bilimsel olarak tespit edilmiştir. Fakat diğer kanser türlerinin Çernobil'den kaynaklandığına dair kesin bir tespit yok."

Bölgede artan tüm kanser vakalarının Çernobil'e bağlanmasının yanlış olacağını belirten Okumuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Sınıfta bir yaramaz çocuk var adı 'Çernobil'. Ancak kansere neden olan farklı unsurlarda var; gıda değişimi, hazır gıda tüketimi, uzun vadede bekletilen gıda tüketimi gibi. Neden olduğunu bilmediğimiz zaman bir olay olunca bunun nedenini Çernobil'e bağlamak doğru olmaz. Ama duyarlı olmanın da yararı var. Herkes daha doğal beslenmeye dikkat etsin. Sporu yaşantılarından eksik etmesinler."

Okumuşoğlu, Çernobil'den kaynaklanan radyasyonun günümüzde çevrede bulunan doğal radyasyon değerlerinden yüksek olmadığını açıklayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya oluşurken taşında toprağında bir radyo aktivite var. Bir de Çernobil gibi nükleer tesislerden kaynaklanan var. Çernobil'den gelenin düzeyini de tespit ettik. Ama düzey, kazanın olduğu düzeyde değil. Onun çok altında. Yıllar onları yıkayıp toprağın derinliklerine doğru götürmüş durumda. Çernobil'den kalan radyasyon bulguları doğanın kendisinde olandan fazla değil."

NÜKLEER TEKNOLOJİ GEREKLİ

Geleceğin nükleer teknolojide olduğunu vurgulayarak Türkiye'de yapılmak istenen nükleer santrallere destek veren Okumuşoğlu, şöyle konuştu: "Ben geleceğin nükleer teknolojilerde olduğunu düşünüyorum. Kaynağı tükenmeyen, tedbirleri alındığında, yolu yordamı ile yapıldığında geleceğin enerji kaynağı nükleerdir. Fransa'nın bu vurdum duymaz tavırlarının, Sarkozy'nin rahat tavırlarının nedeni enerjisinin yüzde 70'ini nükleer enerjiden sağlamasıdır. Bu şekilde petrol ülkelerine bizim gibi dünya kadar parasının akılmamasıdır. Biz bütün yenilenebilir enerji kaynaklarımızı kullanmalıyız. Ama ne yaparsak bunu yolu yordamı ve kuralı ile yapmalıyız. Bizim üzerinde durduğumuz nükleer enerjiden ziyade nükleer teknolojinin ülkemize gelmesidir. Bu konuda çok da yetişmiş insanımız var."

Prof.Dr. Nazmi Turan Okumuşoğlu ayrıca dünyada altı adet üretilen ve Türkiye'de sadece Rize Üniversitesi'nin sahip olduğu radyasyon ölçüm cihazının tanıtımını yaptı. Okumuşoğlu, cihaz ile GSM vericilerinin yanında Türkiye'nin yeni tanıştığı 3G ve 4G gibi geniş bant vericilerinde radyasyon ölçümü yapılabildiğini belirtti.