Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Yazlık Köyü Muhtarı Yüksel Tüylüoğlu’nun, Rize’nin tek kadın muhtarı olduğunu öğrendim. Keşke daha çok kadın muhtar ve yöneticilerimiz olsaydı.

Küresel dünyamızda her şey kirleniyor. Hiçbir şey özgün yapısını, saflığını, arı duru temizliğini koruyamıyor.

Karadeniz kadını da bu kirlenmeden payına düşeni alıyor. Nedense erkeklerin dünyasında ”Fadimeler” hep kösnüklük çağrıştıran “allı ballı” bir güzellik nesnedir. Ya da öyle görmek isteniyor.

Günümüz koşullarında “kadın olgusu” artık tümüyle cinsellik boyutuyla algılanmaktadır.

***

Karadeniz kadını hala gelenekçi, hala otantik özelliklerini inatla koruyor. Tıpkı Rize’nin tek kadın muhtarı Yüksel Tüylüoğlu gibi.

Onlar yozlaşmaya, kimliksizleşmeye, yabancılaşmaya direniyorlar. Bizim Karadeniz kadınları hala çalışkan, üretken, direngen, emekçidirler.

Muhtar Tüylüoğlu gibi, tarlada, sapanda, tepede, yamaçta, bahçede, çapada hep onlar vardır.

Ekini ekip biçen, harmanı kaldıran, evini çekip çeviren onlardır. Yüksel Tüylüoğlu gibilerdir. Kahramandır onlar.

Destanımızda yalnız onların kahramanlıkları vardır. Karadeniz kadını insandır, yoldaştır, anadır, eştir, evinin direğidir, namusun bekçisidir, kaledir, kayadır.

***

Kuşku yok ki, Kurtuluş Savaşı’nın Satı kadınlarını, Sürreya Hulusi hanımlarıyla, Cumhuriyet döneminde Halide Edip, Güneş’leri, Göçken’leri, Rize’nin tek muhtarı Yüksel Tüylüoğlu ve sesini duyuramayan binlerce Karadeniz kadınları aynı soylu damardan geliyor.

Atatürk’ün kafes arkasından yeryüzü aydınlığına çıkardığı Türk kadını, erkeklerle eşit haklar elde etmiş olmasına rağmen, hala istenen noktada değildir.

Rize’nin 500’e yakın köy muhtarından sadece bir tanesinin kadın olması bunu göstermiyor mu?

Vatanda tüten ilk ocak, eğer kadın parmağıyla tutuşmuşsa ve vatan o çocukların müşterek iradesi ise, vatan ve kadın ayrılmaz iki parçadır. Rize’nin tek muhtarı olan Tüylüoğlu’nu yürekten kutluyoruz.