Öncelikle, herkesin mübarek ramazan ayını tebrik ediyorum. Ramazanın ilk günü ile birlikte nur ve feyiz dolu bir mevsimi tüm Türkiye coğrafyasında yaşamaya devam ediyoruz. Bu mübarek ayda en büyük üzüntümüz, din, iman ve insanlıktan yoksun hainlerin kurdukları tuzaklarda asker evlatlarımızın şehit düşmesi bizleri milletçe hüzne boğmaktadır. Bu mübarek ayın hürmetine bu hain satılmışları Allah kahrı perişan etsin.
Gelelim Rize Ticaret ve Sanayi Odasının iftar yemeğine.
Bedava yemeğe ilgi duyan bir kişilik değilimdir. Fakat davete icabet sünnet olduğu için, başta ramazan ayımız olmak üzere, diğer günlerde de davet edildiğim yemekli, yemeksiz her türlü programlara katılmayı görevim ve insanlık gereği çok önemli bir mazeretim yoksa yerine getirmeye çalışıyorum.
RTSO’nın geleneksel olarak her yıl sürdürdüğü iftar yemeği bu yıl daha erkene alınmıştı. Fakat geçmiş yıllara oranla bu yıl başarılı bir organizasyon ortaya konulmuştu. Davete ilgi her kesimden oldukça fazlaydı. RTSO Meclis Başkanı Selahattin Ataç, Oda Başkanı Ömer Ofluoğlu, Yardımcıları Lütfullah Yılmaz, Ali Yaşar Er, Aziz K.Mehmetoğlu, Hüseyin Kutlu, Muammer Kutlu, Genel Sekreteri Gafur Karali ve diğer görevliler iftar yemeğine teşrif edenleri bizzat kapı girişinde ayakta karşıladılar.
Bu yıl Oda Başkanı Ofluoğlu ve Meclis Başkanı Ataç çok güzel bir ilke imza attılar. Her yıl alışılmış rutin protokol masalarının yerine, şehrimizin atanmış ve seçilmişlerini esnafla, halkla kaynaşacak bir şekilde iftar masalarına dağıtarak, hem güzel bir tablonu oluşması, hem de bu mübarek ayda hiç kimsenin, başka bir kimseye üstünlüğünün olmadığını ifade etme adına güzel bir uygulamayı hayata geçirdiler.
RTSO Yöneticileri her yıl olduğu gibi bu yılda koşu il TSO Başkan ve Meclis Başkanlarını iftara davet ederek, çok güzel bir komşuluk örneği göstermiş oldular. Bafra TSO Başkanı Rızvan Aksoy, Hopa TSO Başkanı Sinan Altunsoy ve Trabzon TSO Başkan Yardımcısı Ayhan Sürmen’le aynı masada Rize Milletvekilimiz Dr. Çırakoğlu ve diğer davetlilerle iftarımızı açtık. Başkan Ofluoğlu her masayı gezerek davetlilerle birebir ilgilendi. Bizim masamıza da gelerek misafir başkanları hiç yalnız bırakmadı, teşriflerinden dolayı derin mutluluğunu dile getirdi. Tabiî ki diğer maslarda hangi ilin oda ve meclis başkanlarının katıldıklarını o kalabalıkta tespit etmekte mümkün olmadı. Kısacası Ofluoğlu’nun davetine herkes icabet etmişti. Şehrimizin en büyük lokantası Yakamoz’a davetliler sığmamış, diğer lokantalara rezerve yapılmıştı.
Son söz olarak; oruç, Allah'ın nimetlerini hatırlayarak O'na olan teşekkür borcunu ödemektir. Çünkü her zaman her istediğini yiyebilen insan, oruç tutmakla: "Bu nimetler benim mülküm değil, ben bunları yiyip içmekte hür değilim, başkasının malıdırlar, yemek için O'nun emrini bekliyorum" demiş ve manevî bir şükür yapmış olur.

Oruç zenginlere fakirlerin durumunu hatırlatmak; böylece sosyal dayanışmayı, yardımlaşmayı, sevişmeyi ve toplum düzenini kolaylaştırmak demektir. Zira başka yolla "zengin fakirin halinden bilmez." Bu yüzden Mısır’ın kıtlık yıllarında, Hz. Yusuf un bütün zahire ve erzak ambarları elinde olduğu halde, üç günde bir yemek yediği ve sebebini soranlara; "Benim karnım tok olursa, zahire almaya gelen zavallılara acıyabilir miyim?" dediği nakledilir. (Risale-i Hamidiyye,127; (Şifâ’dan nakil), Sabûnî, Ravâi' I/218)
RTSO’yu bu başarılı iftar yemeğinden dolayı kutluyorum.