Sabır gösterin, başaracağız!
Trabzonspor'un Brezilyalı golcüsü kendilerini toparlamaya başladıklarını söyleyerek "İkinci yarı bizi kimse tutamayacak" iddiasında bulundu.
İşte Alanzinho ile A'dan Z'ye futbol, Trabzon ve Trabzonspor...
Takımın ilk yarı ortaya koyduğu performanstan başlayalım mı?
Özellikle ligin başında çok istikrarsız bir dönem geçirdik. Halbuki ilk hafta galip gelmiştik. Ardından çok ciddi bir sarsıntının içinde bulduk kendimizi. Kabul etmemiz gereken ligin ilk haftalarında olumsuzluklar olumlu şeylerden daha fazlaydı. Bunların üstesinden gelmeye çalıştık fakat istikrarsızlığı kırmakta oldukça zorluk çektik. Sonrasında hoca değişikliği, ve yeni hocanın takım üzerindeki etkileri tam zamanında oldu. Şimdi kendimizi toparlamaya başladık.
Peki kendi performansını nasıl buldun?
Kendi performansım hakkımda kapsamlı bir değerlendirme yapamıyorum. Sürekli olarak oynamadım. Hatta umduğum zamanın çok altında bir süre aldım. Dolaysıyla geriye dönüp baktığımda kapsamlı bir değerlendirme yapamıyorum. Bundan şikayetçi değilim. Çünkü durum ne olursa ciddi bir şekilde çalışmaya devam ettim. Bir sorun haline getirmemek için çok ciddi gayret gösterdim. Hem zihinsel hem fiziksel olarak kendimi hazır tutmaya çalıştım. İlk yarının sonlarına doğru oynamaya başladım. Umarım ikinci yarıda çok daha fazla zaman bulacağım. O zaman kendi performansımla değerlendirme yapmak daha kolay olacak.
Hugo Broos lige seninle başladı... İki maç ilk onbirde görev verdi... Daha sonra oyun sistemimde yeri yok dedi. Bu süreç seni nasıl etkiledi?
Ligin ilk haftasında hem ben hem de takım çok iyi bir başlangıç yaptık. Ondan sonra işler kollektif olarak yolunda gitmeyince Teknik Direktör Hugo Broos'ta çok ciddi zorluklar yaşamaya başladı. Benim de ilk 11 dışında kaldığım zaman o döneme denk geldi. Her teknik direktörün bir taktik şeması vardır. Hepsinin belirli bir yöntemi vardır. Beni oynatmadı diye kendisinden şikayetçi değilim ancak fazlasıyla üzücü bir durumdu. Ben oynamak isteyen, oynamak için gayret gösteren bir oyuncuyum. O süreçte beni ciddi olarak etkiledi. Ama üzerinden gelmeyi başardım.
Şenol Güneş'le birlikte yeniden ilk onbirde forma şansı buldun ve iyi de oynadın... Güneş'in seninle yapmış olduğu özel bir görüşme oldu mu? Senden neler bekliyor?
Oyuncuyla teknik adam arasındaki önemli şey, futbolcunun hocasına güven duyması, hocanın da oyuncusundan bu güven karşılığında en yüksek verimi alabilmesidir. Şenol Güneş'le tam olarak böyle bir ilişki oluşturduk. Çünkü geldiğinden beri benimle ve takımdaki diğer arkadaşlarımla birlikte defalarca özer görüşmeler yapıp bize ne kadar güvendiğini, bizim yeteneklerimizi ortaya çıkarmak için ne kadar gayret göstereceğini hepimize tek tek anlattı. Bende bunun karşılığında idmanlarda ve maçlarda daha yüksek verim sağlamaya çalışıyorum. Birde işin farklı bir yönü var. Hem teknik direktör hem taraftar kitlesi hem de takım arkadaşlarım buradaki uyum sürecimi kolay atlatmam için fazlasıyla yardımcı oldular. Şenol Güneş'te böyle bir dönemde yeniden bana güven aşılaması üzerimde olumlu etki yapıyor. Sanırım bu dışarıdan da fazlasıyla fark ediliyor. Artık daha fazla gülümsüyorum, daha mutluyum, kendimle daha barışığım ve onun bu gayretine karşı bende bir şeyler ortaya koymaya çalışıyorum.
Taraftar seni seviyor... Sen ise sempatik hareketlerinin dışında futbol adına beklentilere tam anlamıyla cevap veremedin? Onlara neler söyleyeceksin?
Taraftarlar geldiğim günden beri bana hem saha içinde hem de saha dışında olağanüstü bir ilgi gösteriyorlar. Onların beklentilerine tam olarak karşılık veremediğimi bende biliyorum. Bahane olarak söylemiyorum ama en azından bunu neden olarak ortaya koymalıyım. Türk futbolu oldukça zor. Oyuncular çok sert ve taraftarlar size gösterdikleri ilgi karşısında anında sonuç bekliyorlar. Ligde mücadele eden diğer Brezilyalı oyuncularla konuştuğumda, onların da aynı düşünceye sahip olduğunu öğrendim. Anında karşılık vermek sıradışı bir şey. Bunu başarabilecek çok az oyuncunun olduğunu düşünüyorum. Bize gösterilmesi gereken sabır döneminde bazı küçük çaplı hayal kırıklıkları olabiliyor. Ama söylediğim gibi uyum sürecinde oyuncuya daha hoşgörülü davranılması gerekiyor.
Takımda bu sezon gol yollarında sıkıntı çekildiği görülüyor... Sana göre eksik sadece forvetlerde mi yoksa orta sahanın hücuma yetirence destek verememesinde mi?
Takımdaki her sorun ortaktır. Hiçbir zaman savunma, orta saha veya golcülere tek başına kabahat yüklenmemeli. Ligin ilk yarısında birçok gol pozisyonuna girdiğimiz, birçok şans yakaladığımız önemli ve dönüm noktası niteliğindeki maçlarda bunları değerlendiremedik. Olaya diğer tarafından bakacak olursak forvetler eğer günlerinde değilseler o zaman orta saha oyuncularının hatta savunmadaki futbolcuların sorumluluk alıp gerekirse ileriye gidip gol aramaları gerekiyor. Dolaysıyla bu ortak bir sorundur. Kesinlikle isimlere yüklenemez. Norveç'te orta sahada oynamama rağmen sezonda en az 9-10 gol atıyordum. Demek olmuyor ki golcüleriniz gününde değilse diğer oyuncuların sorumluluk alması gerekiyor.
Fenerbahçe ve Galatasaray müsabakalarında ilk onbirde oynadın ancak köşe yazılarında bekleneni veremediğin yönünde eleştiriler geldi? Büyük maçlardaki performansını nasıl buluyorsun?
Bu maçlarda iyi oynamadığım ortada. Ama kesinlikle büyük maçlarda oynayamama gibi bir sendrom içinde değilim. Mesela geçen sezon Galatasaray ile içerde oynadığımız ve 2-2 biten müsabakada iyi performans sergilediğimi düşünüyorum. Bir gol atıp birde asist yapmıştım. Benim kötü oynadığım Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarında takım halinde vasatı aşamayan performans sergiledik. Hayal kırıklıkları yaşadık. Takımın bütünü normal düzeyimizin altında kalınca bende bundan ister istemez etkileniyorum. Her ne kadar bunun dışına çıkıp takıma olumlu etki yapmaya çalışsam da bu kadar normal düzeyimizin altında kalınca bende başaramıyorum. Ama takıntım kesinlikle yok.
Ligin ikinci yarısı için neler söyleyebilirsin? Trabzonspor ne kadar yukarı çıkabilir?
Birçok kişinin sandığı ve düşündüğünün aksine çok iyi bir yerde ligi tamamlayabiliriz. Bunu şuna dayanarak söylüyorum Trabzon-spor tarihi boyunca ligin zirvesinde yer alma geleneğini edinmiş, bu alışkanlığı kazanmış bir takım. Kabul ediyorum ligin ilk yarısında zor ve hayal kırıklığı yaratan bir performans sergiledik. Ancak ikinci yarıda yeniden başlayacağız. Sıfırdan başlayacağız. Kendimizi yukarıya atmak için yapmamız gereken tek şey 3-4 maç üst üste kazanmak olacak. Zaten ritminizi bir kere bulduğunuzda gerisi gelecektir. Özellikle yeni teknik direktörümüzün takımın üzerinde yarattığı bu etki, bu rüzgar bizi ileriye taşıyabilir.
Türkiye Kupası'ndaki şansımızı ne kadar görüyorsun? İlk maçta kaybettik biliyorsun?
Galatasaray'a karşı anahtar niteliğinde bir maç oynadık. Bu maçın önemini fazlasıyla biliyorduk ama ortaya koyduğumuz performans bu düşüncemizle örtüşmedi ve sahadan mağlup ayrıldık. Ancak önümüzde 3 maç daha var. Bu müsabakalardan galip ayrılıp 9 puan toplamak istiyoruz. Böyle olunca da gruptan çıkacağımızı düşünüyorum. Ligin sonlarında aldığımız sonuçlardan sonra kupaya daha sıkı tutunmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Kupa bizim için bir çıkış, bir diriliş noktası olacaktır. Kupada başarılı olmamız lige de yansıyacaktır.
Zaman zaman solda, zaman zaman sağda, bazen ortada, bazen de forvette görev yaptın? Bu durum performansını etkiledi mi?
Saha içindeki pozisyonum ne olursa olsun her mevkiye kolaylıkla adapte olabilirim. Zaten çok yer değiştiren bir futbolcuyum. Oyunun gidişatına göre pozisyon alıyorum. Son dönemde defansif anlamda kendimi daha çok geliştirmeye çalışıyorum. Ofansif anlamda da en yüksek katkıyı yapmak istiyorum.
Kendini en rahat hissettiğin mevki neresi?
Şuanda teknik direktörümüzün beni ikinci bir forvet gibi oynatması benim için en ideal yer gibi görünüyor. Orada oynarken hem sağa hem de sola kolaylıkla deplase olabiliyorum. Son maçlarda performansımın yükselmesindeki en büyük etken bu diyebilirim.
Bu oyun kalitesinin şampiyonluk için yeterli olduğunu düşünüyor musun?
Ligde bizim performansımız kadar diğer takımlarında performansları belirleyici olacak. Takımların aldığı sonuçlar birbirlerine etki ediyor. Biz bu kazanma serisini bir kere oluşturduktan sonra diğer takımlarda mutlaka ligin belirli haftalarında puan kaybedeceklerdir. Onların bu puan kayıplarını değerlendirip her hafta kendimizi bir sırada olsa ileriye atabilirsek en azından ligin ilk 3 sıra içerisinde bitirmek için çok büyük avantaj elde ederiz. O rüzgar bir kez oluşunca kulübün gücüyle, taraftarın gücüyle, bize destek verenlerin gücüyle herkesin sandığından daha büyük bir hızla yukarıya çıkma şansını yakalarız.
Altyapısında yetiştiğin Flamengo uzun bir aradan sonra şampiyonluğa ulaştı. Devre arası tatilinde Rio'ya gittiğinde Flamengo ve şampiyonlukla ilgili nasıl bir atmosfer vardı?
Brezilya'daki arkadaşlarımın tümü benim gibi koyu Flamengo taraftarı. Rio'ya gittiğimde tam anlamıyla bir bayram havasıyla karşılaştım. Belki de bu şampiyonluk daha önce kazanılan şampiyonluklardan daha önemli ve daha hasretle beklenen şampiyonluktu. Uzun süre sonra gelen bu başarı milyonlarca taraftarı sokaklara döktü. Bu şampiyonluk nesilden nesile anlatılacak bir hikayeye ve bir efsaneye dönüştü. Futbolcuların tümü birer kahraman ilan edildi.
Bu mutluluğun yanı sıra birde orada bir mutsuzlukla karşılaştın. Çünkü Rio'da sel felaketi yaşandı ve yaklaşık 60 kişi hayatını kaybetti. Bununla ilgili neler söylemek istersin?
Brezilya Türkiye gibi trajedilerin ve dramların ülkesidir. Tamda böyle bir dram yaşadık. Oraya gittiğimde ailesini kaybetmiş, yersiz yurtsuz kalmış insanlarla karşılaştım. Uzun süredir ülke dışında olduğum için olayları dışarıdan takip ediyorum. Yılda 2-3 defa oraya gidebiliyorum. Bu olaylar yüreğimi dağladı. İnsanların yaşadıklarını görmek katlanılması zor bir durumdu.
Brezilya'nın 2010 Dünya Kupası'ndaki şansını nasıl görüyorsun? Sence Dunga'nın oluşturacağı kadro başarıyı elde etmek için yeterli mi?
Bütün analizlerin ve değerlendirmelerin ötesinde bir gerçek var ve bu gerçek tüm dünya tarafından kabul ediliyor. Koşullar, takımdaki oyuncular, takımın başındaki teknik adam kim olursa olsun, Brezilya bütün bunlardan bağımsız olarak şampiyonaların en büyük favorisidir. Bu şampiyonaya da bu hedef doğrultusunda başlayacağız. Brezilya öyle bir takım ki şampiyonanın başlangıcından sonuna kadar büyük bir gelişim gösterir. Umarım yine öyle olur ve yine şampiyon oluruz. Çok zor ve güçlü rakipler var ama Brezilya her zaman favoridir.
Geride kalan zamanda seni en çok mutlu eden olay neydi?
Benim için en sevindirici olay Trabzonspor'a gelişimdi. Trabzonspor'a gelerek kariyerimde çok büyük bir adım attım. Norveç'te başarıyla geçen 4 yılın ardından değerime değer katarak Trabzonspor'a geldim. Tanınırlığımı arttırdım. Kariyerimde yepyeni bir sayfa açtım. Belli bir seviden yukarıya bir sıçrama yaptım.
Ya üzen?
2009 yılı Tanrı'ya şükürler olsun ki hem benim, hem ailem için mutluluklarla doluydu. Hiçbir sağlık sorunu ve başarısızlık yaşamadık. Tek sorun geçen sezonun son haftasında kaybettiğimiz Fenerbahçe maçı oldu. O dönemde 4 maç kazanarak Şampiyonlar Ligi'ne katılma ihtimalimiz ortaya çıkmıştı. Bende bu maça çok iyi konsantre oldum. Çünkü kariyerimde ilk defa Şampiyonlar Ligi oynama fırsatı önüme gelmişti. Ama kaybedince büyük bir hayal kırıklığına uğradım.
2010 yılından beklentilerin neler?
Mutluluklarla dolu geçen bir 2009 yılından sonra yine aynı mutlulukları ve daha büyüklerini 2010 yılında yaşamak istiyorum. İlk yarı istediğimiz gibi geçmese de ikinci yarıda iyi sonuçlar alıp, puan sıralamasında üst noktalarda olmak istiyoruz. Trabzonspor'un başarılarına attığım goller ve oynadığım futbolla katkıda bulunmak istiyorum. Tüm dünyadaki insanların mutlu ve sağlık dolu bir yıl geçirmesini temenni ediyorum. Şimdiye kadar bana katkı sağlayan bütün insanlara buradan teşekkür etmek istiyorum.
HABERE YORUM KAT