24 Haziran genel seçimlerini geride bıraktık. 24 haziran seçimleri Ak parti için önemli seçimlerden biriydi. Zira bu seçimle birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi devreye girecekti.. Sistemin oturup oturmadığını söylemek şu an için erken olur. Lakin pek fazla bir şeyin değişmediği de aşikardır.
Evet 24 haziran seçimlerinde Millet yine Reis dedi ve Reis'e olan güvenini yineledi. Fakat Reis'in partisine önemli bir ders vererek Ak partinin oylarını aşağılara çekti. Reis balkon konuşmasında mesajınızı aldık, gereği yapılacak dese de, bu güne kadar pek bir şey değişmedi.
Şimdi 2019 yerel seçimleri yaklaşırken, Reis'in meclis genel kurulunda, belediye başkan adayları hakkındaki söylemleri konunun ehemmiyeti açısından önemliydi. Reis'in başkan adayları için altını kalın harflerle çizmiş olduğu profil neydi? Hep beraber bakalım ve bu doğrultuda bulunduğumuz bölgelerde aday tespiti yapmaya çalışalım.
Reis:
-Hiç kimse bu benim yakınımdır, bu benim şuyumdur, bu benim buyumdur diye aday teklifiyle gelmesin.
-Ehliyet ve liyakat esastır.
-Ehli tevazu, yani tevazu ehli kimseler getirin.
-Öyle halkıma tepeden bakan, insanlar getirmeyin.
-Gurur, kibir abidesi insanları bize getirmeyin.
-Hem işini bilecek, hem işini iyi yapacak ve hemde bu davayı iyi hazmetmiş olanları bize getirin.
-Bunun yanında adayların, Fetö ve Pkk gibi terör örgütlerine bulaşmamış olması, ve Milletimizin değerleriyle çatışmaması"
gerektiğine vurgu yaparak, yaklaşan yerel seçimlerle ilgili aday profilini böylece belirlemiş oldu.
Şimdi top il başkanları ve bölge milletvekillerinde. Hep birlikte göreceğiz. Kendilerine yakın gördükleri ve kendi çıkarlarını koruyacak adaylar mı? Yoksa toplum menfaatı ve toplum çıkarlarını koruyacak adaylar mı?..
Ben şimdi nacizane olarak bütün bu açıklamalardan sonra, ilçemiz ile alakalı analiz ve değerlendirmelerde bulunacağım. Aslında ilçemiz ile ilgili yapacağım analız ve yorumlar aynı zamanda tüm Türkiye'yi de yansıtacağına inanıyorum. Zira Ak partinin yapmış olduğu yanlışlar, seçimlerde tüm illere de aşağı yukarı aynı oranlarda yansımış ve partinin oy kaybı oranı genel olarak bu şekilde ortaya çıkmıştır.
Aday belirleyici unsurları benim şahsi kanaatim olarak dört madde de topladım.
1-Avam(yani halk, seçmen)
2-Havas (yani elitler, zengin takımı)
3-Yerel siyaset (ilçe teşkilatları)
4-Genel siyaset (Milletvekilleri)..
Yorum ve analizlerimize birinci maddeden başlayalım.
1-AVAM:
Bu güne kadar hiçbir siyasi parti, aday belirlemede avama sorarak, yani seçmene, halka sorarak maalesef aday belirlediğine şahit olmadık. Sadece göstermelik anketler yapılır ve seçmene bu şekilde, sizi de dikkate aldık süsü verilir.
Aslında gerçek belirleyici unsur avamdır. Bölge halkıdır, seçmendir. Bize göre de doğru olan halkın, avamın belirlemesidir. Demokrasinin gereği de budur.
İkinci unsur,
2-HAVAS:
Yani elitler.. Evet bizim için elitler aday belirlemede önemli bir role sahipler. Halka tepeden bakan bu yapı, maalesef aday belirlerken ve görüş beyan ederken, kendileri gibi halktan kopuk, ayakları yere basmayan, kendi yandaşlarından birilerini aday gösterirler. Etkili de olurlar. Tabi eğer aday teklifleri kabul görürse de, sonuç bölge için hüsran olur. Zira onlar fildişi kulelerinde sefa
sürerken, halkı görmezler.
Halkı hizmetkar gören bu zümre, halka hizmetkar da olamazlar gururlarından dolayı...
Üçüncü unsur,
3-YEREL SİYASET:
Yani ilçe teşkilatı,
Bizim için de bu unsurun pek belirleyici bir özelliği yoktur. Sadece ilçe başkanı kimi görmek istiyorsa, yönetimiyle birlikte gurup kararı alarak, o kişiyi destekler ve yukarıya rapor eder. O kadar... Artık gerisi il teşkilatı ve milletvekillerinde.
-Dördüncü unsur asıl belirleyicidir. Zira bütün raporlar onlara iletilir ve inisiyatif kullanırlar. Eğer milletvekilleri ve il başkanları gerçekten davaya inanmış ve samimi iseler, gerçek araştırmaları yapar ve en ideal adayı partisi ve davası için ortaya çıkarmaya çalışır. Davaya olan sadakat ve bağlılığı samimi değil ise, o zaman da kendi çıkarlarına en uygun aday kim ise onu yukarıya taşır ve aday olmasını sağlar.
17 yıldan beri iktidarda olan Ak parti elbette ki üzerine oynanan kumpaslar sonucunda teşkilatların yıpranması ve yozlaşması kaçınılmaz olmuştur. Bu manada Türkiye genelinde olduğu gibi pazar ilçemizde de ak parti oy kaybına uğramıştır. Teşkilatlar kuruluş ruhundan uzak, ayakları yere basmayan, halkın sorunlarını çözmek yerine, siyaseti kendi sorunlarını çözmek için bir araç olarak kullanan bir yapıya büründü. Teşkilatlara gidildiğinde, ilgilenmeyen ve hatta kendilerine muhatap bulamayan, telefonlarına ulaşılamayan ve cevap vermeyen bir yapı, elbette ki yozlaşmış ve formatlanması gerekmektedir.
Formatlar atılmadığı, fabrika ayarlarına dönülmediği takdirde, genel seçimlerde olduğu gibi yerel seçimlerde de bazı il ve ilçe belediyeleri elden giderse, maazallah partinin çöküşünün başlangıcı olur. Hiç kimsenin kendi çıkarlarını parti çıkarlarının üstünde görmeye hakkı yoktur.
Ak parti teşkilatları bu güne kadar çok değişim yaşadı. Her değişim sonucunda değiştirilenler bir kenara itilerek gönülleri alınmadığı için, hizipler ordusu oluşturuldu. Bu hizipler ordusunun ortadan kalkması için, bu insanları onure edip, barış sağlanamadığı sürece seçime bu şartlar altında girilirse, seçim bölgesindeki ikinci partiye şans tanınmış olur ki, bu da bizim o ilde, o ilçede belediyeyi kaybetmemize sebebiyet verir.
Netice itibariyle Reis'in ana hatlarıyla belirlediği aday profilini, il ve ilçelerdeki etkin ve yetkin kişilerin dikkate alması ve bu doğrultuda kararlarını vermesi elzemdir.