7 Ağustos Karadeniz'in miladı mı?

Rize'de bakanların katılımıyla düzenlenen toplantı aslında neyi ifade ediyor? Usta gazeteci Ahmet Kayacık olayı bir milat olarak değerlendirdi:

Rize'nin İkizdere İlçesi’ndeki Ridos Otel'de, Doğu Karadeniz Turizm Master Planı çerçevesinde yapılan Doğu Karadeniz Turizm Odaklı Kalkınma Planı (DOKAP) Toplantısı, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, İstanbul Milletvekili ve Milli Savunma Komisyonu Başkanı Kemal Yardımcı ile Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Bayburt ve Gümüşhane illerinin valileri, milletvekilleri, belediye başkanları, il genel meclisi başkanları, sanayi ve ticaret odası başkanları, bürokratlar, Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ve davetlilerin katılımıyla yapıldı.

Bölgeyi karış karış gezen ve birbirinden ilginç ulusal haberlere imzasını atan usta gazeteci Ahmet Kayacak, 7 Ağustos günü yapılan bu toplantıyı değerlendirdi.

İşte Kayacaık'ın konuyla ilgili Günebakış gazetesinde yer alan köşe yazısı:


 
Lütfen, 7 Ağustos 2010 tarihini bir tarafa not edin.

Bu tarih Karadeniz açısından bir milat; bir değişim ve dönüşüm tarihi!

Çünkü bu tarihte Karadeniz’in geleceğine karar verildi.

Karadeniz’in sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamına damgasını vuracak kararlar bu tarihte alındı.

Bu tarihi Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Devlet Bakanı Faruk Özak, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir yazdı.

Projeyi hayata geçirmek için yoğun çaba harcayan ekibin başkanı AKP İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar ile arkadaşları yazdı.

Bölge Milletvekilleri, çeşitli bakanlıkların bürokratları ve tabiki bölgenin valileri, belediye başkanları, kimi sivil toplum örgütleri yazdı.

Lütfen bu isimleri not edin.

***

32 Yıllık gazeteciyim.

Meslek yaşamım boyunca, Karadeniz turizminin gelişmesi için birkaç hamle yapıldı.

Ancak hepsi cılız kaldı.

En fazla akılda kalan ise, eski Kültür ve Turizm Bakanı Abdulkadir Ateş’in, “Yeşil Tur” adı ile organize ettiği gezi ve aktiviteler oldu.

Gerçekten o dönem Karadeniz bölgesine bir hareket gelmişti.

Malesef hedefine ulaşamadı.

1970-1980 yılları arasında bölgemize daha çok Avrupalı turistler geliyordu.

Terör eylemleri başlayınca batılılar turları iptal etmeye başladılar.

Sonra Sovyetler Birliği dağıldı, kapılar açıldı.

Bölgemize bu kez kuzeyden akın başladı.

Biz bu turistlere o kadar kötü davrandık ki, Bağımsız Devletler Topluluğu üyesi ülkelerin insanları artık gelmez oldu!

Altın yumurtalayan tavuğu kendi ellerimizle kestik!

Sonra bazı yerel girişimcilerin özverisi, gazete ve televizyonların çabasıyla iç turizmde bir patlama oldu.

Karadeniz, dağ ve yayla turizmi ile ilgi odağı haline geldi.

İsrailliler bölgeye akın etmeye başladı.

Başbakan’ın Davos’taki tepkisinden sonra İsrailliler bölgeye gelmemeye karar verdiler. (İsraillerin bölgede endemik bitkileri kaçırdıkları yönünde birçok görüş ve iddia vardı. Ayrıca işletmeciler İsraillilerin aşırı pazarlıkcı ve kabalıklarından şikayetçi oldu)

Birkaç yıldan bu yana bölgemize daha çok ortadoğu ülkeleri ilgi gösteriyor.

Nitekim, Uzungöl’deki tesislerde konaklayanların yüzde 95’i Arap.

Onlar, bizim yerli turistler gibi yöreyi göremeye değil tatile geliyorlar!

***

Fındığı ve çayı ekonomik olmaktan çıkarılan yöre halkı, dışarıya daha fazla göç vermeye başladı.

Tam da bu sırada, hükümet devreye girdi.

Karadeniz’in fındık ve çay ya da sanayi ile kalkınamayacağını kavradı.

Birçok kişi Karadeniz’in turizm sektörü ile gelişeceğine inandı, bu konuda toplantılar düzenlendi, tesbitler yapıldı.

Ülkenin değişik bölgelerindeki zenginlikleri tesbit edip, öne çekmeye karar veren AKP hükümeti Karadeniz’in değerlerini de gündeme taşıdı.

Devlet Bakanı Faruk Özak yayla yollarının birleştirilerek Yeşil Yolculuk yaptırılması, Çakırgöl Kayak Merkezi ve bölgede kış sporlarının geliştirilmesi gibi çok önemli projeler üretti.

Ve ardından Karadeniz’in master planının çıkarılmasına karar verildi.

Yorucu, sabırlı ve zevkli bir çalışma yürütüldü.

Samsun’dan Artvin’e kadar olan bölgedeki 8 ilin master planı hazırlandı.

Bu projelerin geliştirilmesi için bundan önce tam 4 kez toplantı yapıldı.

Cumartesi günü İkizdere’deki Ridos Otel’de beşinci toplantı organize edildi.

Ve bu toplantı, bugüne kadar yapılanların en önemlisi oldu.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Karadeniz turizminin geleceği ile ilgili tarihi bir konuşma yaptı!

Ve Karadeniz bölgesini kanser gibi saran kaçak, çarpık ve çirkin binaların yıkılmasına karar verildi!

Yıkım işlemlerini yerel yönetimler gerçekleştirecek.

***

Bu toplantıların en büyük eksikliği, yöredeki turizmcilerin davet edilmemesiydi.

Turizmciler davet edilmedikleri için şubat ayındaki toplantıda olduğu gibi, Cumartesi günkü toplantıya katılamadılar, katkı yapamadılar!

Yani, Karadeniz bölgesinin geleceğinin turizmle şekillendirilmesine karar veriliyor ve bu toplantıya sektör temsilcileri davet edilmiyor!

Karadeniz turizmini ayakta tutanların görüşleri merak edilmiyor!

Biz bunu ‘gaf’ olarak yorumluyoruz.

Evet, bu tarihi toplantının tarihi yanları da vardı.

Komite Başkanı Nusret Bayraktar bu süreci çok iyi yönetti, kendisini içteklikle tebrik ediyoruz.

Karadeniz’in geleceğine yaptığı katkılardan ötürü herkes adına teşekkür ediyoruz.

Sayın Bayraktar’ın kararlılığını, heyecanını, emeğini, nezaketini ve tabiki davudi sesini asla unutmayacağız.

Toplantıya damgasını vuran ise, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın konuşması oldu.

Gerçekten hepimizi heyecanlandıran ve sevindiren bir konuşmaydı.

Konuşmasından önce, günebakış gazetesinde yayınlanan, “Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a açık Mektup’ başlıklı yazımızı okudu.

Kürsüye çıktığında şahsımıza teşekkür etti ve bu yazıyı herkesin okumasını istedi.

Ve kaleme alınan bu yazının çoğuna katıldığını söyledi.

Konuşması sırasında bu yazı üzerinden giderek bazı değerlendirmelerde ve önerilerde bulundu.

Peki Sayın Günay ne dedi?

Özetle şu mesajları verdi: “Bu projenin adı, Doğu Karadeniz Turizm Odaklı Kalkınma Projesi.

Yaylalardaki kaçak binalar yıkılacak. Vali ve Belediye Başkanları, hükümetin bu konudaki kararlılığını anlasın.

Turizmi ortak anlayış haline getirmemiz lazım. Bir takım yasaklarla bu iş olmaz. (İçki yasaklarını kastederek) Eğer içerden ve dışardan insanlar gelecekse aradığı hizmeti, aradığı yiyeceği, aradığı içeceği altını çizerek söylüyorum bul-ma-lı-lar. Kapalı bir bakış açısı sergilersek, sadece Suudi Arabistan’dan gelenlere yönelik bir turizm yapalım derseniz size İran’a gitmenizi tavsiye ederim. Dubai’ye gitmenizi tavsiye ederim. Arap emirliklerine, körfez ülkelerine gitmenizi tavsiye ederim. Onlar herkese her türlü sunumu sağlıyorlar. Biz kendimizi böyle hayale kaptırmayalım. Bölgenin gerçekten modern bir altyapısının olması gerekiyor.

Turizm aynı zamanda sosyal tanışma, barışma ve kaynaşma sektörüdür.

Yeni yol yapmaktan kaçınalım.

İkizdere vadisinde (HES’leri kastederek) yıkımları gördüm. Çoruh ve Harşıt’a yapılan barajlar tamam. Ama HES’lerle doğayı bozmayalım.

Şebinkarahisar’da inanılmaz bir kültür destinasyonuna sahip. Bayburt ve Gümüşhane’de öyle.

Bölge, ülke ve ülke dışı için kampanya düzenlememiz lazım.

Yaylalardaki etkinlikler sonrasındaki kirlilik çok kötü. Çevre temizliğini sağlamamız gerekiyor”

Bakan Günay’ı, konuşmasının bir yerinde ayağa kalkıp alkışlamak istedim, haberci kimliğimle orada bulunduğumu düşünerek bundan vazgeçtim.

Meğer, benim gibi düşünen daha bir çok kişi varmış.

Artvin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kurtul Özel çok etkilenmiş, Bakan Günay’ı bizzat tebrik etmiş.

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Bölge Yürütme Kurulu Başkanı Suat Gürkök müthiş heyecan duymuş, “Bizim düşünüp de dile getiremediğimiz bir çok sorunu Sayın Bakan dile getirdi. Çok mutluyuz. Çok etkili bir konuşmaydı. Bu sıcakta yüreğimize su serpti” değerlendirmesinde bulundu.

Valiler, Belediye Başkanları da Bakan Gürnay’ın konuşmasından etkilendiklerini ifade ettiler.

***

Toplantıda bir şey daha dikkatimi çekti; söz alan hemen herkes bu projeyi gündeme taşıyan Devlet Bakanı Faruk Özak’a teşekkür etti.

Özak’a, partili partisiz bölgeye yaptığı yatırım ve katkılardan ötürü herkes teşekkür etti.

Özak ise konuşmasında, bölgedeki turizmi çeşitlendirmek için kayak ve su sporları anlamında da hazırlık yaptıklarını aktardı.

AKP Trabzon Milletvekili Asım Aykan önemli bazı sorunlara dikkat çekti. Aykan, “Bölgemizde çok sayıda endemik bitki var. Birçok insan bunun için geliyor. Üniversiteler endemik bitkiler konusunda çalışma yapmalı” dedi. (Bakan Ertuğrul Günay’ın herkesin okumasını tavsiye ettiği köşe yazımızda, bitki zenginliği ile ilgili önerimizde yeralıyor. Orada, bu bitkilerin fotoğraflarını çektiğimizi ve albüm hazırlığı yaptığımı ifade etmiştim) Sayın Aykan’a bu konuyu yeniden dikkatlere getirdiği için teşekkür ediyoruz. Bir de, ortadoğudan gelen turistlerin cep telefonlarıyla görüşemediğini anlattı. Yeni ve bilinmeyen önemli bir sorun olarak karşımıza çıktı.

AKP Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl eğitim, organik tarım ve hayvancılık üzerine önemli önerilerde bulundu. Hatta, Et Balık Kurumu’nun yeniden devreye alınması gibi heyecan veren bir öneri getirdi.

Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün’ün konuşması da etkileyiciydi. Özgün, barajlardaki kirliliğe, kış turizmine ve tabiki HES sorununa işaret etti.

Toplantıda sürpriz bir isim de söz aldı.

İngiliz turizmci Kate Clow Karadeniz’in çiçek, böcek ve kelebek açısından çok özel bir yer olduğunu dile getirdi, botanik bahçe önerisinde bulundu!

Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir ise toplantının en önemli haberlerinden birini verdi, yaylalardaki kaçak ve çarpık binaların yıkılmasına başlanmasını istedi.

Daha doğrusu Bakan Demir, ‘Kaçak yapıları yıkın’ talimatı verdi!

Son olarak yeniden söz alan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, özellikle çarpık ve kaçak yapılaşma ile mücadele edeceklerini söyledi, Vali ve Belediye Başkanlarına dönerek, “Daha cesur ve kararlı olmalıyız” dedi.

***

7 Ağustos 2010 tarihi, 32 yıllık meslek yaşamımda beni en fazla umutlandıran günlerden biriydi.

İktidarın sorunun çözümüne yönelik ortaya koyduğu iradeyi, kararlılığı, heyecanı ve çabayı gördük.

Dahası ışığı gördük.

Başta işin fikir babası Faruk Özak olmak üzere Karadenizliler, bu yöreye değer katan ve katkı veren herkese minnettar kalacak!

Türkiye’nin potansiyel zenginliklerini turizme kazandırmaya çalışan iktidar, Orta ve Doğu Karadeniz’in geleceğini şekillendiriyor

Karadeniz denizinden dağına, bitki zenginliğinden kültürel varlıklarına kadar bütün yönleriyle ele alınıyor.

Toplantı 8 saat sürdü.

Tarihi kararlara tanıklık etmek için adeta yerimizden kıpırdamadık.

Bu heyecana tanık olmak, bu heyecanı paylaşmak ne büyük şans.

Rize Haberleri