Artvin DSİ Bölge Müdürlüğü’nde Kafkasör Cerattepe’de düşünülen madencilik faaliyetlerine ilişkin Çevre Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı tarafından bilgilendirme toplantısı düzenlendi.
Toplantının öncesinde de toplantı esnasında da zaman zaman gerginlikler yaşansa da Cerattepe konusunda Artvin’de belki de son yıllarda yapılan en önemli toplantılardan biri gerçekleştirilmiş oldu.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nevzat Kavaklı’nın bizzat yönettiği bilgilendirme toplantısına Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın üst düzey yetkilileri katılırken, toplantı öncesinde DSİ Bölge Müdürlüğü’ne alınmadıkları gerekçesi ile Yeşil Artvin Derneği üyeleri ve bazı STK temsilcileri bölge müdürlüğü yolunda oturma eylemi yaptılar.
Daha sonra Artvin Valisi Kemal Cirit’in emri ile toplantıya katılmak isteyenlerin toplantıya alınacağı açıklanınca eylem sona erdi. Toplantı bu şekilde gergin ortamda başlamış oldu.
Yaptıkları oturma eylemi sonrasında toplantıya alınan Yeşil Artvin Derneği öncülüğündeki STK temsilcileri ile Artvinliler’de bilgilendirmenin gereksiz olduğunu belirterek “Cerattepe bizim beynimiz Cerattepe’de hiçbir şartta madencilik istemiyoruz” dediler.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nevzat Kavaklı ise Artvin halkının endişelerini anladığını belirterek gelişen teknolojik şartlar ve de Cerattepe maden projesi konusundaki endişeleri giderecek düzeydeki bilimsel raporlar ışığında Cerattepe’de madenciliğin yapılabileceğini ve Artvin’e zarar vermeyeceğini savundu.
Toplantının açılış konuşmasını Artvin Valisi Kemal Cirit, gerçekleştirdi. Vali Kemal Cirit konuşmasında Artvin’in asıl gündeminin maden olmaması gerektiğini ileri sürerek çok yakında turizm odaklı etkinlikler gerçekleştireceklerine vurgu yaptı. Vali Cirit, “Madencilik ile ilgili il valisi olarak belki önceden açıklama yapabilirdim ancak buraya gelen devletimizin müsteşarı başkanlığında bir ekip burada ve ben de sizler gibi onları dinleyerek Artvin’deki madencilik konusunda bilgi sahibi olacağım. Doğru bilgiyi bizden almanızı istiyorum. Şunu unutmayalım ki Valilik olarak hukuksuz hiçbir ortamda bulunmadığımız gibi bize bağlı birimlerin hukuksuz bir ortamda hiçbir kurumumuz bulunmayacaktır. İddia edilen konulara cevap vermeyeceğim şahsımla ilgili. Bende sizlerle birlikte devletimizin gönderdiği arkadaşları dinleyeceğim. Önce bir sunum gerçekleşecek ve tanışma gerçekleşecek” diye konuştu.
AK Parti Artvin İl Başkanı Dr. İsrafil Kışla ise “Artvin’in 30 yıldan beri en önemli konularından birini konuşacağız. Maden konusu Artvin’de siyasetin üzerinde olmuştur. Tabi bu ülkenin yeraltı ve yerüstü zenginlikleri 75 milyon insanımızın zenginliğidir. Bunları değerlendirirken tabi ki hassasiyetlere saygı duymaktayız. Artvin’e zarar vereceği endişesi ile doğanın tahribatı, suların bozulması gibi gerekçelerle halkımızın bir bölümü endişeli ve kaygılıdır. Böyle bir kesim var. Ben bu toplantıyı önemsiyorum. Bizim hassasiyet ve tedirginliği olan kardeşlerimizin tedirginliklerinde haklılar ise Artvin için bir faydadır. Eğer haksız isek de doğru bilgileri almış oluruz” ifadelerini kullandı.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden sahalarından sorumlu Müsteşar Yardımcısı Nevzat Kavaklı ise “Enerji ve demir-çelik sektöründe kullanılan hammaddelerin yüzde 75’i-80’i kömür, petrol, doğalgazdır. Yaşamı fonksiyonel hale getiren araç ve gereçlerin olmaz ise olmazı madenciliktir. Yaşamın her noktasında madencilik vardır. Akıllı telefonlarda senede 2.5 milyar dolar ithalat için para verdiğimiz alanda madenler bulunmaktadır. Madenler işletildiği yörenin ulaşım, ticaret ve sanayisini geliştirir, istihdamı arttırır. Zonguldak ve Karabük şehri buna en iyi örnektir” diye konuştu.
Nevzat Kavaklı’nın ardından genel müdür yardımcıları ve daire başkanları kendi alanlarına uygun açıklamalarda bulunurken, ardından soru cevap bölümüne geçildi.
“NEDEN HAYIR” DEDİKLERİNİ AÇIKLADILAR
İşadamı Necati Altun konuşmasında “Öncelikle bizi bir dinleyin ki biz neden ‘hayır’ diyoruz. 1995 yılından beri biz ‘neden hayır’ diyoruz. Çeşitli yıllarda gelen heyetlerin 1995 yılından beri raporlar var. Bu raporlar buradaki işletme sizin anlattığınız gibi değil. Biz onları aştık. Biz burada yaşama mücadelesi veriyoruz. Bütün raporların tek bir sonucu var. Diyor ki, yukarıda maden çalışması olduğu müddetçe Artvin’de içme suyu, sulama suyu ve en sonunda da yaşam son bulur. Biz burada maden mücadelesi veriyoruz. Artvin’de madenciliğin katkıları yıllarca işlendi. İçme suyu kirlenecek, heyelanlar tetiklenecek ve Kafkasör bölgesi tamamen yok olacak. Ve Artvin’deki yaşam bitme noktasına gelecek ve bizim endişemiz budur. Başka yerlerdeki madenciliğe karşı değiliz ama buradaki bizim tepemizdedir. 2001 yılında çok değerli Bakanımız Faruk Çelik şöyle demişti. Artvin’de madenin çıkması Artvin’deki beyinlerin yok olması demektir, demişti. Bizzat mecliste söylemişti. Biz yirmi yıldır bunları dinliyoruz. Biz Artvin’de maden çıkmasını istemiyoruz. Hangi şartlarda olursa olsun. Biz saygılıyız teşekkür ediyoruz. Ama bizi dinleyin lütfen. Biz burada yaşamak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü ÇED dairesi başkanı Cihan Tatar konuşma yaptı. DSİ Genel Müdür Yardımcısı Ergün Üzücek ise içme suları ile ilgili bilgilendirmede bulundu. Genel Müdür Yardımcısı Üzücek; “Yeraltı suları incelenmektedir. Genya Dağı’nda etkilenen yer 25/saniyedir. Hatila Deresi’nin mevcut sistemden etkilenmeyecektir. Burada etkilenen bölüm ile ilgili de gerekli tedbirler alınıyor. ÇED raporlarının hazırlanması noktasında Avrupa Birliği uyumlu bir şekildedir. Eğer bir sıkıntı çekilirse tabi ki izlenecektir. Eğer böyle bir sıkıntı olursa devam etmeyeceği aşikardır” dedi.
Kavaklı konuşmasında ise “Yeraltı suyu ile ilgili KTÜ’nün bir raporu var. Çevre Bakanlığı’na bu rapor mevzuatın ve bilimin ışığında izni vermiştir” diye soruya yanıt verdi. Ara sıra salonda gerginlikler arttı, zaman zaman Artvin Valisi Kemal Cirit ve salonda bulunan Yeşil Artvin Derneği ve bazı STK temsilcileri gerilimin artmasını engellediler.
Artvin Esnaf Odası Başkanı Demirhan Elçin konuşmasında; “Şunu söylemek istiyorum. Biz madene ve altın madenciliğe karşıyız. Sizde mesleki olarak buna evet diyorsunuz. Biz madene hayır diyoruz. Ya siz bizi ezeceksiniz askerlerimize. Ben esnafım hukuktan anlamam. Benim bildiğim 3 kez madene karşı davayı kazandık. 3 kez hukuk bunu dedi. Eğer idarenin sizin söylediğiniz gibi riskli bir şeye imza atmayız dediğiniz gerçek olmuş olsaydı mahkeme bu kararları vermezdi. Biz kaç kez dava kazanacağız ki siz bu işten vazgeçeceksiniz. Sizden ricamız şudur, elbette ki maden çıksın ama Cerattepe Artvin’in yanlış yeridir. Biz konum olarak karşıyız. Siyanüre sıra gelene kadar madene karşıyız. Ben torunumu da burada yaşatmak istiyorum” dedi.
Müsteşar Kavaklı devreye girerek; “Siz karşı olduğunuzu söylüyorsunuz ve endişelerinizi aktarıyoruz. Bizde bilimin ışığında şu tedbirler alınarak çıkarılabilir şeklinde diyoruz” dedi.
İşadamı Nevzat Güven ise; “Bu gurubu lütfen bir siyasi grup olarak görmeyin. Bizde dağda herkes bir arada bu madene karşı çıkıyoruz. 20 yıldır Artvin’de oturuyorum. Yusufeli’nde iki bakan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı katıldı ve Başbakan’a bağlanıldı ve hiçbir kimse ıslıklamadı alkışladı. Cerattepe ağır hasta ameliyat masasında neşter altında kalabilir” dedi.
SİYASİ PARTİ İL BAŞKANLARI KONUŞTU
AK Parti İl Başkanı Erkan Balta konuşmasında; “Belki bu aşamada konuşmakta istemezdim. Bu toplantının tertiplenmesinin ne denli doğru olduğuna inanmaktayım. Ne yaptığımızı bilerek doğrusundan ve yanlışından emin olarak karar verme adına önemlidir. Toplantının seyri aslına bakarsanız gerçeği görme adına doğru gittiğine inanmıyorum. Doğrudan bu kadar eminler ise bıraksınlar da açık tartışalım. Artvin’deki endişeleri şahsımın endişesi olarak sizlere Ankara’da aktarmıştım. Eğer bu endişeler bertaraf edilebilecek ise de onu da bilelim ve tartışalım. Genel anlamda ülkemizin madene ve enerjiye ihtiyacını kimse taşıyamaz. Benim ilçemde de 10 bin nüfusu belki 3 yıl sonra olmayacak. Toplumun genel menfaati için bizde çeşitli fedakarlıklara katlanabiliriz ancak bir riske girecek ise buna değecek mi biz bunu görmek ve anlamak istiyoruz. Böyle bir menfaat var ise üstün bir menfaat var ise Artvin’deki hayatın son bulacağı bir projeyi hiçbir zaman haklı bulamam ama üstün menfaatler varsa ülke adına o zaman bende ikna olabilir. Mahkeme süreci devam etmektedir. Biz mahkeme sürecine kadar beklenmelidir, diye düşünüyorum. Yakın gelecekteki mahkeme kararının beklenmesinin doğru olacağına inanıyorum” dedi.
CHP İl Başkanı Ali Yücel Kurt ise konuşmasında “Ben toplantının yararlı olacağına inanmıyorum. Bu toplantı olması lazımdı. Neden bizim milletvekilimiz davet edilmemiş, buna üzüldüm. Bir sunum yaptınız Türkiye karşılığında Dünya’nın patronların yaşadığı ülkeleri örnek verdiniz, ben buna üzüldüm. Bize eş değer ülkelerden örnek verseydiniz o zaman sizi dinleyebilirdim. Güney Afrika’da halen dahi herkes aç. Ben gittim orada 10 gün yaşadım. İnsanlar aç. Bu çelişkiyi de lütfen değerlendirin. Geçtiğimiz yıl soya ve ay çiçekte yurt dışında bir yıldı 27 milyar dolar yurt dışına ödemişiz. 72’de Cerattepe keşfediliyor. O zaman ki nüfus zarar verir, diyor. Daha sonraki aşamalarda da karından çok zarar vereceği defaten söylendi. Madencilik sektöründe çok mu teknoloji değişti. Şunu her zaman gördüm Ankara’da yaşayan insanlar taşraya farklı bakıyor. Bu algıdan arının. Buradaki arkadaşlar bir kurumun başı. Lütfen bizlere farklı bakmayın ve küçümsemeyin. Mahkemesi kazanılmış bir olguyu yeniden açmayı anlamıyorum. Bir ülkede hukuk bitmiş ise hakça bölüşüm algı ve demokratik bir algı bitti ise o ülkede her şey bitmiş demektir” ifadelerini kullandı.
MHP İl Başkanı Serdar Kılınç ise konuşmasında “Ben MHP il başkanı olmadan önce de ülkü ocakları başkanlığı yaptım. Lütfen bizi Halkevleri ile Ülkücüler bir arada yada bir birine rakipmiş gibi göstermeyin. Bunlara lütfen dikkat edin. Ben 25 yıldır esnafım anlattığınız hiçbir şeyi anlamadım. Benden önceki il başkanları fikirlerini beyan edip bu süreçleri anlatmışlardır. Biz belediye başkanlığımızın odasında toplantı yaptık. Uğur bey bir şey söyledi o toplantıda. Bu tip mücadele ya direnerek, ya hukuksal yada siyaseten kazanılır. Direnerek kazanırız ama yıpranırız. Mahkeme diyoruz hukuksal olarak zaten kazanmışız. Siyasi irade verdiği karar ile herkes ortak bir kelam kullandı, hukuk devletiyiz, ben buna katılmıyorum. Biz hukuk devleti değiliz. Biz hukuk devleti olsa idik her seferinde mahkemesi kazanılmış bir konu bir daha gündeme gelir. Maden çıkarsa söylendi Artvin’de yaşam olmaz diye. O bilir kişi aynı şeyleri tekrar yazabilecek mi? Yeni kurulacak hükümet sürecine kadar neden acele ediliyor. Evet kimsenin burnu kanamadı ama bunda herkes katkı sağlamıştır. Burada Artvin’de kimse kimsenin burnunu kanattırmaya kalkışmasın” şeklinde konuştu.
ARTVİN’İ EN ÇOK MEŞGUL EDEN KONU; CERATTEPE
Artvin Belediye Başkanı Kocatepe ise “Bu şehre 1.5 yıldır belediye başkanıyız. Seçim öncesi ve sonrası maden kadar bu şehri meşgul eden başka bir konu yoktur. Bende bürokrasiden geliyorum. Biz halkımızın hassasiyetlerini devletimizin bütün kurumlarına en sade bir şekilde zaman zaman bu tür konular ideolojiye alet edildiği için daha objektif verebileceğimizi söylemiştik. Turizm ve eğitim kenti Artvin misyonu ile yola çıkarken, maden konusu her gün günlük hayatımızı kilitlemiş durumdayız. Ben ideolojik olarak yıllarca batı bizim madenlerimizi çıkarttırmayacak ve Avrupa Birliği’ne girince el koyacak demiş bir kardeşinizim. Artvin’imizin beyninden Altından bir Ur var. Eğer bu şehrin yaşamını sonlandıracak ise buna müsaade edemeyiz. Bunu ameliyat edecek iseniz ve zararsız olacağını bilimsel olarak aktarıp ikna etmelisiniz. Biz devletimizin karşısında değiliz. İnsanlarımız kendi işinde. Benim yolu, suyu, elektriği nasıl çözeceğimizi konuşabilecek noktaya gelmeliyiz. Artvin’imizin bu maden ile ilgili çıkarma usul ve esasları halkında anlayabileceği şekilde ifade edilmesi ve daha doğrusu Ankara’dan bu hassasiyeti çok iyi algılayabilin. Biz çıkıp sokakta istemezuk diyemeyiz ancak maden yüzünden Artvin halkının göç etmesi bizim burada başkan olmamızın da anlamı yok. Hissettiklerinizi bize net olarak aktarınız. Devletin bekası bizim için önemli ancak millet ile birlikte yaşamalıyız. Daha bilimsel raporlar ve başka kurumların raporlarını da şeffaf bir şekilde paylaşılması gerektiğine inanıyorum. Zaman zaman heyecanlı olabiliriz. Bir hatamız olmuşsa kusura bakmayınız” diye konuştu.
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ise “ Bu Artvin halkının tamamının kurduğu Yeşil Artvin Derneği tüm kararlarını bütün STK’lar ile birlikte almıştır. Derneğimiz bilimsel veriler ışığında karşı çıkmıştır. Bunların kanıtı da bilim insanlarının verdiği raporlar ve hukuksal karardır. Bize madenin yararlarını anlatmanız gerçekten üzücü ve komik. Bin 700 ağaç kesildi ve ardından 2007’de mahkeme ruhsatı önce yürütmeyi durdurdu ve ardından ruhsatı iptal etti. Bakın biz kış ayında orman bölge müdürlüğünden orayı koruyalım diye orada kışın da nöbet tuttuk, şimdi de tutuyoruz. Hukuksal süreci bekleteceğinin sözünü verdi ardından evrakları elden yollayıp göndermişti. 2011’de Orman Bölge Müdürlüğü rapor veriyor ve madencilik olamaz diyor. 2013’te biraz yumuşatarak rapor veriyor. Şimdi 2015’te kamu yararı olduğu raporu veriliyor. Mehmet Cengiz’in cebi Kamu Yararı mıdır? Sayın Bakana da biz 2011’de anlattık Sayın Bakan’a. Bakan altımı üstümü zengin diye bakacağını söyledi. Artvin bir dünya cennetidir. Artvin SOS veriyor. Madencilik yapılamayacağı ispatlanmıştır” ifadelerine
Soruların tamamlanmasının ardından Müsteşar Yardımcısı Kavaklı, “Biz diyoruz ki sizin referans aldığınız raporların ve bilimsel çalışmaların ötesinde rapor ve bilimsel çalışmalar var. Hiçbir şekilde istemiyoruz diyorsunuz ve raporları getirmenize gerek yok dediniz. Biz halkın tedirginliği ve korkularının olduğunu ifade ediyorlar bizde durumun böyle olmayacağını ısrarla söylüyoruz. Teknik olarak bu mümkündür diyoruz. Şundan emin oldum ki burada önemli bir kesim madenciliğe Danıştay dahi karar verse olumsuz olarak bakacaktır” diyerek kapanış değerlendirmesinde bulundular.