“Yüzünde göz izi var, sana kim baktı yârim?” diyebilen şairin duygularına hayran gönlüm.
Kem nazarın kurşun gibi delici ve öldürücü özelliğini bilen, sevgili.
O sevgiler, o sevgililer neredeler şimdi? Bir gemiye binip de okyanuslara mı açıldılar?
Çöllere mi düştüler, yürekleri yangın yerine dönerek?
Sevgilinin sesi kulaklarında uğuldarken, çöllerde aslana yem mi oldular?
O sevgiler de yok, o sevgililer de.
Gönüller buzlara teslim, duygular şeytana. Aşk buhar olup göklere tırmanmış. Bekliyoruz yağmuru yıllardır.
Bu zemheride sevgilinin nefesiydi oysa; donan, buz tutan gönülleri hayata kavuşturacak.
Sevgiliyi görsen tanır mısın? Yüzü kanrevan!
Yürek yangınlarımızın adı “ah” olmuştur. “Ahlar” ülkesinde sevgili barby bebeğe, sevgi şehvete dönüşmüştür.
Şehvete, birkaç dakikalık post modern hayata ve çağdaş mabetlerde ikonlara!..
Kalpler yerinden sökülmüş, nefisler hayat olmuş; şeytan, yönetici konumunda.
Şeytanın sesinin ulaştığı her yere “uygarlık” diyorlar, oysa sen medeni sesinden tanınırdın. Kem nazarlar sesini demi vurdu?
Bülbül güle konup içli şarkılarını söylemiyor; bülbül, bataklığın yâreni. Emeller har, bahçe tarumar. Şarkılar “harname” üzerine. Sema’ya kalkan dizlerde derman kalmamış. Gül solgun, bülbül hamuş.
Ashabı Kehf’in Kıtmir’inin sararmış rengine hayran bakışlar donuk şimdi.
Çünkü sarı idi aşkın rengi, o da bulandı çamurlara.
Nazarlar sarı değil, kan kırmızı! Kalbe mirac ettirmiyor, nefsi tanrılaştırıyor. Aşk, kalbin miracı oysa.
Ey sevgili nerelerdesin! Kurşun bakışlı modern gözlerin kurbanı sevgili; İbrahim’in bıçağına boynunu uzat ve say et gönül haremimde.
Gönül Medine’m dirilsin, Hacer-i Esved’e değsin ellerim, Harem’i Şerif kaplasın dünyamı.
Ey sevgili, sana değen kem nazarlar kör olsun! Ve nurlansın gönül Kâbem!
D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci