Başbakan'ın yalnızlığı

Osman YAZICI
Sevgili okurlarım,

Beni tanımayanlar için yazıyorum..
15 yıl aktif gazetecilik ve gazete yöneticiliği, Başbakan Müşaviri kadrosuyla iki Başbakan,7 Bakana TRT, Özelleştirme, Anadolu Ajansı ve Basın-Yayın Genel Müdürlüğü’nden sorumlu Danışmanlık, Anadolu Ajansı Görüntü Hizmetleri(ARG) ve Tekel-Kristal Tuz Genel Müdürlüklerinde Genel Müdür, Tüpraş, Tekel, Et-Balık, Gübre Sanayi, Denizcilik İşletmeleri, Tekel-Puro, Anadolu Ajansı Genel Müdürlüklerinde Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundum..

Bu görevlere gelişimde liyakat ve başarılarımın yanında eski Başbakan hemşehrim Mesut Yılmaz’ın katkısı ve desteği büyük olmuştur..Bunun için samimi duygularımı ve teşekkürlerimi her defasında dile getiririm. Bütün bu görevlerimde, doğruyu bulmak, iyiye ve güzele ulaşmak, devletin çıkarlarını korumak için çalıştım..Eğilip, bükülmedim, haksızlığa adaletsizliğe göz yummadım. Bu özelliklerimden dolayı çok çektirdiler, zarar verdiler, ancak dik durdum, kimseye hissettirmedim.

Övünmek gibi olmasın, fakat gerçekler de bilinsin..Bütün bu görevleri 40 yaşında tamamladım, 5 yıldan beri de kızaktayım..Yürüttüğüm görevlerimden dolayı ne temsil ettiğim makama, ne de kendime zarar verdim..Hiç bir uygulamam, soruşturmaya, görevi kötüye kullanmama neden olmadı. Soruşturma geçirmedim. Çünkü benim için önce devletin çıkarı vardır…Makam aracıma ailemi hiç bindirtmedim, devletin imkanlarıyla yurtdışında gezdirtmedim....Devletin tesislerinde ve lojmanlarında ücretsiz saltanat sürmedim. Devletin imkanlarını kimseye peşkeş çektirmedim..Branşımda(Bürokrasi de ve Basın konularında)çok donanımlı, işi biliyor, gösterişi sevmiyor, dedikodu-entrikalardan uzak duruyorum. Fevkalade yumuşak huylu olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan, doğru bildiklerini söyleyen, kimseye yağ çekmeyen, başı bir yerde, gövdesi başka yerde olmayan birisiyim..Bu özelliklerimden dolayı de beni sevmeyen, çekemeyenlerin sayısının de bayağı fazla olduğunu biliyorum..…

TRT Sanatçısı eşim Meliha ile ve de çocuklarımızla mütevazı aile yaşantımız vardır.

Rize hep Başbakan çıkarır…
Dün Mesut Yılmaz Başbakandı, bugün R. Tayyip Erdoğan…
Yarın belki Meclis Başkanı Köksal Toptan olacak…Ya da Murat Karayalçın Toprağımız verimli..

Şunun için yazıyorum..Yukarıda saydığım tüm görevlere Rizeli Başbakan Mesut Yılmaz döneminde geldim…Çünkü Yılmaz, Rizeli bürokratlara sahip çıkardı, hiçbir Bakan,Yılmaz’ın haberi olmadan Karadenizli bürokratı görevden alamazdı..Buna cesaret bile edemezdi.
Yine Rizeli Başbakan Erdoğan döneminde.

2002 yılında AKP iktidara gelince ,dönemin Başbakan Yardımcısı Şener tarafından, bürokraside ilk görevden alınan Genel Müdür Ünvanını aldım...Suçum Yılmaz döneminde aktif olmam ve Yılmaz’a yakın olmamdı..

Ankara’da Rizeli birkaç Genel müdürden biriydim..
Başbakanın haberi bile olmadı.
Çünkü hemşeHrilerine olan düşkün olduğunu biliyorum..

Ancak dönemin Çevre Bakanı İmdat Sütlüoğlu ve bölge siyasetçilerinin haberi vardı..

Başbakan Yardımcısı Şener, Rizeli Genel Müdürü görevinden alıp, bürokraside bir gün dahi hizmeti bulunmayan Sivaslı hemşehrisini bu göreve getirmişti. Bakan kendine göre doğru yaptı, yanlış yapan Başbakanı temsil eden Rizeli siyasetçilerdi..

Dahası, RTÜK’te yapılan, TRT Genel Müdürlüğü seçimlerinde(Her iki seçimde) 104 kişi arasında ilk dördüncü oldum…Bir oy daha alabilseydim ilk üçe girecek ve Genel Müdürlüğünün kapısı aralanacaktı..Dahası Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Rizeli TRT Genel Müdürü olacaktı..

Rize’deki tüm siyasetçilerden destek istedim, köstek oldular.
Ve bir oyla bu şansı kaçırmış olduk…

Yine sayın Başbakanın bu konuda haberi olduğunu zannetmiyorum..

Ankara’daki siyaseti yıllardan beri, bürokrat ve gazeteci olarak izlerim…

AKP iktidara gelince, bürokraside büyük kıyım oldu…Dönemin Başbakanı Abdullah Gül ile Abdüllatif Şener bürokraside hakim oldular..Haksızlık edilmesine rağmen Abdulkadir Aksu ekipçilikten çok, devleti bilen tecrübeli ve liyakat sahibi bürokratlara sahip çıktı, Başbakana bağlı oldu..Sizin anlayacağınız, Başbakan Rizeli olmasına rağmen, Karadenizli olmak suç olmuştu sanki…Her Bakan kendi yöresinden atama yaptı..

Bir anlamda Başbakanın etrafını kuşatmışlardı…

İkinci AKP iktidarı döneminde bunu fark eden Erdoğan önlem almaya çalıştıysa da etrafındakileri aşamadı, haberdar edilmedi.(Trabzon’daki siyasetçileri, bürokratlarına sahip çıktıkları için kutluyorum. Çok sayıda Vali, Müsteşar,Genel Müdür ve Kurul Balkanına sahip oldular)Aksu gibi, devlete bağlı yılların siyasetçisini önce ona yakın milletvekillerini aday gösterilmedi, sonrada kendisi Bakan yapılmadı. Beni görevden almasına rağmen Şener, dürüst bir politikacıdır..Etrafındaki bazı menfaatçiler yüzünden partisi ile ters düştü, bu yüzden Şener aday olmadı…

Kayseri politikası ağır bastığı için Cumhurbaşkanlığı koltuğu Abdullah Gül’e kaptırıldı.

İçişleri Bakanı başta olmak üzere bir çok önemli Bakanlıklara Gül’e yakın isimlerini atamak zorunda kalındı. Başbakanın danışmanlarından söz etmeye gerek yok..

Türban konusunda dönülmesi zor bir yola girdiler…Ve bildiğimiz diğer gelişmeler….

Başbakan Erdoğan’ın Karadeniz gezisini, bölge basını aracılığı ile yakından izledim..

Meslektaşlarım yazdılar…Başbakan gerçekten yalnız adam….Zor ve stresli günler geçiriyor..

Kendi eliyle kurduğu ve iktidar yaptığı partisi kapatma veya bölünme ile karşı karşıya…

Milletvekili, Bakan, üst düzey bürokrat yaptığı kişiler, yeni ortamda yeni oluşumun peşindeler..’Gemiyi önce fareler terk eder’ misali ,6 yılda sesini çıkarmayanlar, ‘Padişahım çok yaşa’ diyenler, bütün nimetlerden istifade edenler, kendilerine yeni liman aramaya başladılar. Ve Başbakanın arkasında konuşmaya başladılar bile. Bir Rizeli olarak, dahası AKP iktidarı tarafından görevinden ilk alınan ve 5 yıldan beri zarar gören birisi olarak, Başbakanın yalnızlığına, etrafındaki entrikacıların tutumlarına, çok üzülüyorum..
Başbakan, etrafını saran, kendisine “sanal dünya” yaratan binlerce kişi içinde yalnız adam….