Baykal'dan tarihe geçecek çıkış

Çarşaf açılımından sonra Baykal, daha radikal ve tarihi bir çıkış yaptı...

ADNAN MENDERES'İN ELEŞTİRİSİNİN AYNISI

CHP Lideri Deniz Baykal bugün tarihe geçecek sözler sarfetti ve kendi partisinin yani CHP'nin tek parti döneminde yaptıklarını eleştirdi. Üstelik de en hassas konulardan biriyle: Çarıklı ve başörtülülerin büyükşehirlerin ana caddelerine sokulmaması konusuyla....

Baykal aynen şöyle dedi: "Cumhuriyet döneminde, Atatürk bulvarında (Ankara'nın en modern bulvarı) kılık kıyafeti uygun olmayan insanları geçemiyordu. Tek parti düşüncesi buydu. İnsanları kılık kıyafetine göre yeniden tasnif mi edeceğiz. Türkiye bu ya. Kimse her şeye, her meydana da gider, her bulvarda da yürür, her istediği partiye girer, eğer yasalara saygılı bir insansa. Aşık Veysel ölmeden Atatürk'le buluşmak istedi görmek istedi. Birileri öncülük yaptı Ankara'ya getirdiler. Ama gidemedi. Çünkü bulvara çıkmasına izin vermediler."


İşte CHP Lideri Deniz Baykal'ın bugün Meclis'teki Grup Toplantısında yaptığı "Tek Parti Zihniyetiyle" ilgili tarihe geçecek açıklamalarının satırbaşları:

- Bu tartışmaları dikkatle izledik. Örtünen kadınların CHP ile ilişkisi tartışma konusuydu. Bu tartışmaları değerlendirmek istiyorum. İki temel nokta var.

- Birisi, CHP'nin örtülü kadınları şu yada bu biçimde örtülü, insanları üye olarak alması konusunda toplumumuzda iki tür değerlendirilmesi gereken tepki çıktı. Bazı insanlar iyi niyetle CHP'nin bu hoşgörülü insana saygı gösteren tutumunu laikliğe aykırı bir tavır olarak anlama eylemi içine girdiler. Bunu irdelememiz lazım.

- İkincisi, laikliğe bilinçli olarak karşı olan çevreler, CHP'nin bu tavrını, sadece bir saygı gösterme, anlayışının ötesinde, gerçekten laikliğe ayrı bir çizgiye çekebilirmiyiz diye bir gayretin içine girdiler.

- Bizim tavrımız çok açık. Herkes çok iyi bilmelidir ki, kadınlarımızın kendi şartları içinde, tercih ettikleri örtünme biçimi tek başına herhangi bir şekilde siyasetin ve laikliğin bir değerlendirilmesi için ipucu olarak alınamaz. Herkes istediği gibi giyinir. Onun kıyafeti ayrıdır, siyaseti ayrıdır.

- O iş ayrı bu iş ayrı. Birisi herkesin sosyal yaşamını icabı, diğeri devletin gereği. Toplumun her kesiminden insanlar bir şekilde örtünüyor. Her insana saygı göstereceksin. O onların kendi tercihidir. Kıyafeti devlete meydan okuyor diye algılamak bir saplantının sonucudur.

- Ne diyosun anacım Cumhuriyet konusunda, Atatürk'ü seviyor musun? O ne söylerse onun söylediği önemlidir. Bizde onun düşüncelerine göre değerlendiririz. Madem başın örtülü sen bizden değilsin. Yok böyle bir şey.

- Türkiye'yi zaten bölmüşler, bir de biz mi böleceğiz. O nedenle herkes şunu iyi bilsin. Kıyafetle siyaset arasındaki ilişkiyi birebir tutmak doğru değildir.

- Elbette herkes istediği gibi kıyafetini yaşar. Toplumumuzun gerçekleri tarihleri ortadadır.

- Bunları artık hepimiz anlamamız lazım. Kılık kıyafete saygı göstermemiz lazım. Bu oturmaya başladı. Eskiden buna da itiraz ediyorlardı.

- Neden böyle yaptınız diyorlar. Alacağım kardeşim alacağım. Bunu herkese göstereceğiz, öğreteceğiz. Demokratik bir toplumda böyle yaşayacağız.

- Cumhuriyet döneminde, Atatürk bulvarında kılık kıyafeti uygun olmayan insanları geçemiyordu. Tek parti düşüncesi buydu.

- İnsanları kılık kıyafetine göre yeniden tasnif mi edeceğiz. Türkiye bu ya. Kimse her şeye, her meydana da gider, her bulvarda da yürür, her istediği partiye girer, eğer yasalara saygılı bir insansa.

- Aşık Veysel ölmeden Atatürk'le buluşmak istedi görmek istedi. Birileri öncülük yaptı Ankara'ya getirdiler. Ama gidemedi. Çünkü bulvara çıkmasına izin vermediler.

YURT VE DÜNYA Haberleri