Fazilet Partisi Rize eski Milletvekili ve Saadet Partisi Genel Başkan eski Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Ergenekon operasyonunun 10. dalgasıyla birlikte işin ucunun Susurluk'a kadar uzandığını belirterek, "Bu işi olağanüstü yetkilerle donatılmış olsalar da mevcut savcıların bütünüyle çözmesi mümkün değil. Derhal bir Meclis soruşturmasına ihtiyaç var. Şimdi TBMM'nde grubu bulunan partilere önemli bir görev düşmektedir. Bir soruşturma komisyonu kurup hızlı bir şekilde çalıştırarak siyasi sorumluları Yüce Divan'ın karşısına çıkarmak zorundalar. Belki de bazı siyasetçilerin paniğe kapılmasının nedeni böyle bir ihtimalin bulunmasıdır" dedi.
Ergenekon operasyonunun 10. dalgasıyla birlikte yaşanan gelişmeleri değerlendiren Bekaroğlu, soruşturmanın kritik bir aşamaya geldiğini söyledi. MGK eski Genel Sekreteri, YÖK eski Başkanı, emekli ordu komutanı, üst rütbeli emekli askerler ve muvazzaf subaylar, önemli bir iş adamı ve eski siyasetçilerin gözaltına alındığını belirten Bekaroğlu, "Bu son dalganın bir başka önemi de Ergenekon'un Susurluk'la bağlantılarına ulaşılması ve toprak altında çıkartılan silahlardır. Nitekim bu sebeplerden dolayı bu son dalga öncekilerden daha çok fazla ses getirdi" dedi
-"ERGENEKON DEMOKRASİYİ VE SİYASETİ KARŞISINA ALMIŞTIR"-
Bekaroğlu, konunun değişik boyutları ile tartışıldığını ve daha uzun süre de tartışılacak olduğunu kaydederek, "Umarım; büyük zorluklarla boğuştuklarını sandığım savcılar ve sonra da mahkemeler Türkiye'yi bir karanlık dönemden çıkaracak bu büyük davanın üstesinden gelir. Yargı rahat bırakılmalı, ilgili olan herkes yargıya yardımcı olmalı" diye konuştu.
"Baştan beri operasyonun üzerini örtme gayretleri, konuyu sulandıranlar var. Bazıları da gözaltına alınmalarda yaşanan kimsenin hoş karşılamadığı bazı yanlışlıkları öne çıkararak dikkatleri büyük resimden uzaklaştırmaya çalışıyor" diye konuşan Bekaroğlu, "Daha da vahimi, başta Ana Muhalefet Partisi'nin Genel Başkanı Baykal olmak üzere bazı siyasetçilerin Ergenekon'un avukatlığına soyunmuş olmalarıdır. Oysa Ergenekon dediğimiz yapılanma bütünüyle demokrasiyi ve siyaseti karşısına almıştır" şeklinde konuştu.
-"SİYASİ SORUMLULAR YÜCE DİVAN'A ÇIKARILMALI"-
Bekaroğlu, Türkiye'de geçmişte yapılan müdahalelerin hepsinin bir siyasi ayağı olduğunu belirterek şu değerlendirmede bulundu:
"Maalesef "ara dönem siyasetçileri' diye isimlendirebileceğimiz bir siyaset sınıfı var. Bunlar halka inanmıyorlar, hiçbir zaman seçim yolu ile iktidara gelemeyeceğini düşünüyorlar, ikbal ve istikballerini müdahalelere bağlamışlardır.
Öyle anlaşılıyor ki, Ergenekon'un da böyle bir ayağı var. Öte yandan özellikle bu son gelişmelerle Susurluk tekrar gün ışığına çıkacak. Susurluk'ta işin ucunun başbakanlara, bakanlara kadar uzandığı açıktır. O nedenle bu işi olağanüstü yetkilerle donatılmış olsalar da mevcut savcıların bütünüyle çözmesi mümkün değil. Derhal bir Meclis soruşturmasına ihtiyaç var. Şimdi TBMM'nde grubu bulunan partilere önemli bir görev düşmektedir. Bir soruşturma komisyonu kurup hızlı bir şekilde çalıştırarak siyasi sorumluları Yüce Divan'ın karşısına çıkarmak zorundalar. Belki de bazı siyasetçilerin paniğe kapılmasının nedeni böyle bir ihtimalin bulunmasıdır.
Bu, hem soruşturmanın selameti açısından gerekmektedir, hem de siyaset kurumu kendisini ancak bu şekilde yenileyebilir. Geçmişte devletin sık sık rutinlerin dışına çıktığını önemli makamlarda bulunan kişiler tarafından ifade edilmiştir. Rutinlerin dışına çıkmak, hukuku çiğnemek demektir. Hukuku çiğneyenler ve onlara göz yuman siyasi sorumlular hesap vermeden Türkiye'de hukuk devletinin kurulması mümkün değildir. (ANKA)