Bir Bardak Çay Deyip Geçmeyin

Rize'nin yeşil bahçelerinden soframıza gelen sıcacık bir tat...

Bir kahvenin 40 yıl hatırı olsa da, çay, asırlar boyunca kimi zaman sofraların vazgeçilmezi olurken, kimi zaman da bir dost muhabbetinin başköşesine oturuyor...

Güneşin kavurucu sıcağında yaylada esen tatlı bir rüzgâra karşı demlenen tavşankanı misk kokulu bir bardak sıcak çay, Erzurum'un kıtlama şekeriyle insanın ruhuna doyulmaz bir keyif katıyor...

Yeşil yapraklardan süzülerek demliklerde kıvama gelen bir keyiftir; çay...

Bir kahvenin 40 yıl hatırı olsa da, çay hükümranlığını nice kırk yıllar ile değiştirilemeyecek kadar, kimi zaman kahvaltı sofralarında kimi zaman ise bir dost muhabbetinde baş köşeye oturarak asırlarca sürdürüyor.

Güneşin kavurucu sıcaklarında ılık ılık esen rüzgarın konuk olduğu yaylalarda çay içmenin keyfi ise bambaşka. Tavşan kanı olgunluğuyla göz kırpan ve insanın içindeki tüm soğuklara meydana okuyan misk gibi bir bardak dolusu çay, uzun kış gecelerinin vazgeçilmezi olurken, anıların hayata geçirilmesinde de en önemli yardımcı misyonu üstleniyor.
Türk milletinin hayatında önemli bir yere sahip olan çay, zaman zaman şiirlere de konu oluyor. İşte Erzurum'dan Hüseyin Şinasi'nin yazdığı bir çay şiiri:

ERZURUM'DA ÇAYHANE
Güzel yurt Erzurum'da, Erzincan çarşısında,
Şirin bir çayhanedir, dükkanlar karşısında.
Basamakla çıkılır çift kapıdan geçilir,
Tertemiz bardaklarda taze çaylar içilir.

İlhan usta demlerse değişir zevki çayın,
Öyle bir tılsım var ki içileni saymayın.
Kahve sahibi bile günde 40 bardak içer,
Çayların sihriyle insan kendinden geçer.

Ne kadar lezzetli ki, doyum olmaz tadına,
Benzer şarkın can yakan, sıcacık kadınına.
Kimi kıtlama ister, kimi şekerli sever,
Teklif yoktur burada, herkes keyfince ister.

Plaktan yükselirken memleketin havası,
Dilden dile dolaşır zaferin hatırası.
Tazelenir muttasıl çayların sıcak demi,
Diyarın garipleri düşünür gurbet eli.

ÇAYIN HİKÂYESİ
Çay ilk olarak tıbbi nedenlerle içilmiş. Çay içerek zihni uyanık tutmak, her derde deva özelliklerinden yararlanmak mevzu bahis edildi. Çinliler ve çayı onlardan 16. yüzyılın sonuna doğru aldıkları söylenen Japonlar, kendi dini ve milli adetlerine uygun bir çay içme töresi geliştirdi. Çay Avrupa'da 17. yüzyıldan beri keyif maddesi olarak içildi. Türkiye'de çay yetiştirme konusunda ilk girişimin Tanzimat devrinde 1888 yılında yapıldığı, dönemin yazılı belgelerinden anlaşılıyor. Çayın yaygınlaşmasına ilişkin hikâye ise şöyle anlatılıyor:
"Hoca Ahmet Yesevi bir gün Türkistan illerinde birine misafir olur. O gün hava çok sıcak olduğu için yorulmuştur. Evine misafir olduğu Türkmen'in komşusunun eşi doğum yapmak üzeredir. Türkmen, Hoca Ahmet Yesevi'den dua etmesini ister, Ahmet Yesevi de dua eder. Türkmen'in isteği olur. Türkmen bu duruma çok sevinir. O yörenin önemli bir ikramı olan çayı kaynatıp getirir. Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak içince yorgunluğu gider. Sonra da 'Bu şifalı bir şeymiş, hastalarınıza bundan içirin ki, şifa bulsunlar' diye nasihat etmiş. Çay o günden sonra tüm Türk illeri arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek haline gelmiş."
4000 yıllık tarihe sahip çay Türklerin hayatına geç girmişse de pir girmiş. Gün boyunca çay içmemizin yanı sıra kendimize özgü demleme usulü, ince belli cam bardaklar, Erzurum şekeriyle kıtlama çay içmek milli kültür tarihimizin inkar edilemezlerinden.

DÜNYADA ÇAY TÜKETİMİ
Dünya üzerinde çay bitkisi, kuzey yarımkürede yaklaşık 42 enlem derecesinden, güney yarımkürede 27 enlem derecesine kadar olan kuşak üzerinde yetiştiriliyor. Yağışın bol ve iklimin sıcak olduğu bölgelerde yetiştirilmesine rağmen dünyada çay üretiminin ekonomik olarak yapıldığı yerler sınırlı. Hindistan, Çin, Sri Lanka, Endonezya, Kenya ve Japonya çay bitkisinin yaygın olarak yetiştirildiği ve çay üretiminin yoğun olarak yapıldığı ülkeler. Başta bu ülkeler olmak üzere Türkiye ile birlikte 30'a yakın ülkede ekonomik düzeyde çay üretimi gerçekleştiriliyor.

Çayın yetiştirilmesinde en önemli etken ise iklim ve toprak. Yıllık sıcaklık ortalamasının 14 santigrat derecenin altına düşmemesi, toplam yıllık yağışın 2 bin milimetreden az olmaması ve aylara göre dağılımının düzenli olması, bağıl nem oranının ise en az yüzde 70 olması, çay bitkisinin normal gelişimi için gerekli şartlar olarak sıralanıyor. Çay bitkisi kumdan kile kadar değişik yapıdaki asit tepkimeli topraklarda yetişebiliyor.

Dünyada çay tarım alanları yaklaşık 2 milyon 500 bin hektar. Bu alanın yüzde 86'sı Asya, yüzde 9'u Afrika, geri kalan yüzde 5'lik kısmı Güney Amerika ve Okyanusya kıtalarıyla Rusya'da bulunuyor. Dünyada kuru çay üretimi 2 milyon 600 bin ton. Bu miktar üretimin yüzde 82.5'i Asya, yüzde 14.7'si Afrika, yüzde 2.8'i Güney Amerika ve Okyanusya kıtalarıyla Rusya'da yapılıyor. Dünyada üretilen kuru çayın yüzde 42.5'i ihraç ediliyor. Büyük çay üreticisi ülkelerden Asya kıtasında yer alanların dünya ihracatından aldıkları pay yüzde 64, Afrika kıtasında yer alanların aldıkları pay yüzde 30.9, Güney Amerika kıtası ve diğerlerindekilerin payı ise yüzde 5.1'dir. Dünyada tüketim amaçlı çay ithalat miktarı ise 1 milyon 117 bin ton. İthalatın yüzde 27.9'u Asya, yüzde 16.8'i Afrika ülkeleriyle yüzde 14.4'ü İngiltere ve İrlanda, yüzde 9.9'u Rusya Federasyonu ve geri kalan yüzde 3.1'i ise diğer ülkeler tarafından yapılıyor.

Yıllık kişi başına çay tüketim miktarları yüksek olan ilk 5 ülke ise, İrlanda (3.17 kg), Kuveyt (2.66 kg), İngiltere (2.46 kg), Türkiye (2.36 kg), Katar (2.00 kg). Türkiye, çay tarım alanlarının genişliği bakımından, dünyada üretici ülkeler arasında 6. sırada, kuru çay üretimi yönünden 5. sırada, yıllık kişi başına tüketim bakımından ise 4. sırada yer alıyor.
Yeşil çay, "camellia sinensis" çay bitkisinin tepe tomurcuğu ve onu takip eden 2 yaprak esasına göre hasat edilmiş taze sürgünlerinden üretilen Non-okside bir çay çeşidi. Dünyada ilk kez Çin'de üretilen, M.S. 800'lü yıllarda Çin'den Japonya'ya getirilen bu ürünün, o yıllarda da güçlü bir ilaç ve sağlH yörenin önemli bir ikramı olan çayı kaynatıp getirir. Hoıklı bir içecek olarak tüketildiği biliniyor. Daha sonraki yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, yeşil çayın insan sağlığı açısından mucizevî bir ürün olduğunu gösterdi.

Dünyada yılda ortalama 700 bin ton yeşil çay üretilmekte, üretici ülkeler sıralamasın da 450 bin tonla Çin 1. sırada yer alıyor. Japonya, Endonezya, Vietnam, Hindistan ve Sri-Lanka diğer üretici ülkeler. Dünyada tüketimi hızla artmakta olan yeşil çay, ülkemizde de henüz tanınmaya başlandı. Türkiye çaycılığına katkıda bulunak ve Türk insanını yeşil çayla tanıştırmak amacıyla Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı Atatürk Çay ve Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü bünyesinde "Türk Yeşil Çayı Deneme Üretimi" adlı proje yürütüldü. Taşlıdere Çay Fabrikası'nda kurulan pilot ünitede 7-21 Ekim 2003 tarihleri arasında deneme üretimleri yapıldı.

ARAŞTIRMA Haberleri

RİZE'YE DAİR
GÜRCİSTAN'DA İFTAR
34 ÜLKEDE ÇALINIYOR
RAPOR SUNULDU
TARİHTEN YAPRAKLAR