Özgürlük ve Dayanışma Partisi Pazar İlçe Teşkilatından yapılan yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; "Bugün 21 Mayıs 2007, Çay-Kur çay alım sezonunu resmen açtı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çayımızın fiyatı kapalı kapılar ardında ki hesaplamalarla ve İMF-Dünya Bankası gibi kuruluşlara verilen taahhütler gereği hesaplandı ve üreticiye açıklandı.
Verilen fiyat 64 Ykr ve artı 9 Ykr, yani toplam 73 Ykr’tur. Sayın Başbakanın iktidara gelmeden 2002 yılında “Çayın bu günkü değerinin 750 TL (75 Ykr) olması gerekir” şeklindeki değerlendirmesini unutmuş gözüküyor. Aradan geçen 5 yıl gibi uzun sürede hala o tarihte verilmesi düşünülen rakama ulaşılamaması bir talihsizlik değil mi? Çayımızın fiyatı hesaplanırken hangi değerler, kıstaslar dikkate alınıyor bunun üreticilerle paylaşılmasını istiyoruz. Çayın dikimi, bakımı, gübrelenmesi, biçilmesi ve satılmasına kadar olan süreçteki tüm emek dikkate alınıp, artı enflasyon farkı eklenerek hesaplanması gerekmiyor mu? İşte biz üreticiler olarak AKP iktidarının 2007 yaş çay fiyatında bu kriterlerin ne kadarını dikkate aldığını soruyor ve sorguluyoruz.
Bu yıl çay üreticilerinin bilmesi ve yapması gereken yeni bir uygulama var. Üreticinin artı 9 Ykr alabilmesi için, çay tarlası tapusunun ya kendi üzerinde olması gerekiyor, ya da sağ olan babasının üzerinde olan tarlanın, işletmeci olarak kendine vekâlet alması gerekiyor. Yöremizde tarla tapularının verasetten intikal etmiş olması nedeniyle, yüzde sekseninin tapu ile problemleri var. Yani, dedesinden, babasından, annesinden intikal etmiş olan arazinin işletmeci olan varisleri tarafından tapu sorunları çözülememiş veya çözülmemiştir. Bunun en büyük nedeni, varislerin çok geniş olması ve bu sorunun çözümünün zor olduğu kanaatine varılarak olay sürüncemede bırakılmıştır. Bu sorunun çözümünde iktidar samimi olursa çözüm önerilerimiz de var olacaktır. Şöyle ki;
1- İktidar, bölgemizdeki arazi dağılımı ve dağınıklığını göz önüne alarak uzun yıllar devam eden varis ve veraset sorunlarının çözümünde kolaylıklar göstermeli. Bir kereye mahsus devir ve satış işlemlerinden ücret alınmamalı.
2- Bu işlemin uzun süreceği düşünülerek, araziyi kullananın ve işletenin Doğrudan Gelir Desteğinden yararlanması ve artı 9 Ykr desteğini alabilmesi sağlanmalıdır.
Yoksa çay üreticisinin bu bahse konu 9 Ykr’u yüzde seksen üreticinin alabilmesi mümkün gözükmemektedir. Bu ise, düşük tutulan taban fiyatı ile mağdur olan üretici, artı 9 Ykr alamayarak bir kez daha mağdur edilmek istenmektedir. Hükümet ve iktidar olanlar o mevkilerde sorun üretmek için değil, çözüm üretmek için olmalılar. Halk adına, halk için, halka rağmen iktidar olurken, kimse bu halk ne istiyor, ya da ne diyor diye sormuyor. Dün Kayseri’de Pazaryeri çöplüğünden marul toplayan çocukların üzerine aracını süren ve 5 çocuğun ölümüne neden olan olayın sebep ve sonuçlarını tartışmadan bir neticeye varamayız. Hem bugün iktidar olanlar ve hem de sol adına birleşmeyi önüne hedef koyanlara sesleniyoruz; 5–8 yaşlarındaki çocukların çöpten marul toplamak zorunda kaldığı Türkiye fotoğrafını değiştirmek olsun asıl hedefiniz.
Biz, Özgürlük ve Dayanışma Partisi olarak, hem AKP iktidarına, hem sol adına birleşmeye çalışanlara ve hem de halkımıza sesleniyoruz. AKP’nin seçim öncesi vermiş olduğu vaatlerin ne kadarını yerine getirmiş olduğunu sorgulayalım. Bizim 2002 öncesi yaşam kalitemizle şimdikini kıyaslayalım ve geleceğimize ne kadar güvenle baktığımızı, ya da bakamadığımızı görmeye çalışalım.
Sol adına birleşmeye çalışanlar, ama solculukları kendilerinden menkul olanlar size sesleniyoruz. Her şeyden önce solun ahlak olduğunu, yüreğin solda attığını ve vicdansız solun olamayacağını bilmeleri gerekir. Yüzde 10 barajını destekleyen ve anti demokratik yasalarla dopdolu anayasanın değişmesini temel almayan bir solun sol olmayacağını cümle âlemin bilmesi gerekiyor.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi olarak, biz her koşulda ve her şartta halkımızın yanında olduğumuzu ve sorunlarını bildiğimizi ve bu sorunlara çözümün de reçetesi biz değil, birlikte çözüm bulacağımızı her daim ortaya koyduk. Biz “sözde değil özde” anlayışını benimseyen geleneğin insanlarıyız. Biz çay üreticilerinin her zaman yanında olduk, sorunlarını paylaştık, çözüm önerilerimizi ortaya koyduk ve sizlerden biri olduğumuzu unutmadık. Ama dün söylediklerini bu gün unutanlar, vaat edenler yine iktidardadırlar ve sizlerden oy istiyorlar. Yıllarca mecliste vekil olanlar hiçbir zaman sorunlarınıza çare olmadılar, zaten onların amacı çare olmak değil mecliste kendilerine bir koltuk edinmek, yer edinmekti. Tüm samimi duygularımızla çay üreticisine yeni sezonda sağlık ve esenlikler dileriz”