Soğuk kış gününde serçenin kanatları donmuş ve yere düşmüş. O sırada orada otlamakta olan bir inek, serçenin yanından geçerken serçenin üzerine pislemiş. Serçe tam öleceğini hissetmişken, taze gübrenin sıcaklığıyla kendine gelmiş ve sevincinden şarkı söylemeye başlamış.
Fakat oralarda gezinen bir kedi, serçenin sesini duyunca yavaşça serçenin yanına yaklaşmış, gübreyi eşelemiş ve serçeyi bulup onu yemiş!
İnsan dünyada yaşarken ne çok dosta ihtiyacı var. Sizi seven, candan iyiliğinizi isteyen, başınıza gelebilecek bir kötülüğe karşı duyarlı olan insanlara ne kadar muhtacız.
Yukarıdaki kıssada olduğu gibi; tepene eden herkes düşman değildir. Seni bir pisliğin içinden çıkaran herkes de dost değildir.
İletişimin hızla gelişmesi nedeniyle dünyada olup biten hemen her şey, anında evimizin içinde beliriyor. Herkeste, bu denli yoğun olayları kaldırabilecek güç bulunmuyor. Zayıf kişilikli, terbiyesi tamamlanmamış veya hiç terbiye görmemiş; ya da bir uyuştururcunun kurbanı konumuna düşmüş yahut nefsinin esareti altında inleyen insanları medya ve çevre olumsuz etkilemektedir. Bu durumda bu tip insanlar sokağa salınmış birer bomba gibi dolanıp durmaktadır. Bu tip insanlar hırsızlık, ırza tecavüz, küçük bir maddiyat için cinayet ve her türlü suçu çok kolaylıkla işlemektedirler.
Bu tip insanlar araştırıldığında, çocukluklarında bir tebessüm eden yüzle karşılaşmamışlar. Onların saçlarını okşayan bir elden mahrum büyümüşler. Onları bağırlarına basan bir dosttan hep uzak yaşamışlar. Yani gönül bahçelerine gül yerine hep dikenler ekilmiş; onlar da bu dikenleri başkalarına batırarak adeta insanlardan, insanlıktan intikam alır olmuşlar.
Hep merak etmişimdir; hayvanları, bitkileri sevmek insanlık gereğidir. Fakat insan sevgisinden uzaklaşıp hayvan sevgisine sığınan insanların iç dünyaları, benim hep merakımı kamçılamıştır. Demek ki, insandan sıtkını sıyıran birçok insan, sevgisiz, dostsuz yaşayamayacağından, sevgisini hayvanlara yönlendirmiştir, diye düşünüyorum.
Burada eski ABD başkanlarından Truman’ın bir sözü aklıma gelmişken onu yazmadan edemedim. Diyor ki Truman: “ Washington’da gerçek bir dost istiyor musun? Bir köpek al!” Bunu söyleyen Amerika cumhurbaşkanıdır ve Amerika’nın fotoğrafını ta o zaman çekmektedir.
İnsan, insanlığına kavuştuğunda meleklerden üstün. İnsan, insanlıktan çıkınca hayvanlardan aşağı. Bu ne uzun bir yolculuk? Sizin zayıf anınızda duygularınızı istismar ederek, size şirin gözüken ve hayatınızı karartan insanlar olduğu gibi, sizin en kötü anınızda yanınızda bir kaya gibi durabilecek dostlara da ihtiyaç vardır.
Bu nedenle hayatta dost biriktirmekten daha kârlı bir iş yoktur. Dost, durup dururken kazanılmaz; onu kazanmak için hayat çabası harcamak gerekir. Size, beşeri bir menfaatten ötürü yaklaşanlar asla dost değildir. Size, sizi sunanlardır, dost olanlar. Size ayna sunup, aynada kendi siluetinizi gösterenlerdir. Beni, kendisi için değil, beni, benim için sevenlerdir, dostlar. Bunun içindir ki, dünyada kralların, tiranların uşakları var, ama dostları yoktur.
Dost, gönlünüze hitap edendir, nefsinize değil. Gönül, gerçekten gönül ise, orası Allah’ın tecelli ettiği kutsal bir mekândır. Kalpler, Allah sevgisini içine aldığı zaman gönül olur, çünkü. Dost sadece Allah! Allah sevgisini kalbinde barındıran nur yürekli insanlar. Allah, hepimize sadık dostlar ihsan eylesin.
D. Ali TAŞÇI (dalitasci@Hotmail.com) Twitter:@DAliTasci