Teamüllerin, geleneklerin yerle bir olduğu ilklerin YAŞ'ında komuta kademesi belirlendi.
YAŞ süresince yaşananları ve ana muhalefet CHP'nin konumunu analiz eden Zaman Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne, yaşananlar sonrası en büyük kaybı Ak Parti'nin yaşayacağını öne sürdü. Türköne, 'Ordu artık işini yapacak. Bu işten de en çok AK Parti zararlı çıkacak. Çünkü artık darbecilerin hukuksuzluğu ve sapkınlığı AK Parti'ye oy olarak geri dönmeyecek. CHP ile AK Parti arasındaki şartlar eşitlenecek. AK Parti, artık pratik hiçbir anlamı kalmayan 'darbecilik' yükünü CHP'nin sırtından kaldırmış oldu. CHP'nin bu iyiliği unutmaması lâzım.' diye yazdı.
İşte Türköne'nin 'AK Parti'nin Ordusu?' başlıklı o yazısı
AK PARTİ'NİN ORDUSU?
'AK Parti'nin ordusu da oluyor' demiş, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce.
'Süngüden kurtulalım derken Tayyip'in copu geliyor' diye eklemiş. CHP Genel Başkan Yardımcısı Osman Korutürk'ün ilk gün dört komutanın istifasını 'demokratik tepki' olarak nitelemesi ve tam tersini söyleyen Avrupa Parlamentosu raportörünü kınaması kamuoyunun ortak kanaatine aykırı idi ve insaf ölçülerinin dışında kaldı. CHP Genel Başkanı ise henüz konuşmadı ve bir tavır ortaya koymadı.
CHP BASKI ALTINDA
CHP ikili bir baskı altında. Bir taraftan 'devlet partisi' CHP'nin, doğal müttefikine, yani darbecilere sahip çıkması ve AK Parti düşmanlarını rahatlatması gerekiyor. Öbür taraftan siyaset savaşını kaybetmiş bir ordunun arkasında durarak umutsuz bir savaşı sürdürmeye kalkmanın akla uygun bir tarafı yok. Önündeki zorlu ikilemi aşmak için cesur bir hamle yapması, ve darbecilerin boşalttığı alanı, iddialı bir şekilde doldurması lâzım. Siyasî mücadele devletin egemen iktidarına sahip olmak için verildiğine ve asker artık bu iktidarı kullanamaz duruma geldiğine göre CHP elinde kalan tek aracı, yani demokrasiyi kullanarak AK Parti'nin karşısında duracak. Darbecilikle AK Parti arasında sıkışan kesimleri bu şekilde rahatlatacak.
'Sivil darbe', 'sivil vesayet' ve son olarak 'AK Parti'nin ordusu' tezinin pratik bir karşılığı yok. Çünkü bu tezlerin tamamı demokratik iktidara karşı askerî vesayeti savunmak içindi. Artık ortada vesayet kuracak bir asker kalmadığına göre, CHP kendi başının çaresine bakacak.
AMİRALLERE SUİKAST İDDİASININ BAMBAŞKA BİR İÇERİĞİ VAR
YAŞ toplantısının ve generallerin istifasının gölgesinde kalan bir gelişme, askerî cephede gerçekte olup bitenler hakkında sağlam bir ölçü veriyor. 'Amirallere suikast' davasının iddianamesi geçtiğimiz gün açıklandı. Bu dava askerin teslim ettiği siyaset kılıcının ne kadar sapkınca işlerde kullanıldığını gösteriyor. 'Balyoz'u, 'Kafes'i, bu planların içinde yer alan harekât planlarını 'darbe yapmak için komplo düzenlemek ve adam öldürmek' olarak anladık. Fakat 'Amirallere suikast' davasının bambaşka bir içeriği var. Bu davanın iddianamesine göre, darbe için illegal örgüt kuranlar ilk iş olarak canlarını sıkan kendi komutanlarını ortadan kaldırmaya kalkmışlar. Dört komutan arasında istifasını veren Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit, hayatına kastedilenlerden biri. Neden böyle bir suikast planlanmış?
LAİK-ATATÜRKÇÜ KAYMAKAMI İRTİCACI DİYE FİŞLEMEK
Bu soruya, 'darbecilikle eline geçen gücü keyfince kullanmak' dışında verilebilecek mantıklı bir cevap yok. İddiaya göre planı yapan, suikastla öldürülmesi hedeflenen komutanın kurmay başkanı. Darbecilik devreye girince hiyerarşi alttakini rahatsız etmeye başlıyor. 28 Şubat sürecinde herkesi fişleyen jandarma başçavuşunun hoşlanmadığı laik-Atatürkçü kaymakamı 'irticacı' diye fişleyerek intikam almasından hiçbir farkı yok. Bir fark var elbette. Bu sefer adamın canını alıyorsunuz. Ama mantık aynı.
ASTI ÜSTÜN CELLADI HALİNE GELİYOR
Askerlik mesleği sıkı bir hiyerarşi ve disiplin içinde yapılırken astların üstlerini sevmesi gerekmiyor. Onun yerine emri dinlerken gözlerini tavana dikmesi, sonra da emri yerine getirmesi yeterli. Ama darbecilik hiyerarşiyi bozuyor. Astı, üstünün celladı haline getiriyor.
'Amirallere suikast' davası, Türkiye'den öte ordunun nasıl bir tehlikeyi savuşturduğunu göstermiyor mu?
Ordu artık işini yapacak. Bu işten de en çok AK Parti zararlı çıkacak. Çünkü artık darbecilerin hukuksuzluğu ve sapkınlığı AK Parti'ye oy olarak geri dönmeyecek. CHP ile AK Parti arasındaki şartlar eşitlenecek. AK Parti, artık pratik hiçbir anlamı kalmayan 'darbecilik' yükünü CHP'nin sırtından kaldırmış oldu. CHP'nin bu iyiliği unutmaması lâzım.
KARARGAHARTIK SİYASİ PARTİ GİBİ ÇALIŞMAYACAK
Ordu artık siyaset oyununun içinde yok. Genelkurmay Karargâhı artık bir siyasî parti gibi çalışamayacak. CHP'nin doldurması gereken koskoca bir alan. Peki CHP bu alanı kuşatacak ufka sahip mi? Muharrem İnce'nin 'Tayyip'in copu' lafı hazır olmadığını, Kılıçdaroğlu'nun suskunluğu ise bir arayış içinde olduklarını gösteriyor. AK Parti, orduyu siyaset oyunundan düşürerek CHP'nin önünü açtı. Acaba CHP bu fırsatı ne zaman fark edecek?