Türkiye yeni bir mahalli seçimlere hazırlanıyor. Mahalli seçimlerden sonra genel seçimler ve Reisicumhur seçimleri de yapılarak Türk milleti geleceğini belirleyecek. Sandığa gidecek insanımız iki tercihten birisini yapacak. Ya AKP iktidarının devamını onaylayacak, ya da AKP iktidarını sandığa gömerek ciddi bir hesap dönemi başlayacak. On bir yıldan beri bu ülkede uygulanan despotizm yıkılarak, aydınlık günlerin önü açılacak. Biz bu seçimlerin milletin bekasını yakından ilgilendirdiğini düşünüyoruz ve bir nevi ikinci bir Sakarya savaşı öneminde görüyoruz. Cumhuriyet için, bağımsızlığımız için, torunlarımız onurlu bir hayat yaşasınlar diye en azız varlıkları olan canlarını bizler için feda eden ecdadımız bizlere bıraktıkları emanete sahip çıkmamızı, gelecekteki torunlarımıza taşımamızı istiyorlar. Onlar bizim için cephelerde canlarını, biz de torunlarımızın sandıklarda oylarımızı vereceğiz. Kader bu defa bizim kuşaktan canlarımızı değil, oylarımızı vermemizi istiyor. Yanlış karar vermemiz durumunda canımız, namusumuz, bağımsızlığımız, onur ve şerefimiz tehlikeye girecek ve bugün oylarını doğru yolda olanlardan esirgeyenler gelecekte maalesef bahse konu ettiğimiz değerlerini vermek zorunda kalacaklar. Her türlü inadı, her türlü çıkar beklentilerini bir tarafa bırakarak milli devletten, Cumhuriyetten, onurlu yaşamaktan yana tavır koymak zorundayız. Onurlu yaşamanın, Cumhuriyeti yaşatmanın, yalan ve talan imparatorluğunu seçim sandıklarında yıkmanın adresi MHP’dir. Oylarımızı MHP’ye vererek geleceğimizi tehdit eden en büyük tehlikelerden olan mevcut teslimiyetçi zihniyeti mutlaka Ankara’dan kovmalıyız. Aksi durumda hep birlikte işaret ettiğimiz bedelleri ödemeye hazır olmalıyız. Her ne kadar insanımız çeşitli baskılar altında olsa da, her ne kadar iktidar çevreleri henüz yalan torbasını tüketmemiş de olsa, bu seçimler de insanımızın doğruların en doğrusu olan kararını vereceğinden şüphemiz yoktur. AKP her seçimde meydanlarda yolsuzlukları malzeme ederek siyaset geliştirdi. Şimdi insanımız açık ve net bir şekilde gördü ki yolsuzluklardan yakınan iktidar partisinin kendisi boğazına kadar yolsuzluklara batmış bulunmaktadır. Bu dönemde yapılan adam kayırmacılığı, işin ehline verilmemesi bencilliği, tehlikeli boyutlara vardırılan kadrolaşma hareketleri hiçbir dönemde bugün olduğu kadar zirve yapmamıştır. Genç insanlar, geleceğimizin lokomotifi olan üst düzey eğitim almış elit insanlar bu iktidar döneminde asgari ücretle karın tokluğuna ve mevsimlik işlerde çalışmaya mahkûm edilerek gelecekleri çalınmıştır. Geleceğimiz olan genç kuşaklar kumar, fuhuş ve uyuşturucu bataklığına itilmiştir. Kurumlar arası eşgüdüm bozulmuş, devlet kurumları birbirleriyle savaşa sokulmuştur. Hırsızlığın, arsızlığın, soygunculuğun kriterlerini de iktidar belirler oldu. İktidar çevrelerine göre devletin kasasından çalınmayan mal çalınmış sayılmaz. Böylesi bir zihniyet bugün bu milletin mukadderatına yön veriyor maalesef. Bundan ötesi Allah korusun bölünme ve kaos toplumuna gidişin önünü açar. Millet bu tehlikelerin farkındadır ve tedbirini mutlaka sandığa yansıtacaktır. AKP’den kaçış başlayacak ve bunca yanlışlara ortak olan herkes günü geldiğinde mutlaka hesabını verecektir. Bize hayırlısı olsun demek düşer ve hayırlısı ne ise o olur inşallah.