Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, hasta olmasına rağmen partisinin Manisa İl Kongresi'ne katıldı. Arınç iki adaylı kongrede, yerel seçimde Manisa Belediye Başkan adayı gösterilmediği için MHP'ye çalıştığı iddia edilen Hayrullah Solmaz'ı ağır sözlerle eleştirdi.
Konuşmasında iki kez gözyaşlarına boğulan Arınç'ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan söz ederken “Hiçbir kıskançlık içinde değilim” demesi dikkat çekti.
HASTALIĞI ZATÜRRE BAŞLANGICI
Arınç konuşmasına başlarken kendisine tezahüratta bulunan partili gençleri uyararak, “Gençler çok zamanımız yok. Ayakta duracak halim de yok. Ben konuşmamı bitirinceye kadar sessiz kalın” uyarısında bulundu. Ciğerlerini üşüttüğünü, hastalığının zatürree başlangıcı olduğunu belirten Arınç şunları söyledi:
“Bir rahatsızlık geçiriyorum. Ankara'da başladı. Biraz dinlenelim diye başka bir yere geldik. Serum ve ağız yoluyla tedavi sürüyor. İnşallah geçecek. Buraya gelmeyecektim. Doktorlar terlememi, kalabalıkta olmamı, terleyip üşütmemi istemiyorlar. Ciğerlerimden üşütme geçiriyorum Zatürree başlangıcı. Bu 3'üncü kongre. İlk iki kongrede meclis başkanıydım. Meclis başkanları siyasi çalışmalara katılamıyorlar. Sadece kongrede bulunamamakla kalmadım, bu çalışmaları da yakından takip edemedim. İki nedenle gelmeyi çok istedim. Sizi selamlamak istedim. Siz de büyük sevgi ve ilgi gösterdiniz, sağolun. Gelemeseydim anlayış gösterirdiniz, ancak büyük bir kısmı 'neden gelmedi bu işin altında bir iş var herhalde şu amaçla gelmek istemedi' derdi. Manisa'nın dedikodusu boldur. Dostu, düşmanı, rakiplerimizi biliyoruz. Onlara sermaye çıkmasın diye gücümü topladım ve geldim.”
“SEÇİMDE İÇERDEN YARALANDIK”
Arınç, adaylardan Hayrullah Solmaz'ın AKP'den Manisa Belediye Başkan adayı gösterilmeyince MHP'ye çalıştığı, hatta yeniden aday gösterilen Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar'ın rüşvet aldığı iddiasında bulunduğunu öne sürerek, “İki aday var. Benim de şahit olduğum olaylar var. Ancak basına açık bir toplantıda kim kimin hakkında ne söyleyecek diye merak edilen bir toplantıda konuşacak değilim. Kalbimden geçenleri siz anlayın. Ben neden buradayım. Ben söylemeden siz anlayın” diye konuştu. Yerel seçimlerde MHP'nin başarı gösterdiği Manisa'da seçimi içerden hançerlendikleri için kaybettiklerini savunarak, şöyle dedi:
“Manisa merkez belediyesini kaybetmek çok zor bir iş. Kazanmamız gerekiyordu, kazanmalıydık. Manisa yıllardır ihmal edilen hizmetlere kavuştu. Bülent Kar'a güvendik inandık ve onun başarılı hizmetlerine şahit olduk. Kim ne derse desin. İl Genel Meclisi'nde 300 bin oy aldık. Üçte ikiyi kazandık. Bu muhteşem bir başarıdır. Karşımızda tek başına blok oluşturmasına rağmen Ak Parti'nin Türkiye ortalamasını yakaladık. İçimizden yara aldık. İçimizden birileri aday olamadıkları için karşıya geçtiler. Siyasi rakip olarak gördükleri insanların yanında dümen çevirmediler. İçimizden birileri çalışmadılar, yorulmadılar, gitmediler. Buna rağmen 300 bin oy aldık. Bu helal oylardır, bizim tapumuzdur ve 7 yıllık iktidarımızda alabildiğimiz en iyi sonuçlardır.”
“SAHTEKARLARLA YOLUMUZU AYIRACAĞIZ”
Bülent Arınç, yerel seçimden sonra yapılan İl Kongresi'nin önemine değinirken, “Ya sadıklarla yola devam edeceğiz ya da sahtekarlarla yolumuzu ayıracağız. 40 yıldır siyasetin içindeyim. çok insan tanıdım. İnsanları iyi tanırım. Bu adam şu kadar kilo şu kadar gram derim” dedi. Siyasette vefadan ve yol arkadaşlığından söz ederken anılarını da anlatan Arınç'ın zaman zaman ağladığı görüldü.
Manisa'da dedikodudan yakınan ve teşkilata “Hep konuşuyorsunuz. Biraz da iş yapsanız 500 bin oy alırdık” sözleriyle yüklenen Arınç, TBMM Başkanlığı'nı bırakmasının bile dedikosunun yapıldığını söyledi Arınç şöyle konuştu:
“Ben meclis başkanlığını bıraktım. Aday olup kazanabilirdim. Hiçbiriniz inanmadınız. 'Zorla ayırmışlardır. Tayyip Bey'in gözünde beş kuruş değeri yok zaten' dediniz. Sizden duydum ben bunları. Hep konuşuyorsunuz zaten. Biraz da iş yapsanız 500 bin oy alabilirdik. Biz Ak Parti'yi kurduğumuz zaman dedik ki 'Türkiye için her şeyi yapacağız, nefsimizden kopmayacağız' dedik. Abdullah Gül Başbakanlığı Tayyip Bey'e böyle takdim etti. Tayyip Bey, Gül'e Cumhurbaşkanlığını böyle takdim etti. Ben TBMM Başkanlığı'nı böyle bıraktım. Ben bakanlık hayali olmadı diye bir sandalye için gözyaşı döken insanlar bilirim.”
'ANAP GİBİ Mİ OLALIM?'
AKP'nin sadece yol, hastane, köprü, baraj , gölet yapan bir iktidar olmadığını öne süren Arınç, teşkilattan kendilerini değil Türkiye'yi düşünmelerini isteyerek şöyle devam etti:
“Ona buna taktik vereceğinize 'Ben niye olmadım da filanca oldu' diye yeri toprağı eşeleyenler hırsını yenmeyenler varsa şunu düşünsün. Biz Türkiye'de çığır açıyoruz. Türkiye'yi mafyalardan çetelerden temizliyoruz. Siz bunların farkında mısınız? Bunlardan memnun musunuz? Mafyaları çökerttik, çeteleri bitirdik, Ergenekon'u tepeledik. AKP bunu yapıyor. Dört darbe teşebbüsü, beş defa suikast, 10 defa bilmem ne. Herşey açığa çıktı, ortaya çıktı. Özgürlük nefesi alıyoruz, insan hakları ihlalleri ortadan kalktı. Bunu Ak Parti yaptı. ANAP diye bir parti var. Özal'dan sonra yok oldu. Oy oranı yüzde yarım. Bizim ANAP haline gelmemizi mi istiyorsunuz? Bu partide de çekişmeler olsun birbirlerinin ayağına bassınlar. DYP (DP) mi olmamızı istiyorsunuz? Menderes'in kurduğu bir parti Cindoruk'ların eline düştü. Kendi sandığında kendi partisine oy vermeyen bir insan. Herhalde böyle bir parti olmamızı istemezsiniz. Yüzde 20'lerin üzerine çıktığı zaman sevinen CHP gibi mi olmamızı istiyorsunuz.”
'KISKANÇLIK İÇİNDE DEĞİLİM'
Arınç, konuşmasında teşkilatına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı örnek gösterirken yine gözyaşlarına hakim olamadı, “İşte Başbakan'ımız durmadan çalışıyor. Hiçbir kıskançlık içinde değilim. Beş kuruşluk istirahat etmeden oradan oraya hizmet götüren, 'zalimin yanında gerçekleri söylemek benim için en büyük şereftir' diyen bir Başbakan'a sahipsiniz. Bu kongrede benim gönlümün kimden yana kiminle birlikte olduğunu tahmin edebilirsiniz. Yolunu şaşırmadan onun bunun önüne arkasına dolanmayan çalışan insanların yanındayım” dedi.
Konuşmasında iki kez gözyaşlarına boğulunca kendisini dinleyen eşi Münevver Arınç da gözyaşlarını tutamadı. Arınç, konuşması bitince salondan ayrıldı ve karayoluyla Edremit'e hareket etti. (Hürriyet)