Büyük bölümü Çamlıhemşin ilçesi sınırları içerisinde bulunan Kaçkar Dağları Milli Parkı doğal güzelliği ile ziyaretçilerine tüm yorgunluğunu unuttururken, fotoğraf tutkunlarının da tercih ettiği yerler arasında bulunuyor.
Dünya Doğayı Koruma Vakfının, koruma altına alınması gereken 200 ekolojik bölge arasında gösterdiği, Türkiye'nin 3 bin 937 metreyle en yüksek 4'üncü dağı olan Kaçkarlar, birçok yaylayı içerisinde barındırmasının yanında 2 bin 500 rakımın üzerine ulaşabilen ziyaretçilerini doğal güzelliğiyle adeta büyülüyor.
Doğu Karadeniz'de sahile paralel uzanan, büyük bölümü Rize'nin Çamlıhemşin, diğer kısmı ise Artvin'in Yusufeli ilçesi sınırlarında yer alan Kaçkar Dağları, macera ve fotoğraf tutkunlarının tercih ettiği bölgeler arasında yer alıyor.
Ziyaretçiler genellikle Çamlıhemşin ilçesi sınırları içerisindeki Pokut, Sal ve Huser yaylalarını tercih ediyor. Yaylalarda özellikle sis bulutu ve gün batımını çekebilmek için fotoğraf tutkunları saatlerce nöbet tutabiliyor. Bir kare fotoğraf için bile kamp kuran fotoğraf tutkunları geceyi yaylada geçiriyor.
Türkiye'nin 3 bin 937 metre yükseklikle en yüksek 4'üncü zirvesi Kaçkar'ın eteklerinde vadilere çöken sis, ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatıyor. Vadi boyunca yavaş yavaş zirveye doğru ilerleyen sis, her bölümde farklı görüntüler oluşturuyor. Gün batımı ile farklı renklerin oluştuğu Kaçkarlar bu saatlerde fotoğrafçıların tek bir kare için beklediği muhteşem anı ölümsüzleştiriyor.
Bazı fotoğrafçılar da günlerce beklemesine rağmen aniden bastıran yağmur nedeniyle zirveden erken ayrılmak zorunda kalıyor.
Alternatif tatil arayanlara nadir bitki türleri, ormanları, yaban hayatı ve buzul gölleri ile farklı güzellikler sunan Kaçkar Dağları Milli Parkı, sonbaharın gelmesi ile birlikte ise artık yeşilin tonlarından uzaklaşarak ayrı bir güzelliğe bürünüyor.
-"Yollar çok zor olduğu için pes etmeyi düşündüm"
Bölgeye fotoğraf çekmek için gelen Elif Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kaçkar Dağları'ndaki manzarayı görebilmek için İstanbul'dan geldiğini belirterek, "Buraya gelirken kendimi teslim ettim. Yollar çok zor olduğu için pes etmeyi düşündüm ama zirveye ulaşınca her şeye değer olduğuna karar verdim. Zirveye gelince bir kez daha gelmek istiyorsunuz." dedi.
Zirvede sis bulutunu çok az görebildiğini ifade eden Yılmaz, "Bulut denizini 2-3 dakika görebildim. Bunda da şanslı olduğumu düşünüyorum. Bekliyorum, halen umudum var. Daha fazla görebilmek için beklemeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Norveç'te tramvay sürücüsü (Vatman) olarak çalıştığını vurgulayan Ali Gezen, ailesi ile bölgeye geldiğini söyledi.
Karadeniz'in farklı güzelliklere sahip olduğunun altını çizen Gezen, "Sosyal medyadan görüyordum bu fotoğrafları. Bir de dünya gözüyle görelim istedik. Gito, Sal ve Pokut Yaylalarına gittik. Çok harika görüntülerle karşılaştık." ifadelerini kullandı.
Havanın kendileri açısından şanssız olduğunu kaydeden Gezen, Norveç'in de dağlarının doğasının meşhur olduğunu ama bu güzelliğin başka yerde bulunamayacağını vurguladı.