İslam; omurgası tevhid, nuru namaz, zirvesi cihat, merkezi cami olan bir dindir. Belirttiğimiz unsurlar ve üzerine ekleyebileceğimiz diğer unsurların ana kucağı camidir. Bu değerler camide doğar, gelişir ve kemale ererler. Farklı bir mekânda bu unsurlar güdük kalır. Amaca, arzulanan kıvamda katkı sunamaz.
İslam medeniyeti cami merkezli bir medeniyettir. Ülkemizde bu bağlamda bir tecdit ancak devletimizin ortaya koyacağı kararlı, sistemli bir politika ve milletimizin desteğiyle mümkün olabilir. Yazı serimizin ilkinde camiden nasıl cemaat olunur konusunu genel hatlarıyla ortaya koymaya gayret etmiştim. Şimdi ise belirttiğimiz mefkûreyi harekete geçirecek temel amilleri ve bu amillerin içinde bulunduğu durumu, sorunları ve en sonunda da kısaca çözüm yollarını, şimdiye kadar edindiğimiz bilgi ve tecrübe ile izah etmeye çalışacağım.
Bu amilleri cami içi ve cami dışı olmak üzere iki temel başlıkta ele alacağım.
A) Cami İçi
1. İmam
Caminin mihmandarı İmam olduğu için böyle bir başlık adı altında konumuzu işleyeceğim. Burada İmam kavramının anlamı hakkında ayrıntılı bilgiler vermeyeceğim. Merak eden okuyucularımız TDV İslam Ansiklopedi ‘sinin "İmam" maddesinde detaylı bilgilere ulaşabilirler.
Cami İmamları bulunduğu mahalde topluma önderlik ve rehberlik yapan imtisal numunesi şahıslardır. Zira camilerimiz müslümanların ortak değeri mukaddes mekanlardır. Birliğimizi beraberliğimizi camilerimizde pekiştirir, dinimizi, milli ve manevi değerlerimizi bu mekanlarda ikmal ederiz. Öyleyse cami imamları her yönüyle donanımlı mümtaz şahsiyetlerden seçilmelidir.
Peki, ülkemizde camilerimize imam tayin edilirken bu bağlamda yeterli hassasiyet gösteriliyor mu? Kriterler nelerdir? sorularına cevap arayalım.
İmamlık, hazzına erenler için ulvi ve imrenilesi gereken bir makamdır. Kendini bilen, haddini bilen, sorumluluğunu bilen bir imam başka hiçbir makamda göremeyeceği en içten ve pazarlıksız saygıyı burada bu makamda görür. Ne var ki sayamayacağımız kadar çok güzelliklerine rağmen imamlık daha ziyade bir geçiş ve kaçış kapısı olarak görülür.
İmam Hatip Liseleri ve İlahiyat Fakültelerinde genel olarak en son tercih edilen bir makamdır. İsmiyle müsemma bir lise (İmam Hatip Lisesi) olmasına rağmen meslekle ilgili özendirme, teşvik olmadığı gibi camilerde hutbe irad etmenin dışında mesleki yeterliliğe yönelik bir uygulama da yoktur. İmam Hatipliğe yönelik lise ve fakülte düzeyinde özel bir müfredat ve gayret de yoktur.
Uygulama safhasında ise durum pek farklı değildir. İmam atama ve tayinlerde esas alınan kriterler kıraat, hafızlık, ses güzelliği ve ilmihal bilgileridir. Binlerce kişiye hitap etme imkânı olan Selâtin Camilerde ve diğer büyük camilerde hıfz ve ses güzelliği en bağlayıcı vasıf kabul edilmektedir.
Şimdi soruyorum sizlere, mevcut şartlarda camilerimizde; topluma rehberlik ve önderlik edecek, birliğimizi ve beraberliğimizi pekiştirecek, milli ve manevi değerlerimizi cami merkezli özümsetecek İmam istihdam etmek de ne derece başarılı olabiliriz?
Anlaşılan odur ki; mevcut sistem, camilerimize İmam değil namaz kıldırma memuru istihdam etmeyi amaçlamaktadır. Camilerimize atanan kişilerden İmamlığın gerektirdiği mefkûreyi beklemek makul bir durum değildir.
Ne gariptir ki toplum, kurum amirleri ve devlet ricali özellikle son zamanlarda cami görevlilerinden bu bağlamda beklentileri vardır. Böyle bir beklenti iyi niyetli olsa da meseleye yüzeysel bakıldığının bir göstergesidir. Tespitimizin haklılığını konuyla ilgili ileriki yazılarımda daha açık bir şekilde görecek ve hak vereceksiniz.
Meseleyle ilgili yapmış olduğum tespit ve eleştiriler asla bir kişi veya kesimi suçlamak sorumluluğu onlara yüklemek maksatlı değildir. Mesele; her birimizin ama çok ama az mesul olduğu toplumsal bir vazifedir. Evladını şu lise bu lise olmazsa İmam Hatip Lisesine gönderirim diyen ebeveynin, en son tercihini ilahiyat fakültesi yazan gencin, kurum ve devletimizin mesele ile ilgili sorunlara yetkisi veya katkısı olabilecek idarecilerin, bunca imkân varken vazifesini yapmayan cami görevlilerinin, camiye sadece namaz kılmak için gelen müslümanların hepimizin ortak sorumluluğunun olduğu bir mevzudur.
Konu ile ilgi çözümleri inşallah diğer amillerle ilgili tespit ve eleştirileri ortaya koyduktan sonra yapacağım. Bir daha ki yazımın konusu cemaat ve cami dernekleri olacaktır.
Vesselâm...