3. Kurum (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Camilerimiz Diyanet İşleri Başkanlığımızın varlık sebebidir. Camilerimiz müminlerin günde beş defa ilahi huzura beraber çıktıkları müstesna mekânlardır. Camilerimiz dini mubini İslam’ın temel ölçülerinin insanlara tebliğ ve tebyin edildiği irșad mektepleridir.
İslam’da hayatın, şehrin ve medeniyetin merkezinde cami vardır. Şehrin gürültüsünde ruhları daralanların inşirah bulabileceği manevi şifahanelerdir camiler.
Beytullah'ın şubesi mesabesinde ki bu evlerin müdavimi ve misafiri olabilmek ne güzel bir nimettir. Mihrabında görev yapma şerefine nail olmak ne büyük bir bahtiyarlıktır.
Ne var ki, başka makamlarla mukayesesi kabil olmayan bu ulvi görevi yeterli görmeyenlerimiz var.
Cami görevliliğini başka görevlere geçebilmek için bir sıçrama tahtası olarak kullananların varlığı açıkça söylemek gerekirse esef verici bir durumdur.
Eğer toplumda bir düzelme olsun istiyorsak ilmi ile amil, ahlakı ile kamil yol göstericilere, bir başka ifadeyle mihrap ehli erlere ihtiyaç vardır.
Kurum içerisinde illa da bir şey ön plana çıkarılacaksa o mihrap olmalıdır.
İlla da birileri taltif edilecekse o da bir hakkın teslimi adına mihrap ehli olmalıdır.
İltifata tabi olmayan marifetler zamanla yerlerini başka şeylere terk edebilirler. Nitekim mihrap vazifesi teslim edil(e)meyen hakkı sebebi ile geri plana düşmüş, düşürülmüştür.
Cenâb-ı hak bizlere bizden öncekilere vermediğinden daha çok imkânlar vermesine rağmen bu imkânlar daha güzel neticelere imza atmamıza maalesef vesile olamamıştır.
Camilerimiz ilim, irfan ve hikmet mektebi olması gerekirken sadece namazgâh olarak kalmışlardır. Bir kısmı da müştemilatında bulunan iş yerleri üzerinden daha ziyade bir ticarethane görüntüsü veren acayip yapılara dönüşmüşlerdir.
Şuan sahip olduğumuz sayısız imkânların bir nimet olduğunu, nimetin şükrü gerektirdiğini; şükrü yapılmayan nimetlerin elden alınacağını ve ardından gelecek olan azabın çok çetin olacağı gerçeğini öncelikle bir idrak etmemiz lazım.
İnsanın, makamın ve mekânın uyumlu, İslam'ın kendilerine tevdi etmiş olduğu vazifeleri yerine getirebilmesi için kurumumuzun cami merkezli yapılanma kararı vermesi/verilmesi gerekmektedir.
Takip Edilecek Yöntemle İlgili Bir Öneri:
1. Mevcut sistemi dönüştürebilecek üst yönetim kadrosu oluşturulmalıdır. Ve gerekli yetki ve imkânlar verilmelidir.
2. Diyanet ve ilahiyat fakülteleri aynı çatı altında toplanmalıdır. Ortak bir plan ve müfredat geliştirilmelidir.
Bu alanda istihdam edilecek kişileri okulöncesinden itibaren tespit etmeye çalışarak ilk/orta/lise düzeyinde de yine özel bir müfredat ve program geliştirilmelidir.
3. Diyanet İşleri Başkanlığı'mızın Cami Merkezli yeniden yapılandırılmalıdır.
a) Eğitim-öğretim, irşad ve tebliğ kadrosu ile idari kadro ayrılmalıdır. İdari kadrolar mevcut diyanet merkezi binası ve müftülük sitelerinde görevlerine devam etmelidirler.
b) Diyanet İşleri Başkanı başta olmak üzere, din işleri yüksek kurulu üyeleri, müftüler, uzmanlar, vaizlerin makamları CAMİDE olmalıdır.
c) Camilerde; Diyanet İşleri Başkanı, İl/İlçe müftüsü veya Baş İmam altında bir yapılanmaya gidilmelidir. Eğitim öğretim kadrosu, irşad ve tebliğ başta olmak üzere gerekli yerlerde sosyal-kültürel, tarih vb. gibi kadrolar camilerin bünyesinde ihdas edilmelidir.
d) İl temelli yeni bir yapılanmaya gidilmelidir. Genel müdürlük, daire başkanlığı gibi makamlar lağvedilmelidir. İl müftüleri görevli oldukları illerde her yönüyle eğitim/öğretim, tebliğ ve irşad vazifelerini sevk ve idare etmelidir. İl ve ilçelerde idari işlerle ilgili yine müftülük makamının riyasetinde müdürlük seviyesinde alt birimler oluşturulmalıdır.
4. Diyanet İşleri Başkanlığı'mız özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Daha öncede ifade ettiğim gibi Diyanet İşleri Başkanlığımızın cami merkezli yapılanabilmesi için devletimizin özel bir politikası ve milletimizin güçlü bir desteğine ihtiyaç vardır. Camilerimizin üstlenmiş olduğu mefkûreye kavuşabilmesi ancak köklü değişiklikler ve kararlı adımlarla mümkündür.
Vesselam.