Muhalefetin Cumhurbaşkanlığı seçiminden itibaren uyguladığı 'kriz tırmandırma' politikası, seçim sürecinde yurt genelinde seçimlerin yapılmasını bile engelleyebilecek 'terör' senaryolarıyla zirve yaptı. Kuzey Irak'a yapılması muhtemel sınırötesi operasyon tartışmaları ve özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yoğunlaşan terör eylemleri, 22 Temmuz'da yapılması planlanan seçim sürecinin sabote edilmesi endişelerini arttırdı. Rahip Santaro ve Hrant Dink suikastlerinin devamı niteliğindeki Malatya cinayetleri benzer karakter taşıyan çetelerin siyasi ortamda gerginlik üreten eylemlerinde bir dönüm noktası oldu.
Ardından, 25 Nisan'da YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'e suikast girişiminde bulunuldu. Gerginliği tırmandıran bu girişim, Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında DYP lideri Ağar ve Anavatan Partisi Genel Başkanı Mumcu'nun TBMM'yi boykot etmelerine gerekçe olarak kullanıldı.
ÇORAP SÖKÜĞÜ GİBİ GELDİ
22 Mayıs'ta Ankara Ulus'ta Anafartalar Çarşısı'da meydana gelen intihar saldırısı sonucu 9 kişi yaşamını yitirdi. Bu eylem, toplumdaki endişeleri zirveye çıkardı. PKK'nın eylem tarzına uymayan Anafartalar intihar saldırısının, bir provokasyon olma kuşkusu uyandı.
Anafartalar'daki kanlı terör eyleminin yankıları sürerken başta İstanbul olmak üzere bazı şehir merkezlerinde meydana gelen küçük çaplı patlamalar, seçim sürecinin sabote edileceğine dair endişeleri adeta haklı çıkarıyordu.
ÜMRANİYE'DEKİ CEPHANELİK
Ümraniye'deki bir gecekonduya 12 Haziran günü yapılan baskında, evde oturan Ali Yiğit adlı gencin verdiği ifadeler sayesinde, Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi saldırıları ve diğer derin bağlantılar bir bir deşifre edildi. Gecekonduda bulunan 27 adet taarruz tipi el bombası ile TNT kalıplarının, emekli astsubay Oktay Yıldırım'a ait olduğu anlaşıldı. Kuvai Milliye Derneği kurucularından olan, Yıldırım'ın bombalarının, Cumhuriyet'e atılanların devamı olduğu belirlendi. Ayrıca, "Bu bombalar işe yaramaz" diyen Muzaffer Tekin'in de gecekonduya gelip gittiği belirlendi. Danıştay saldırısından sonra azmettirici olduğu iddiasıyla sorgulanan Tekin ile Oktay Yıldırım ve 8 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tekin'in, AK Parti hükümeti aleyhine iftira içerikli bilgi toplayarak bunları, halen orduda görevli olduğu ileri sürülen askerlere gönderdiği belirtildi.
AMAÇ HUZURU BOZMAK
Dink ve Santoro cinayetleri, Malatya'daki kitapevi baskınında sıradan gençlerin durup dururken vahşi bir cinayetin içinde yer alması, Cumhuriyet Gazetesi ve Danıştay baskınları, hep provokatif eylemler olarak belleklere kazındı. Danıştay ve Cumhuriyet'e düzenlenen saldırılardan sonra ortaya çıkan laik-anti laik tartışmaları, Güneydoğu'da art arda silahlı ve bombalı saldırılarda şehit olan askerler, patlatılan bombalarla seçimlerde AK Parti'nin alacağı oy oranını düşürmek ve halkın ilgisini ulusalcı partilere yöneltmenin hedeflendiği yorumları yapıldı.
Çetelere yönelik operasyonların başarıyla sürdürülmesi ve Hudson'da tartışılan kaos senaryosunun deşifre edilmesi, bir yandan seçim sürecindeki gerilimi azaltırken, bir yandan da, şehir içindeki ve kırsal kesimdeki provokatif eylemlerin azalmasını sağladı. Aynı süreçte, 'şehit cenazelerinden siyasi çıkar sağlamaya yönelik' örgütlü provokasyonların da son bulması dikkat çekti.