Müslüman Uygur Türkleri ile Han Çinlileri arasında etnik çatışmaların patlak verdiği Türkistan'da gerilim sürüyor. Çin yönetimi, resmi rakamlara göre 156 kişinin hayatını kaybettiği 5 Temmuz olayları sebebiyle dün Türkistan'daki camilerde cuma namazını yasakladı. Uygurlar ise yasağa rağmen camilere koşarak bazı camilerin ibadete açılmasını sağladı.
Uygurlar, cuma yasağını deldi
Huilerin (Çinli Müslümanlar) gittiği diğer camilerin de önlerinde toplanan birkaç yüz kişinin tepkisi üzerine kapılarını açtığı kaydedildi. Uygur bölgesinin başkenti Urumçi'de cuma sonrası düzenlenen protesto gösterisine Çin polisinin müdahale ettiği bildirildi. Yüzlerce kişi, cuma namazından sonra polisin çevresindeki yolları kapattığı Ak Cami'nin yakınında toplandı. Kalabalığa müdahale eden polisin 5-6 kişiyi tutukladığı ifade edildi.
Pekin yönetimi, Urumçi'de yeniden sokağa çıkma yasağı ilan ederken tarihî Kaşgar kentini yabancıların ziyaretine kapattı ve kentte bulunanların da ayrılmasını istedi.
Uygurların çoğunlukta bulunduğu Kaşgar'daki yetkililer, "gazeteci ve yabancıların kentten ayrılmaları gerektiğini" belirterek, "kentte karışıklık olmadığını, ancak ziyaretçilerin güvenlikleri açısından bu kararın alındığını" kaydetti. Ancak yabancıların bölgeden uzaklaştırılması kentte Uygurlara yönelik 'yeni bir kıyım'ın işareti olarak yorumlandı.
Bu arada, Çin Dışişleri Bakanlığı, Türkistan'da "5 Temmuz günü meydana gelen olaylarda ölenlerin çoğunluğunun Han milliyetinden olduğunu" ileri sürdü. Yeni Çin Haber Ajansı da, bölgesel kaynaklara dayandırdığı haberinde, ölü sayısının 156'dan 184'e çıktığını duyururken, bunlardan sadece 46'sının Uygur olduğunu iddia etti. Öte yandan ABD Kongresi Temsilciler Meclisi'nde, Çin'in Uygurlara karşı uyguladığı her türlü şiddet eylemini kınayan karar tasarısı hazırlandığı bildirildi.
DÜNYANIN GÖZÜNE MİL ÇEKİLİYOR
Öte yandan Çinli yetkililer, Urumçi'den sonra Sincan Uygur Özerk Bölgesinin ikinci önemli kenti Kaşgar'da bulunan yabancı gazetecilerin kenti terk etmelerini istedi. Küçük bir yabancı gazeteci grubu, bir süre önce Sincan Uygur Özerk Bölgesinin dini ve kültürel kenti sayılan, Urumçi'nin yaklaşık 1000 km güneybatısındaki Kaşgar'a gelmişti. Çinli yetkililerin, gazetecileri hassas bölgelerden uzaklaştırmak istediklerinde güvenlik konusunu bahane ettiği belirtiliyor.
TÜRKİYE'NİN ÇAĞRISI REDDEDİLDİ
Türkiye'nin, olayların BM Güvenlik Konseyi'nde ele alınması çağrısına ise Çin'den olumsuz yanıt geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Çin Gang, bölgedeki gelişmelerin Çin'in iç işi olduğunu ve bu nedenle Güvenlik Konseyi'nde tartışılması için herhangi bir neden bulunmadığını öne sürdü. Öte yandan, Uygur Türklerine karşı başlatılan katliamda resmi makamların açıklamalarına göre 186'dan fazla kişi ölürken Dünya Uygur Kongresi lideri Rabia Kader, ölenlerin sayısının büyük olasılıkla binlerle ifade edilebileceğini söyledi.
3 BİN RAKKAMI TELAFUZ EDİLİYOR
Washington'da basın toplantısı düzenleyen Rabia Kader, ölen ve yaralananlarla ilgili bir bilgi edinmenin zorluğundan söz ettiği açıklamasında, “Edindiğimiz bilgilere göre ölü sayısı 1000'in üzerinde, kimileri de 3 bin rakamını telaffuz ediyor' dedi. 5 bin kadar kişinin hapsedildiği tahmininde bulunan Kader, güvenlik güçlerinin barışçı gösterileri bastırmak için kuvvete başvurduğunu da vurguladı.
Urumçi ölümlerine cuma tepkileri
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de ölenler için İstanbul'dan İzmir'e ve Kayseri'ye kadar tüm yurtta cuma namazı sonrası tepki eylemleri yapıldı. Çin bayraklarının yakıldığı eylemlerde bir kısım vatandaş da Çin mallarını yakarak tepki gösterdi. Ankara Kocatepe Camisi'nde kılınan gıyabi cenaze namazına ise ailesinden haber alamayan Mihray İsa isimli Uygur kızının gözyaşları damgasını vurdu. TÖMER'de eğitim aldığını, 1 yıldır Türkiye'de yaşadığını belirten İsa, internet bağlantısının kesilmesiyle birkaç gündür ailesiyle görüşemediğini anlattı. İstanbul Fatih Camisi'nde Doğu Türkistan'da ölenler için gıyabi cenaze namazı kılınırken, Beyazıt Camisi çıkışında 250 kişi gösteri yaptı.