Her gece uykusu bölünen çocuklarda davranış bozuklukları görülebiliyor, horlama hayatı tehdit eden bir hastalığın ilk belirtisi olabiliyor.
Uzmanlara göre horlama, uyku sırasında hava yolunun daraldığının en önemli göstergesi.
Uzmanlar; "Hipertansiyonu olan hastaların yarıya yakınında, kadınların yüzde 2, erkeklerin ise yüzde 4'ünde uyku apnesi görülüyor. Ancak pek çok kişi bu hastalığının farkında değil." uyarısında bulunuyor.
Op. Dr. Gürkan Ünal, horlamanın sadece yorgunken, uyku ilacı veya alkol içimini takiben ortaya çıkabildiği gibi çene yapısının küçük olması, boğazın arkasındaki dokuların yoğunluğu, bademciklerin büyümesi veya burun tıkanıklığına bağlı olarak da görüldüğünü söyledi.
Horlamanın sosyal bir sorun olmaktan çıkıp hayatı tehdit eden bir sorun haline gelmesi uyku apnesi (uykuda solunumun durması) sendromundan kaynaklandığını anlatan Ünal, "Üst solunum yolunda gelişen darlık veya tıkanıklık solunum çabasının artmasına, oksijen seviyesinde de düşmeye neden olur. Beyin koruma içgüdüsüyle hastayı uyandırıp nefes almasını sağlar. Gece boyunca onlarca, hatta yüzlerce kez uyanan kişi, ertesi gün dinlenemeden yorgun kalkar, gündüz uyuklar. Hipertansiyonu olan hastaların yarıya yakınında, kadınların yüzde 2, erkeklerin ise yüzde 4'ünde uyku apnesi görülüyor. Ancak pek çok kişi bu hastalığının farkında değil." şeklinde konuştu.
Ünal, "Uykuda ortaya çıkan bölünmeler ertesi günkü fonksiyonlarımızı etkiliyor; yorgun uyanma, gün boyu halsizlik, yorgunluk hissi, sabah baş ağrısı, ağız kuruluğu, depresyon, kişilik değişiklikleri, dikkat toplamada güçlük, karar vermede zorlanma, hafızada zayıflama, unutkanlık, cinsel istekte azalma, adet düzensizlikleri ve iktidarsızlığa da neden oluyor." dedi.
Araştırmalara göre horlamayı her 10 çocuktan birinin her gece yaşadığını belirten Dr. Ünal, solunum bozukluklarına bağlı uyku bölünmesi ise çocukların hiperaktivite, kolay sinirlenme, dikkat eksikliği gibi çeşitli davranış bozuklukları sergilemesine yol açtığını kaydetti.
Sorunu yaşayan çocukların sıklıkla iç çekmeyle nefes almaya başlayıp tekrar uykuya daldığını dile getiren Ünal; "Bazı çocuklarda ise nefes durması görülmüyor. Ancak onları da başka bir tehlike bekliyor. Bu çocuklar büyümek için kullanılacak enerji kaynağını uykuda nefes alıp verebilmek için kullandıkları için sıklıkla büyüme geriliği, yüksek tansiyon ve kalp yetmezliği tehdidi altında oluyor. Bademcik ve geniz etinin büyüklüğü başta gelen nedenler arasında." diye konuştu.