ÇÖZÜM SÜRECİ NEYE YARADI?

Sadık HÜR

Yıllardır Türkiye’de yaşanan sorunların başında gelen ve ‘Kürt Sorunu’ diye adlandırılan meselenin çözümü için 2002 tarihine kadar hep aynı yöntem denendi.
Bu yöntem, silahlı örgütü silahlı mücadele ile bertaraf ettirmeyi ve meseleyi bu şekilde çözmeyi amaçlıyordu. 
Görüldü ki bu yöntemle şehit vermeye devam edildi. Anaların gözyaşı dinmedi ve kan durmadı. 
2002’den sonra Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri denenmeyen bir yöntemi yürürlüğe koydu ve adına da ‘Çözüm Süreci’ denildi.
Devlet, elinden geleni yapmaya çalıştı. Âkil adamlar yoluyla meseleyi konuşarak ve demokratik ortam çerçevesinde kan akmadan çözme noktasında çabalar ortaya konuldu.
‘Bu sorun nasıl biter?’ diye bir dizi çalışmalar yapıldı.
2002’den 2015’e kadarki süreçte silahlar sustu, kan durdu ve masanın etrafında toplanarak çözümün son noktasına gelindi.
Ancak çözüm sürecini  gören terör örgütlerinin arkasındaki  güçler ‘Bu süreç işe yaradı. Artık Türkiye bu engeli aşacak noktaya geldi’ dedikleri anda iki polisimizi evinde uyurken şehit ederek  çözümü bozmanın harekâtını başlattılar.
Bundan sonra devlet her şeye rağmen artık sabrın tükendiğini ilan etmek zorunda kaldı.
Operasyonlara kararlı bir şekilde başladı.
İşte çözüm sürecinin işe yaradığı bu esnada ortaya çıktığı anlaşıldı! Çünkü örgüt çözüm sürecinde serbest kalarak halka zorbalık yaptı, vergi toplama adı altında haraç aldı ve halkın çoluğuna, çocuğuna işkenceler yaptı. Halkı evlerinden kovdu, köy halkını muhtarıyla, imamıyla camilere toplayarak ‘Artık bundan sonra her şey bizden sorulur, bütün meselelerinizi bize getireceksiniz ve çözeceğiz.’ diyerek halkı tehdit ettiler, evlerini yaktılar, yıktılar.
İşte bu durum halkın tamamen örgütten nefretle uzaklaşmasını sağladı ve şunu halk net bir şekilde anladı: ‘Örgüt bizim için mücadele vermiyor, bizim sırtımızdan varlığını koruyup bize işkence ediyor.’
Halk örgüt ile kendi arasına set çekti. Zihinlerinde çekti, iş birlikteliklerini de çekti. Artık halk, ‘Örgüt bizim dostumuz değildir ve bize özellikle büyük düşmanlık yapmaktadır’ dedi. İşte çözüm buna yaradı. 
Bu farklı çözüm metoduyla devlet her türlü yolları denemiş, ama örgüt barış istemediğini göstermiş oldu. Örgütün arkasındaki güçlerin de insan hakları gibi yumuşak sözler demeye cüretlerinin kalmadığını çözüm ispatladı. Böylelikle çözüm süreci örgütün iç yüzünü ortaya çıkarttı, halk tatmin oldu ve örgütü dışladı. Devlet görevini yaparak temizlik harekâtı başlattı, hudutlar içerisinde en küçük bir parazit kalmayacak şekilde operasyonları devam ettirdi. Halk artık örgüte çanak tutan partiye siyasi desteğini de kesti. Bugün seçim yapılsa anketlerin gösterdiğine göre HDP % 5 oranının çok altında alacağı oy ile marjinal konuma düştü.
1 Kasım ve 7 Haziran seçimlerinde aldıkları oyları bir daha rüyalarında bile göremeyecekleri ortadadır.
Siyasi mesnetleri kaymıştır veya siyasi olmaktan çıkıp tamamen provokatörlük yaparak adeta kendi siyasi geleceklerini imha etmişlerdir.
Çözüm süreci çok iyi olmuş, iyi ki yapılmıştır. Bu sürece başından beri yanlış diyenler, yanlış olduğunu iddia edenlerin de artık gelinen noktada hükümete hak vermekten başka söyleyecekleri bir şey kalmamıştır.