Türkiye’de ilk defa halk oylamasına sunulan 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimleri sonuçlandı. Seçimi kazanan millet oldu, Recep Tayyip Erdoğan oldu ve demokrasi oldu.
Cumhurbaşkanlığı adaylığında çatı kurmaya çalışanların kurmuş oldukları çatı, milletin elleri ile çökertildi. Türkiye’nin esas çatısı Tayyip Erdoğan ile kurulmuş oldu.
Çatıları yıkılanlar siyasi yenilgiyi kabul etmeme adına bahaneler uydurarak kendilerini teselli etmeye çalışsalar da, partilerinde kopacak fırtınalar elbette kendi çatılarının imarına kadar uzayacaktır. Muhalefet partilerinin yöneticileri ve seçmenleri bu durumu değerlendirerek her türlü radikal tedbirlere başvuracaklardır. Seçmene rağmen, siyaset yapılamayacağını bir kez daha görmüş olup gerekeni yapacaklardır. Bunu zaman gösterecektir.
Türkiye’nin geleceğini planlayanlar, 2023 hedefini koyanlar elbette bir program çerçevesinde siyasi oluşum düzenleyeceklerdir. AK Parti’nin iki ayrı tek yürek olan kurucu ikilisinin rolleri paylaşmakta problem çıkartmadan, fitne ve fesada kulak asmadan yürüteceklerine bu milletin inancı tamdır. Kemiği sevilen iki adam konumunda ülkeyi dar boğazlardan alıp bugünlere getirmesini bilenler, bundan sonraki limanlara bu gemiyi en güzel bir şekilde ulaştırmasını da becereceklerdir. Bu imaj insanlarımızın zihninde yerini bulmuştur. Çünkü Ekmel çatıları bile Ekmel iflasa çeviren bu milletin seçim sonuçları bunu göstermektedir.
Seçim süresince her türlü olumsuzlukları sunanlarında çatısı iflas etmiştir. Görsel ve yazılı medyaları ile fitne tohumları ekenler yaptıkları menfi propagandalarında kendi çatılarını da bir kez daha çöktürmüşlerdir. Kimse kendini darı ambarında görmesin.
Tecrübeli iki kaptanın iki ayrı yüreği tek attığı sürece hiçbir sıkıntı yaşanmayacaktır. Recep Tayyip Erdoğan’ın fırtınalı ve dalgalı günlerde söylediği sözler geride kalacaktır. Limanda, söylenmesi gerekenleri ifade ederek Türkiye’yi 2023 ve 2070 limanlarına salimen ulaştırılmasını sağlayacak düzenlemeler yapmaları beklenmektedir.
Artık yeni Türkiye, yeni hedefler koyarak bütün komşu ülkelere güven veren bir ülke konumuna en kısa zamanda ulaşmanın yollarını deneyecektir. Kim ne söylerse söylesin oluşan Türkiye kulesi yeni kulelerle yola devam etmenin bilincini topyekûn yaşayacaktır. Bu bilinç bu güne kadar halkın iradesinden geçtiği gibi yine de halkın aklıselimiyle devam edecektir.
Türkiye’yi bugünlere getirirken her türlü fedakârlığı gösteren başta iki kaptan ve bütün ekiplerden bundan sonra bir o kadar daha fedakârlık ve kararlılık göstermeleri beklemektedir. Sandığı doğru okuyanlar kaçınılmaz fedakârlığı asla ihmal etmeyeceklerdir.