Açıklama bekliyoruz.
Hem de en kısa zamanda, detaylı olacak kapsamda bilgi ve belgelere dayanan bilgi istiyoruz.
Tuncay Güney adlı birisi çıkmış ve çok ciddi iddialarda bulunuyor.
Bu iddialar sonuna kadar mutlaka araştırılmalı ve bütün gerçekler millete mutlaka anlatılmalıdır ve milletle paylaşılmalıdır.
Binlerce insanın öldürülüp, asit çukurlarında eritildiği iddiaları var.
Bu iddialar gerçektir veya değildir, mutlaka aydınlatılmalı ve suçlu olanlar varsa mutlaka hesap vermelidirler.
Yok, eğer bu konular uydurma veya bu devleti hedef alan düzmece iddialar ise, o zaman da bu iddiaların gölgesinde bu devlete savaş açanlar mutlaka hesaba çekilmelidirler.
Kiralık veya yandaş medyanın peyda ettiği bilgi kirliliği altında Türk insanının devletine olan sadakat hisleri tahrip edilmekte, milletin askerine olan sevgisi yüreğinden sökülüp alınmak istenmektedir.
Çok tehlikeli ve tehlikeli olduğu kadar kahpece kurgulanmış ve yıllardan beri oynanmış bir tiyatro ile karşı karşıya getirildiğimizi düşünüyorum. Biz millet olarak bu tiyatronun aleti olmak istemiyoruz.
Biz bu devletin suç işleyeceğini asla düşünmüyoruz.
Ancak, devlet erkini kullananlardan devlet adına suç işleyenler olmuşsa, mutlaka ortaya çıkarılmalı ve devlet, altına itilmek istendiği töhmetten kurtarılmalıdır.
Yanlış veya doğru, bir sürü iddia var ortada. İddiaların büyük bir ekseriyetinin kaynağında tek bir kişi var.
Söz konusu olan kişi; Tuncay Güney adında ve ne olduğu belli olmayan karanlık bir kimse.
Söz konusu zatı birileri kahraman olarak tarihe not düşmeye gayret ederken, biz olaylara ihtiyatla yaklaşmaya devam ediyoruz.
Ortada olan dolapların arkasında bir takım şeytan değirmencilerinin olduğu hakkında derin kuşkularımız var.
Kuşkulardan bizi kurtaracak tek merci devlettir. Ne yazık ki, devlet kurumlarımız da bu süreçte bir birine düşürülmüş durumdadır.
Devlet kurumları içerisinde kişisel hesaplaşmalardan alın da guruplar ve ekipler arasında da kıyasıya bir kavga devam ediyor.
Benzer bir kavgayı, kahraman ordumuz içerisinde de peyda etmeye çalışan kötü niyetli çevrelerin olduğunu biliyoruz.
Bize göre bu devlet gömlek değiştirmenin ötesinde takım elbise değiştirmeye zorlanıyor.
Yeni elbiseyi diken terziler ve giydirmek istedikleri elbisenin rengini belirleyenler, söz konusu elbisenin giydirilmek istendiği devlet bedeninin kimyasını da etkilemek niyetindeler.
İkinci Cumhuriyetçi diye ortalarda fink atanlar, Ermenilerden özür dileyecek kadar tarihi gerçekleri saptıranlar, bu devleti ve ordusunu terör örgütü kalıbına sokanlar son zamanlarda tam mesai çalışıyorlar.
Bütün bu bilinmezlerin üzerine gidecek ve insanımızı tatmin edecek bilgileri ortaya çıkarması gereken bir iki savcıdan ziyade bu devlet olmalıdır. Çünkü hedef tahtasına oturtulan devlettir ve devletin şekli ve yapısıdır.
Atatürke, onun kurduğu Cumhuriyete, Cumhuriyeti emanet ettiği aslı unsura, Cumhuriyetin ordusuna ciddi saldırı ve ithamlar var.
Bu devletin bekasını, bu milletin kimyasını korumakla görevli zinde güçler bu olup bitenler karşısında sessiz kalamaz ve kalmamalıdırlar.
Ortada dönen değirmenin şeytanı mı veya rahmanı mı olduğunu artık bilmek ve öğrenmek istiyoruz. İşin ucu her nereye kadar gidecekse gitmelidir ve bu tiyatro mutlaka gösterimden kaldırılmalıdır.
Bu devletin daha fazla yıpratılmasına, insanımızın hafızasının kirletilmesine, millet ve devlet kaynaşmışlığımızın daha fazla zarar görmesine gönlümüz razı değildir.
Gerekiyorsa Tuncay Güney denilen adamın paketlenerek Türkiyeye getirilmesini istiyorum. Ayrıca başka bir husus daha var. Böylesine önemli bilgileri bu devletin savcılarıyla paylaşan ve çağın operasyonu diye tabir edilen, söz konusu dava ve iddiaların en önemli kaynağını teşkil eden Tuncay Güneyin yurt dışına kaçmasını engellemeyenlerin de hesap vermelerini istiyorum.
Bu kadar önemli bir bilgi kaynağının bu süreçte elimizin altında olmaması çok düşündürücü ve düşündürücü olduğu kadar birileri için de ciddi bir suç unsuru olsa gerek.
Biz bu memlekette Generallerin hesap verdiği günleri gördüğümüz gibi savcıların da gerektiğinde hesap verdiğine de şahit olduk. Biz bu milletin ve devletin adaletine güveniyoruz ve er geç herkesin maskesinin bir gün önüne konulacağına inanmak istiyoruz.
Devleti görmek, devleti temsil edenleri duymak istiyoruz. Kısaca bütün gerçekleri bilmek ve anlamak istiyoruz. Böylesine önemli olayları iki kişinin dudak arasından dinlemekten gına getirdik. Eğer bizim bildiğimiz devlet halen yaşıyorsa veya varsa, mutlaka bu devletin bunca saldırı veya iftiralar karşısında konuşmasını bekliyoruz. Üç beş tane kendiniz bilmez yüzünden bu devlet ve hayatı kurumlarımız töhmet altında bırakılmamalıdır.