Devşirme ve Dönme kavramları son zamanlarda siyaset dilinde çokça kullanılır oldu. Her ne hikmeti varsa bilinmez, bazı çevreler bu kavramları kullanırken birtakım insanları öteleştirme veya başka bir kimliğin kucağına itme gibi bir yanlışa da bilerek veya bilmeyerek ortak olurlar.
Esas olarak bu iki yakıştırma hiçbir zaman eş anlamlı değildir. Dönme başka şey, devşirme daha başka bir şeydir. Devşirmeciliğin çağımızdaki şekline yetişmiş beyinlerin kapkaççılığı veya beyin göçü de diyebiliriz ama dönmeyi kimlik değiştirme veya mensubiyet duygusundan kopma şeklinde izah eder isek, işin gerçek ve kirli tarafını göz ardı etmiş oluruz.
Günümüzdeki dönmelere işbirlikçi demek bu tip kimselerin gerçek yüzlerini deşifre etmek bakımından belki de daha isabetli olur. Toplumsal dejenerasyonun veya bu konuda uygulanan kültür emperyalizminin geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Devşirme olayı birilerinin iddia ettiği gibi yalnız Osmanlılarda yoktur. Bu işi ilk başlatan batılılar olmuştur. Batıda gelişen devşirme olayı bir nevi çocuk ticareti ve köleliktir. Osmanlıdaki devşirme olayı bundan çok farklı bir şekilde genç yaştaki çocukları himayeye almak ve onları yeteneklerine göre yetiştirip daha sonra da liyakat bakımından belli alanlarda değerlendirmektir. Osmanlı tarihinde hiçbir zaman köle pazarları kurulmamıştır. Osmanlı her insani Allahın bir emaneti olarak görmüş ve öyle değerlendirmiştir.
Osmanlı dönemindeki devşirmeler genellikle Müslüman olmayan tebaalardan seçilmiştir. Müslüman çocuklardan çok az sayıda devşirme toplanmıştır. Batılılarda olduğu gibi köle olarak çalıştırma yaşından ziyade çok küçük yaşlarda çocuklar alınarak ve yeni bir kimlik yüklenerek Osmanlının tebaasına dâhil edilmişlerdir. Çocuklarının bakımı, gelecekleri, eğitimleri hususunda yeterli imkânlara sahip olamayan aileler Osmanlının bu uygulamasını kendileri için de rahatlatıcı bir tarz olarak anlamışlar ve gönül rızasıyla çocuklarını Osmanlının tedrisatına teslim etmişlerdir. Batıdaki durum Osmanlıdan çok farklı seyretmiş, küçük yaştaki çocuklar yerine, bilek gücü gelişmiş gençleri köleleştirmek amacıyla zorla kendi dünyalarına çekmişlerdir.
Osmanlı devşirme olarak aldığı çocukları daha sonra paşa ve sadrazam noktalarına kadar taşımada hiçbir beis görmemiştir. Hiçbir devşirme köle olarak asla kullanılmamıştır. Osmanlının uygulamış olduğu devşirmecilik çizgisine bu günün batı toplumları halen ulaşamamış, işçi olarak yurt dışında bulunan insanlara bugün bile köle gözüyle bakılmaktadır.
Dönme veya dönmelik çok daha farklı bir şeydir. Dönme demek aslına sırt çevirmek, aslından kopmak, başkalarının uydusu ve iş birlikçisi olmaktır. Günümüzdeki iş birlikçiler dünkü dönmelerin bugünkü uzantılarıdırlar. Devşirmelerde onur vardır, statü ve liyakat hakları vardır. Dönmelerde ise onursuzluk, aşağılanma, kullanılma, başkalarına hizmetkârlık vardır. Biz iddia ediyoruz ki dünkü Osmanlının devşirmeleriyle bugünkü dönme işbirlikçilerin statü ve liyakat hakları bakımından aralarında ciddi uçurumlar vardır. Dünün devşirmeleri bugünkü dönme ve işbirlikçilerden çok daha şahsiyetli ve onurlu insanlardı. Türkiyenin başının belası olan bugünkü dönmeler bu ülkede döndürülmekte olan bütün ihanet değirmenlerinin un eleyicileridirler. Tüm köşe başlarını işgal etmiş durumda bulunan çağımızın dönmeleri değişik ambalajlar altında en hassas noktalara kadar sızmış bulunmaktadırlar. Millet ve devlet değirmeninin eleklerinin daha sık dokunması artık kaçınılmaz olmuştur. Çok ince ve akıllı politikalarla yeniden bir kimlik kontrolüne bugün bu ülkede ihtiyaç vardır. Türkiye dönmelerin etki alanından kurtarılmadıkça hiçbir hastalığımızı tedavi edebilmemiz mümkün değildir. İnşallah bu ülkeyi yönetenler bu konuda gerekenleri bir gün yaparlar. Sağlıcakla kalın aziz okuyucularım.