“Dostunu çaldırma, yetim kalırsın!”
Dünya bir yetimhane o zaman; çünkü dost sahibi insan bulmak çok zor. Aslında kim dost, kim düşman onu da bilmiyoruz ya!
Dost; canını, malını, namusunu ve en önemlisi inancını, gözünü kırpmadan ona emanet edebilecek olduğun insandır. Ya!..
Dostsuz dünya, cehennemden yakıcıdır.
Seni anlayacak insan yok. Düştüğünde elini tutacak müşfik ellerden mahrumsun. Varlık ateşinin yakıp insan suretine soktuğu insanlardan çok uzaksın. Değer yargılarını dökebileceğin kalıplardan yoksunsun. Senin güldüğüne gülen yok, ağladığına ağıt yakacak sesler kulaklarına dolmuyor. Karanlığa karşı bağıranları gördükçe miden bulanıyor; çünkü onları aydınlığa karşı gülümserken hiç görmedin.
Müraiden dost olmaz mirim!
“Bilgi bilgi” diye herkes yırtınıyor. Beni sonsuzluğa taşımayan bilgi ne büyük bir belâdır. Belâ, dünyanın gıdası olmuş, semiren semirene.
Dost,
Sehl, İbrahim bin Ethem ile bir yolculuktayken hasta düştü.
İbrahim bin Ethem, elinde ne varsa hasta arkadaşı için harcamak üzere ne varsa sattı. Bir güm Sehl, lezzetli bir şeyler istedi. İbrahim bin Ethem eşeğini satarak Sehl’in istediğini aldı.
Sehl iyileşmeye dönünce İbrahim’e sordu: “ Üstüne bineceğim eşek nerede?”
İbrahim bin Ethem hiç düşünmeden, “Benim” dedi, “Sırtıma bin, seni götüreyim.”
Dost, senin için kendi ihtiyaçlarından feragat edendir; fakat senin de bu feragati asla istismar etmemen gerekir.
Şibli’ye sordular:
“Sana bu yolda kim kılavuz oldu?”
Şibli cevap verdi:
“ Bir köpek! Onu bir gün suyun kenarında susuzluktan neredeyse ölecek halde gördüm. Sudaki yansımasına her bakışında korkup geri çekiliyordu, çünkü onu başka bir köpek sanıyordu. Sonunda susuzluğu, korkusuna galip geldi ve bir hamle yaparak suya atladı. Suya atlayınca, diğer köpek (sudaki silueti olan kendisi) kayboldu.
Köpek ile aradığı şey arasındaki engel, yani kendisi, dağılıp gitti.
Aynı şekilde, beni engelleyen şeyin, kendim sandığım şey olduğunu anladığım zaman işin doğrusunu idrak ettim.”
Kendi içindeki “yabancı”yı tanımayan ve onu yolcu etmeyen biri “dost” ile karşılaşamaz. Dost aynadır, olmayınca kendinize çekidüzen veremez ve hayatta yaban olarak kalmaktan kurtulamazsınız. Ölünce de Dost’a giden olmayacaksınız.
Yaban olanların da hayat algısı birbirlerini parçalamak, birbirlerini yemek, haksız kazançlar peşinde koşmak ve yeryüzünden “ insanlığı” kazımaktır. Bugün dünyada bundan başka bir işle meşgul olan kaç devlet demiyorum, kaç kişi vardır?
Dostlara selâm olsun!
D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci