Liberal köşe yazarları, açık destek verdikleri Erdoğan ve AKP'ye Kürt sorunu karşısında tutumu sertleştirmesi nedeniyle tepki gösteriyor. Ancak liberal aydınlara bu kez İslamcı çevrelerin ünlü yazarları da destek veriyor
AKP'ye bugüne kadar yazılarıyla açık destek veren liberal köşe yazarları, Erdoğan'la yollarını ayırıyor. 1 Mayıs'ta göstericilere uygulanan şiddet nedeniyle başgösteren bu yol ayrımı bu kez de Başbakan'ın Kürt sorunu karşısındaki sert söylemiyle derinleşiyor. Erdoğan'a sadece liberaller değil, Fehmi Koru, Ali Bulaç gibi İslami çevreden yazarlar da tepki gösterdi. Köşe yazılarına yansıyan Erdoğan eleştirilerinden bazıları şöyle...
Çillerleşiyor
Milliyet yazarı Hasan Cemal NTV'deki Yazıişleri programında Erdoğan'ın ilk başta Özallaşma sürecine girdiğini ama şimdi Demirelleştiğini ve giderek Çillerleştiğin söyledi: Hasan Cemal, Erdoğan'ın 2005'te Diyarbakır'da yaptığı konuşmayı alıp bir daha okuması lazım. Ondan sonra da 'Sevmeyen bu ülkeyi terk etsin' demek gibi Almanya'da Neonazilerin söylediği, Türkiye'de MHP'nin neredeyse ağzına almayıp kardeşlikten söz etmeye başladığı bir şeyi kullanabilmesi, 'pompalı tüfek' sözü ki, bu bir yerde şiddete tahrik ve teşviktir ve suça girer. Bu kadar vahim sözlerle birlikte PKK'yı tecrit etmek ve Kürt meselesinde bir şeyler yapmak mümkün değil dedi.
Hayal kırıklığı
Hükümete yakın Star Gazetesi'nin başyazarı Mehmet Altan ise dünkü yazısında şunları yazdı: (...) Zaten Alevilerin yığınsal olarak protestoya hazırlandığı AK Parti'nin ikinci dönemde bizlerde yarattığı en büyük hayal kırıklığı ne oldu? Herkes için özgürlük istememesi... Başörtüsü için istediğini özgürlüğü, Alevilere vermemesi, belediye işletmelerinde kendi gibi olmayana yasak getirmesi... Söz verdiği Sivil Anayasa'yı rafa kaldırması. Hálbuki... Yasakçılıkta değil, özgürleşmekte birleşmek esas olmalı...
Kötü yönetim
Yeni Şafak'tan Ali Bayramoğlu köşesinde Başbakan Erdoğan'ın İstanbul'da bir vatandaşın PKK sempatizanı gruba pompalı tüfekle ateş etmesi üzerine söylediklerine hatırlattı ve şöyle tepki gösterdi: Bu sözleri sarfeden Başbakan... Bu sözler sadece ürkütücü değildir, aynı zamanda bir bakışın izdüşümüdür. Bu bakış en basit ifadeyle 'siyaset ve demokrasiden vazgeçmiş, kendisini askeri dil ve mantığa bırakmış bir tutum'u resmetmektedir. Bunun adı ise 'kötü yönetim'dir...
Bu devletin dilidir
İslami çevrelerin etkili yazarlarından Ali Bulaç Zaman'da AKP'yi şöyle eleştirdi: (...)Türkiye'nin her tarafında demokratik mücadeleye katılmanız en tabii hakkınız, ama siyasetin dilini, üslubunu, tarzını böylesine sertleştirip, reste karşı rest ve giderek basit bir belediye seçimini 'ya sev ya terk et' noktasına getirmek ne kadar makul, ne kadar ülkenin siyasi istikrarına ve sosyal barışına hizmet eder? Bu, sivil siyasetin dili değil buyuran, tehdit eden, dışlayan, ezmek isteyen devletin dilidir.
AKP'yi bizzat Erdoğan kapatıyor
Taraf gazetesinin yayın yönetmeni Ahmet Altan, AKP'deki değişimi şöyle yorumladı: Özgürlüklerin genişletilmesini AKP'den bekleyen muhafazakârların, Kürtlerin, demokratların 'partisiz' ve ümitsiz kalacağı bir döneme giriyoruz gibi görülüyor. AKP, kendisini kapatmaya çalışan Anayasa Mahkemesi'nin istediği türden bir parti olacak herhalde. Artık kapatılmaz. Kapatılmasına gerek kalmadı çünkü o eski AKP'yi bizzat Erdoğan kapatıyor şimdi. İnsanlar kendilerine yeni bir parti bulana kadar da Erdoğan çok sevdiği başbakanlık koltuğunda oturur. Son seçimde, büyük bir kesim değişimi gerçekleştirecek partinin AKP olduğunu sanarak oy verdi. Şimdi o insanlar ihanete uğruyorlar.