Sevgili Okurlarım;
Her yaz memleketim Rize’ye gidiyorum.
Daha doğrusu Samsun-Artvin arasında dolaşırım.
Uğramadığım ilçe, gitmediğim köy kalmıyor.
Geçtiğimiz yıl, bir ay bölgede kalmıştım.
‘Kene’ısırması dışında her şey güzeldi.
15 Temmuz–2 Ağustos tarihleri arasında aranızda olacağım.
Ankara-Trabzon uçağında Rize Valisi Zekeriya Şarbak ile sohbet ettik.
Vali Şarbak, 6 ay içinde Rizeliyle uyumu sağladı, sorunları tespit etti.
Başbakanın ilinde görev yapmanın zorluğunun idraki içinde.
Yasaları uygulayan, herkese eşit mesafede duran, gerçekçi bir validir.
Şov yapmayı sevmiyor, reklâmını yaptırmıyor, valizini korumalara taşıtmıyor.
Ayder başta olmak üzere, Rize’nin önemli sorunlarını konuştuk.
Bugün basın toplantısı yapacağı için detaylarına girmiyorum.
Ben de yeni öğrendim, İstanbul’dan Hopa’ya uçakla gidiliyor.
Özellikle Artvin’e gidecekler için Trabzon yerine Batum çok uygun.
Bilet alırken ‘Batum’ değil, ‘Hopa’ diyeceksiniz.
Eğer ‘Batum’ diye alırsanız, yurtdışı muamelesini görür, fazla para ödersiniz.
‘Hopa’da havaalanı yok, nasıl ineceğiz?’diye kafası karışanları, Danıştay Üyesi Hayrettin Kadıoğlu’nun dediği gibi; Hopa’nın üzerinde paraşüt ile atıyorlar.
İşin şakası, Batum’dan Hopa’ya otobüs ile getiriyorlar.
***
Sevgili Okurlarım, Ben, Rize’nin Ardeşen ilçesine bağlı Yukarıdurak köyündenim.
35 yıl öncesini hatırlarım.
Köyde yaşayanların yüzde sekseni tarım ve hayvancılıkla uğraşırdı.
Kendi etini, sütünü yapar, tarımını ekerdi.
Şehirden sadece şeker-tuz-un-sabun gibi temel gıda maddeler alınırdı.
Son 15 yıldır; yaylada, köyde hayvancılık yapan tek aile kalmadı.
Mısır tarlalarımız olurdu.
Bahçemizde lahana, fasulye, patates ve meyve sebze yetişirdi.
Her ailenin geçim kaynağı kendi bahçesiydi.
Ve kendi kendine yetiyordu.
Çay ektik, suni gübre vurduk ve uygulanan politikalar yüzünden tarımı, hayvancılığı bitirdik.
Tütünü, Fındığı da toprağa gömdük.
Bizde tarımı bitiren; kuraklık, affet falan değil, IMF ve Dünya Bankası güdümlü yanlış politikalarıdır.
Çiftçi ürün bazında desteklenmeyecek, ucuz kredi verilmeyecek, gübrede ve diğer girdilerde destekler azaltılacak, tarım politikalarına son verilecek, destekleme alım fiyatları enflasyonun altında olacak gibi, IMF’nin dayatmaları sonucu bu noktaya geldik.
Dünya’da yedinci tarım ülkesiydik, kendi kendimize yetiyorduk.
Şimdi doğalgazdan tarıma, elektriğe kadar her konuda bağımlı bir ülke olduk.
Toplam 600 milyon dolarlık kredi karşılığında, 2002 yılında imzalanan ‘ARIP Tarımsal destekleme ve Tarım Reformu Uygulaması Projesi’ kapsamında elin gavuruna muhtaç olduk.
Özümüze dönmeliyiz…
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı niye yaptık?
Sevgili Okurlarım; Yazılarıma yorum göndererek, eleştiri yapmanızdan onur duyduğumu belirtmek isterim.
Bu bilgi, tecrübe ve katkılarınızla bana önemli destek veriyorsunuz.
Bunlar için samimi takdirlerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Bazı okuyucularım, benim belli konularda taraf olduğumu belirtiyorlar.
Tespitleri doğrudur.
Laik Cumhuriyet’ten yana tarafım.
Atatürk’ten yana tarafım.
Kahraman ordumuzdan yana tarafım.
Türkiye’nin milli çıkarlarına tarafım.
Ulusumuzun birliğine, dirliğine, bağımsızlığına tarafım.
Bağımsız hukuk devletine tarafım.
***
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı niye yaptık?
Niçin onca canı feda ettik?
Neden Anadolu gençlerini şehit verdik; evlerini erkeksiz, eşsiz, çocuklarını babasız bıraktık?
Tabiki, vatan için…
Türkiye Cumhuriyeti’nin, tam bağımsızlığına ulaşma yolunda zaferlerle dolu yakın tarihine milletin büyük saygısı vardır.
Atatürk’ün bir güneş misali doğuşu ve Türk Ulusu’na hak ettiği değeri verişi, milletimizce de karşılıksız bırakılmamaktadır
***
Her ayağımızı yere bastığımızda, şehitlerimizin kanının fışkırmasından endişe ederek üzerinde çekinerek yürümeye çalıştığımız ve kıyamadığımız bu topraklar, Türk Ulusu’na bir kez daha mezar bile olacaksa, bundan en küçük çekince duyulmayacaktır.
Bizi küçümseyen sözde Avrupalı dostlarımıza duyurulur.
***
Atatürk Cumhuriyetini; Avrupa’nın sömürge valileri, eyalet valileri, ya da IMF ve Dünya Bankası gelip kurmadı.
Erzurum-Sivas Kongrelerinde biz kurduk.
Biz şehit verdik, kan döktük.
Bu vatan için anneler evlatsız, kadınlar kocasız, çocuklar babasız kaldı.
Yabancılardan destek almadık, düşmanlık da yapmadık.
Onların hukukunu aldık, eğitimini aldık, teknolojisini aldık.
İlmini aldık, işimize geleni aldık.
Batı ile kavgamız yok, düşmanlığımız yok.
İşimize karışmasınlar, Bizi bölmeye uğraşmasınlar, Teröre destek vermesinler...
Bunlara itirazı olan var mı?
Bunları savunmak tarafsa ben tarafım…
Rize’den hepinize sevgiler…