Dünya, uç noktaları da zorlayarak hızlı bir bilimsel devrime doğru gidiyor.
Adamlar Gen Haritası çizerken biz bir Güneydoğu haritamıza hâkim olamıyoruz.
Bilim dünyası yapay yaşam devrimiyle çalkalanırken biz doğal yaşamayı dahi beceremiyoruz.
Bırakın dünyanın fotoğrafını uzaydan çekmeyi, artık internetten canlı videosunu bile yayınlıyorlar.
Ama bizim hala stratejik kurumların kapısında Fotoğraf çekmek yasaktır! tabelaları var!
Dünyanın bilgide saniyelerle yarıştığı bir zamanda biz kafamıza geçirilen, geçirilmeye devam edilen çuvalları unutmuşuz garip sorunlarla vakit öldürüyoruz.
Bir de şu kendimizi Allahın özel olarak yaratılmış milleti sanma hastalığımız var.
İş beğenmeyen, miskin, gururlu, kibirli insanların hızla çoğaldığı bir toplumun kendini necip millet ilan etmesini fazla garipsemiyorum.
Çünkü bu psikolojik bir durumdur.
Başarısız insanlar ya babalarının hikâyeleriyle avunur ya da topyekûn atalarına söverler.
Bu ülkede her iki tipten insanların sayısı hiç de az değil.
Yani demek oluyor ki hastalık hızla yayılıyor.
Bizi biz yapan değerleri her geçen gün kaybediyoruz.
Bir toplum işi gücü bırakmış sadece ve sadece laf ebeliğine başlamışsa orada büyük sorunlar var demektir.
Halimiz, televizyonlarımızın reyting yapan programlarından belli değil mi?
Veya durumumuzu anlamak için profesör olmaya gerek var mı?
Ne oldu, düne kadar Fransayı boykot ediyorduk?
Alınmayacak mallar diye boy boy Fransız markalarını afişledik durduk.
Ama hala Türkiyede en çok Fransızlar mal satıyor.
Bir süre de ABDyi protesto ederiz. Celallenir, magandalık yaparız.
Sonra yine ister istemez başa döneriz
Çünkü elimiz mahkûm.
Rahata alışmışız.
Gezmeyi, eğlenmeyi, lüksü severiz ama iş çalışmaya geldi mi sıvışırız.
Hazır paraya tav oluruz, sonra da 'IMFye hayır' sloganı atarız.
Kolay gaza gelen, ama erken fos eden bir toplum olduk.
Hala ideolojik saplantılardan kurtulamamışız.
Üniversitesi uluslararası arenada intihallerle damga yiyen bir ülkenin tebaası da elbette ki farklı olamazdı.
Çünkü bu ülkede bilim yerine siyaset üreten, uluslararası arenada rezil olmuş fikir hırsızlarının sözü geçiyor hala.
Bir şeyi anlamakta zorlanıyoruz; Bilginin olmadığı toplumlar yıkılmaya mahkûmdur.
Dünya artık bilgiyle yönetiliyor.
Allahın ilk emri okumaktır.
Cennetle müjdelenen sahabelerin cehennem korkusuyla titrediği İslam düşüncesini unutmuş, kendini necip millet ilan etme hastalığına tutulmuşuz.
Bu işin sonu pek hayır gözükmüyor.
Bir zamanlar dünyayı yönetirken şimdi içindeki 35 çapulcuyla baş edemez bir konuma itilmenin sebepleri üzerinde kafa yormak gerekiyor.
Her musibeti dışardan bilerek kendimizi avutmaktan vazgeçelim artık
Şunu unutmamak lazım ki bizim kendimize verdiğimiz zararı bütün dünya bir araya gelse yapamaz.
Ama bu kafayla siz ne kadar Fotoğraf Çekmek Yasaktır! yazsanız da adamlar resminizi çizer, getirip önünüze koyarlar.
Sonra da paşa paşa kabul edersiniz