Türk milliyetçiliği ve bu düşüncenin savunucu olan Türk milliyetçileri bugün her zamandan daha çok birlik ve beraberliğe muhtaçtırlar.
Ülkemizi üzerinde tarihi emelleri ve bitmek tükenmek bilmeyen kinleri olan düşmanlarımızın en sinsi oyunlarıyla karşı karşıyayız. Türk milletini tarihten silmek, gelecekte ki muhtemel Türk birliğinin önünü kesmek, İslam dünyası ile Türkiyenin bağlarını tamamen koparıp Orta doğunun ve akabinde bütün dünyanın geleceğini karartmak isteyen emperyalist güçlerin iç ve dış tehditleriyle boğuşmak zorunda olduğumuz günleri yaşıyoruz. Böylesi bir sürçte ülke olarak geleceğimizi emanet edeceğimiz iktidarı belirlemek için 22 Temmuz sabahı sandık başına gideceğiz. 22 Temmuzda yapılacak olan seçimleri eski seçimlerle karıştırmamakta ciddi faydalar vardır. Bu seçimler eski seçimlere göre birçok konuda farklı anlamlar taşımaktadır. Her şeyden önce bu seçimlerin neticesi iki seçenekle sınırlıdır. Geçmiş seçimlerde sandığa giderken bizi daha iyi kim yönetecek, bu defa kimleri deneyelim gibi farklı düşüncelerle oyunu kullanan insanımız bu defa daha derinliğine düşünmek ve ona göre tercihini ortaya koymak zorundadır. Bu defa böyle düşünme gibi bir lüksümüz yok. Çünkü bu defa vereceğimiz karar bütün bir geleceğimizi, hatta bütün insanlığın geleceğini derinden etkileyecek bir karar olacak. Bundan dolayı bu seçimleri önümüzdeki iktidarı belirleyen bir seçim olarak düşünmemiz de eksik ve çok yanlış olur kanaatindeyim. Türk milleti bu seçimlerde millet olarak varlığını sürdürmeye karar verecek, ya da küresel güçlerin hegemonyasına girerek esaret gömleğini giyecek. Ben şahsen hürriyetine ve onuruna son derece düşkün olan milletimizin boynu bükük yaşamaya karar vermeyeceğimden eminim. Bu seçimlerde Türk insani teslimiyetçileri sandıkta boğarak küresel güçlerin ayaklarına geçit vermeyecektir. Bütün Türk milliyetçileri bu defa MHP çatısı altında buluşacak ve Türk milliyetçileri tek başlarına iktidar olarak etrafımızdaki kuşatmayı kıracaktır. Bunu başarılabilmesi için her türlü kırgınlığı, dargınlığı varsa küskünlüğü bir tarafa itip milletin bekası için, şehitlerimizin hakkı için, ateş çemberinden geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız acıların hatırasına bütünleşmek ve sandıklara dolmak zorundayız.
Benim kuşağa mensup gönüldaşlarım çok iyi bilecekler. 19751979 yılları arasında Rizede B.Ü.D Başkanlığı yaptım. O dönemde bütün ilçelerimiz de ve birçok belde de teşkilatlar kurduk. O yıllarda en ağır şartlarda mücadele verirken diğer bir yandan da eğitim çalışmalarımız en üst düzeyde devam ederdi. Benim kuşağıma mensup arkadaşlarımızdan seminerlerimize katılmayan yok denecek kadar azdır. O dönemde, o zor şartlarda yüreğini ortaya koyan kahramanların bu gün farklı yerlerde siyaset yapması, başkalarının çöplüklerinde gezinme yanlışına düşmesi benim kabullenebileceğim bir durum değildir. Ben bugün halen MHP diyorsam hiçbir arkadaşımız hiçbir gerekçeyle başka yerlerde siyaset yapamaz. Dargınlığınızın, kırgınlığınızın sebebi her ne olursa olsun davadan kopamazsınız. Ben yanlış yaptım diye, başka birileri yanlış yaptı diye siz bu yanlışın faturasını bu harekete çıkaramazsınız. Ülkücü gönül adamı olan insandır. Ülkücü davasına sonsuz bir sadakat duygusuyla bağlı olan insandır. Ülkücü daha dün tabutlarını taşıdığı kardeşlerinin çizgisini koruyan ve yaşayan insandır.
Bu harekete mensup olan bütün ülküdaşlarımla geçmişte bir şekilde beraberliğimiz olmuştur. Hak ve hukukumuz vardır. Buradan aldığım cesaretle bütün ülküdaşlarıma şu çağrıyı yapmada kendimde hak görüyorum. Hiçbir ülkücünün başka yerlerde gezinmesine gönlüm razı değildir. Kirli siyasete bulaşıp çizgimizden kopan, başka yerlerde siyaset yapan hiçbir eski dostuma hakkımı helal etmeyeceğim. Bütün ülküdaşlarımı davalarına sahip çıkmaya ve Türkiyenin en son umudu olan MHPyi iktidara taşımak için elinden geleni yapmaya çağırıyorum. Siz bu yüreği ortaya koyduğunuzda gelecek bu milletin olacaktır. Bizim birliğimiz bu milletin dirliği, bizim kardeşliğimiz Türkiyenin yeni şahlanışının müjdesi olacaktır. Allah hepinizin yar ve yardımcısı olsun.