Radikal gazetesi yazarı Akif Beki bugünkü köşesinde günlerdir gündemden düşmeyen, tartışmaları hala devam eden HSYK seçimlerini kaleme aldı ve kendi gazetesine tepki gösterdi.
'Göbeğini kaşıyan yargıçlar' darbesi
Bunca yıldır halk hakir görüldü. Şimdi sıra yargıçlara geldi demek ki. Halk gibi onları da mı reşit saymıyorsunuz?
HSYK, Adalet Bakanlığı’nın yan kuruluşu haline geldi deniyor. Yargının yandaşlaştırılmasından şikâyet ediliyor.
Üç erkten biri olarak yargının özerkliğini yitirdiği söyleniyor. Buraya kadarı gayet normal ve anlaşılabilir.
Zira, 12 Eylül’ün yüksek yargı nizamı ve onun siyasi payandaları zaten başından beri karşıydı değişime. Yüksek yargının demokratikleştirilmesine isyan ettiler bu yüzden. Üst kurul seçimlerine taşradaki hâkim ve savcıların karıştırılmasını zinhar istemediler. Yargı kurumuna demokrasiyi, yani halkı sokmamak için çok direndiler ve kaybettiler. Düzenleri bozuldu... Tabii ki, HSYK’nın yeni yapısından rahatsız olacaklar. Ama anayasa reformuna destek veren bazı aydınlarımızda da rahatsızlık emareleri görüyorum. Hatta, şiddetli itirazlar yükseliyor o cenahtan. Ben demokrasiye açıldı sanırken HSYK seçimlerine şaibe karıştığını düşünüyor onlar.
Dallandırıp budaklandırmadan meselenin esasına gelelim. 11 bin 500 civarında hâkim ve savcı oy kullanmış.
201 aday içinden 16 üye seçilmiş. Bunlardan ikisi bakanlık bürokratı, kalanı da bakanlık listesindeki isimlermiş.
Ee? Adalet Bakanlığı, tehdit ve şantajla mı kabul ettirmiş o listeyi?
‘Bidon kafalılar’ın işi mi?
Bedava kömür, hediye altın dağıtarak mı satın almış koca koca yargıçların oyunu? Hadi anladık, her seçim yenilgisinden sonra mağlup siyasilerin çıkıp halkın kandırıldığından dem vurmasını. Hâkim ve savcılar da mı bir yemeğe tav olup ucuza gitmişler? Onlar da mı ‘göbeğini kaşıyan’ ‘bidon kafalı’ adamlar? Ve oyları, bir çobanınkine eşit mi onların da? Ne yapmış da bakanlık, 11 bin 500 yargıç arasından nitelikli çoğunluğu ikna etmeyi başarmış, onu anlatın bize. Evet, ne yapmış?
Öfke patlaması
Bunca yıldır halk; tercihleriyle birlikte hakir görüldü, horlandı, aşağılandı hep. Şimdi, sıra yargıçlara geldi demek ki.
2002’de halkın sandıkta yaptığı ihtilali yapmış olamazlar mı? Tepelerinde boza pişiren yüksek yargı sultasını nihayet alaşağı etme fırsatı geçmiş ellerine. Birikmiş öfkenin, mevcut düzenden memnuniyetsizliğin patlamış olmasına ihtimal verilmiyor. Yaşanan, yüksek yargı egemenlerine karşı bir sandık darbesi. 12 Eylül’den kalma vesayetçi zümre, tasfiye ediliyor. Yargıçlar, yargıçları deviriyor. Halk gibi onları da reşit saymadığınız için mi şüpheyle bakıyorsunuz seçimlerine?