ODTÜ DENİZ BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ UZMANI HASAN ÖREK:
- "HAMSİ HİÇBİR YERDE KARADENİZ'DE OLDUĞU GİBİ YÖRE HALKININ YAŞAMI İLE BÜTÜNLEŞMEMİŞTİR"
- "DÜNYA'DA 16 CİNS, 139 TÜR HAMSİ BULUNUYOR"
- "HAMSİ TÜRLERİNDEN EN ÇOK AVLANANLARI PERU, JAPON VE AVRUPA HAMSİSİ"
- "HAMSİNİN ÖMRÜ 2-3 YILDIR"
Kendisi küçük, kültürü büyük bir balık olan hamsinin yalnızca Karadeniz'e özgü bir balık türü olmadığı ve dünyanın pek çok denizinde avlandığı belirtildi.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü uzmanlarından Hasan Örek, dünyanın dört bir yanında hamsinin avlandığını ancak hiçbir yerde Karadeniz'de olduğu gibi yöre halkının yaşamıyla bütünleşmediğini söyledi.
Karadeniz Bölgesi'nde hamsinin balıkçılar için bir temel geçim kaynağı olmaktan çok bir sembol halini aldığını ifade eden Örek, "Hamsi, Karadeniz halkı dışındakilerin, düş gücünü aşan çeşitlilikteki yemekleriyle de ünlü. Üstelik şöhreti yeni de değil. Ancak tarihlere geçmiş bu balık şimdilerde tarihe karışmak tehlikesiyle karşı karşıya. Artan av miktarları, bu küçük balığı ve sembolü olduğu mizahi kültürü tehdit ediyor." dedi.
Örek, hamsinin ülkemiz sularında özellikle Karadeniz'de kış aylarında 'Gırgır' adı verilen çevirme ağlarıyla avlanan bir balık olduğunu belirterek "Engraulis (Hamsi) bütün tropik ve subtropik denizlerde yaşayıp, köy kesimlerinde sürüler oluşturur. Hatta zaman zaman nehir deltalarında da görülebilir. Hamsi özellikle Karadeniz ve Azak Denizi'nde bol miktarda bulunan bir balık türüdür. Bu balığın Karadeniz'deki türleri, 'Engraulis encrasicolus ponticus ve Engraulis encrasicolus maeticus'tur. Bunlardan Engraulis encrasicolus ponticus, 'Karadeniz hamsisi' olarak bilinir. Karadeniz hamsisinin boyu 18-20 cm'ye kadar büyüyebilir. Engraulis encrasicolus maeticus ise 'Azak hamsisi' olarak bilinir ve boyu 15 cm'ye kadar ulaşır. Azak Denizi'nde ürer, beslenir. Kışlarken Kuzey Kafkasya'dan Sukumi'ye kadar ve kısmen de Kırım açıklarında dolar. Kışlama döneminde bu tür yalnız BDT üyelerince avlanır. Yalnız bazı araştırmacılar, bu türün Türkiye sahillerine kadar indiği ve avlandığını belirtmekteler" diye konuştu.
"DÜNYADA EN ÇOK PERU HAMSİSİ AVLANIYOR"
Hamsi balıkları (Engraulidae) ailesi içinde 16 cins ve 139 türün bulunduğunu kaydeden Örek , hamsiler içinde en çok avlanan ve özellikle son yıllarda dünya üretiminin yüzde 10'unu veren cinsin Engraulis olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Yüksek av veren bu cinste yer alan hamsi türleri; Arjantin hamsisi, Avustralya hamsisi, Güney Afrika hamsisi, sularımızda da yaşayan Avrupa hamsisi, Gümüş hamsi, Japon hamsisi, Kaliforniya hamsisi, Peru hamsisidir.
Hem hamsiler hem de bütün balıklar içerisinde avlanan miktarlar bakımından en önemli tür Engraulis ringens'tir. Bu balık Peru açıklarında avlanır. 1960'lı yıllardan sonra endüstriyel ölçeğe çıkan Peru hamsisi avı, 1970'te ulaştığı yaklaşık 13 milyon tonluk en yüksek düzeyden 1971'den sonra düşmeye başlamış ve hatta 2 milyon tonun altına inmiştir. Hamsi türlerinin balıkçılık açısından önemli diğer iki türüyse, Japon hamsisi (Engraulis japonicus) ve Avrupa hamsisidir (Engraulis enrasicolus). 'Engraulis japonicus' adından da anlaşılacağı gibi Japon Denizi'nde avlanan bir türdür. Bu türün av değerleri Peru hamsisi kadar olmasa da yine de dünya denizlerinde avlanan en önemli küçük pelajik balık türleri arasında yer alır. Ülkemiz denizlerinde özellikle de Karadeniz'de önemli miktarlarda avlanan Avrupa Hamsisi dünyada en çok avlanan hamsi türlerindendir. Avrupa hamsisi diğer iki hamsi türüne göre daha değişik su özelliği olan denizlerde yaşar. Avrupa hamsisi; Kuzey Denizi, Kuzey Doğu Atlantik, Akdeniz, Ege, Marmara, Karadeniz ve Azak Denizi'nde yaşamaktadır. Avrupa hamsisi, Karadeniz başta olmak üzere bulunduğu tüm denizlerde hem kıyı, hem de uzak mesafe (açık deniz) avcılığı yapan ülkeler tarafından avlanmaktadır."
"KARADENİZ HAMSİSİ KUZEY-GÜNEY YÖNÜNDE GÖÇÜYOR"
Örek, Karadeniz hamsisinin kuzey-güney yönünde kışlama, beslenme ve üreme göçü yaptığını ifade ederek " Güney yönünde kışlamak ve kuzey yönünde de beslenme ve üreme göçünün hızı günde 10-20 mil'dir. Sürüler, genellikle Anadolu, Kafkasya ve Kırım sahillerinde kışlarlar ve sık sürüler oluştururlar. Sürü yoğunluğu, gündüz oluşan sık sürülerde metreküpte 500-800 birey, seyrek sürülerde 200-400 birey/m3 iken bu, geceleri 20-60 birey/ m3'e kadar iner. Hamsi gece gündüz arasında dikey göç yaparak, gündüzleri derin suya ( 70-90 m) inerken geceleri sahillere doğru ve yüzeye (10-40 m) çıkar." dedi.
Hamsinin 'Plankton' yiyen bir balık türü olduğunu belirten Örek "Beslendiği organizmalar, Calanus cinsi Copepoda (Kürekayaklılar), Cirripedia (Dola kayaklılar) ve Mollusca (Yumuşakçalar) larvalar oluşturur. Hamsi, aynı beslenme basamağında olan çaça, tirsi, sardalye, taraklılar ve medüzler gibi diğer organizma ve organizma gruplar ile aynı besin maddesi için yarışır. Sürüler, Martta Türkiye kıyılarındaki kışlama alanından kuzeydeki
beslenme ve üreme alanına göçe başlarlar. Nisan ortasından Ekime kadar tüm denize yayılmış olan hamsi özellikle Karadeniz'in kuzey kesiminde bulunur. Sıcaklık ve iklimsel değişmelere bağlı olarak genellikle Kasımda güney göçü başlar. Güneye göçün başlama zamanları ile göçün şiddet ve miktarlarında yıldan yıla önemli farklılıklar söz konusudur. Hamsi kuzey-güney-kuzey göçünde ya kıyıyı izler ya da doğrudan denizi karşıdan karşıya geçer." şeklinde konuştu.
"BİR HAMSİ 42 BİN YUMURTA BIRAKIYOR"
Karadeniz hamsisinin cinsel olgunluğa bir yılda ulaştığını ifade eden Uzman Hasan Örek "Mayıs-Eylül ayları arasında 10 ve daha çok batında yumurtlama gerçekleşir. Bir yaşındaki genç balıklar ilk kez yumurtlama sezonunun sonuna doğru yumurta bırakırlar. Bireysel ortalama doğurganlık 42 bin yumurta olarak bulunmuştur. Hamsinin ömrü 2-3 yıldır. Geçirdikleri birinci kıştan sonra olgunlaşırlar. Yumurtlama 17-18C'deki kıyıya yakın sığ sularda 5-10 metreler arasında gerçekleşir. Yumurtlamanın olduğu suyun tuzluluğu 12-18 ppt ve pH'si da 8-3 ile 8.4 arasında değişmektedir. Yumurtalar elips şeklinde olup suda yüzerler. Su sıcaklığına bağlı olarak 24 saat içerisinde larva oluşur. Daha çok 5-30 metreler arasında dağılan planktonik larvalar diğer planktonlarla beslenirler. Genellikle Mayıs ayında bırakılan erken batın yumurtalardan çıkan larvalarda yüksek ölüm oranları görülmektedir. Bu durum larvaların dikey göç sırasında soğuk suyla karşılaşmalarından kaynaklanır. En yüksek yaşam oranıysa Haziran sonu-Temmuz başında bırakılan yumurtalarda görülür." dedi