“Bitkilerde büyüme ve gelişmeyi düzenleyici olarak kullanılan, düşük yoğunluklarda dahi etkili olabilen ve bitkilerde sentezlenerek taşınabilen organik maddeler” olarak tanımlanan hormonlar, insan nüfusunun hızla arttığı günümüzde, tarım ürünlerinin verimliliğini artırma amacıyla ne yazık ki bilinçsizce kullanılıyor.
Türkiye’de özellikle domates, patlıcan, patates, kabak, salatalık, üzüm, elma, çilek, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltikte hormona sıkça rastlamak mümkün.
Hormonlu gıdaların zararları
Sıklıkla tüketilen hormonlu gıdalar, vücuttaki hormon dengesinin ve bağışıklık sisteminin bozulmasına, şişmeye, yağlanmaya ve hücreleri zayıflatarak kanser yatkınlığını artırmaya neden olur.
Hormonlu gıdaları nasıl anlarız?
Hormon takviyesi özellikle zamansız yetiştirilen ürünlerde çok fazla uygulanıyor. Bu nedenle, artık her mevsim her şeyi bulabiliyor olsak da, meyve ve sebzeleri normal zamanlarında tüketmeye çalışmalıyız.
Bazı sebzelerin tüketilmemesi gereken zaman aralıklarına gelince:
Domates: 15 Ekim - 10 Kasım / 10 Nisan – 5 Mayıs
Patlıcan: 15 Kasım – 15 Mayıs
Kabak: 1 Kasım – 15 Mayıs
Ayrıca meyve ve sebzeler bazı alışılmayan özellikleriyle de size hormon kullanılıp kullanılmadığını belli ederler.
Bunlara dikkat edin:
Domates çekirdeksiz, içi çok sulu ve boş
Kabağın şekli bozuk ve çekirdeksiz
Patlıcanın içi süngerimsi ve çekirdeksiz
Biber aşırı büyük ve etli, çekirdek evi boş, etli kısmı sert
Patates şekilsiz ve yumruları yapışık, içi kara,
Karpuzun çekirdek yerleri boş, ise bu ürünler hormonlu demektir.