HZ. MUSA VE ÇOBAN VE DE AŞK!

D. Ali TAŞÇI


    Mesnevi’de geçen bir hikâyeyi özetleyeyim:
    Bir zamanlar parayla pulla işi olmayan, kendi halinde bir çoban varmış. Temiz kalbi sadece Allah aşkı için çarpıyormuş. Bu çoban bir yandan sürüsünü otlaklarda gezdirirken bir yandan da Biricik Sevgilisi olan Allah’a güzel iltifatlarda bulunuyormuş:
    “ Ey Ulu Allah’ım! Ben bütün hayatımı sana adadım. Sen nerdesin, sana köle olmaya hazırım. Ey Güzel Sevgilim; ben sadece senin için nefes alıyorum ve senin yoluna kurban olmaya hazırım. Seni bir kere görmek aşkına koyunlarımı bile feda edebilirim.
    Neredesin Rabbim? Elbiselerini yıkayayım, çoraplarını giydireyim, yatağını hazırlayayım. Saçlarını tarayayım, ayaklarının altını öpeyim, ayakkabılarını giydireyim ve sütünü içireyim!”
    Hz. Musa, otlaktan geçerken çobanın bu sözlerini duymuş ve çobanın yanına yaklaşarak ona, kiminle konuştuğunu sormuş. Çoban, “Bizi yaratanla, yeri göğü var edenle konuşuyorum.” diye cevaplamış. Musa bu cevaba çok fazla öfkelenmiş ve:
    “Bu ne terbiyesizliktir ki, yaratıcınla böyle konuşuyorsun. Bu sözlerinin küfür olduğunu bilmiyor musun? Küfrünle, aşağılayıcı hakaret dolu sözlerinle havayı kirletme hiç olmazsa. Bu günahınla insanoğlunu helak etmeden sus!”
    Çoban titreyerek ve ağlayarak peygamberinin sözlerini dinlemiş. Musa sözlerine devam etmiş: “Sen küfre batmışsın! Git de O’ndan af ve merhamet iste.”
    Zavallı çoban bu kadar kötü ne söylediğini, kendisini küfre götürecek ne yaptığını anlamamıştı. Fakat Allah’ın Elçisi ondan daha iyi bilirdi ve söylediklerinde haklı olmalıydı.
    Musa, bir kulu doğru yola döndürmüş olmanın huzuruyla yola koyulmuşken, Allah’tan ona şöyle bir vahiy gelmiş:
    “ Kulumla aramıza girdin. Seveni sevdiğinden neden ayırdın? Biz seni ayırmak için değil, birleştirmek için göndermedik mi? Bizim, kulların ibadetine de kulluğuna da ihtiyacımız yoktur. Biz sözlerin samimiyetine bakarız. Gönlün gerçekten coşmasına bakarız. Kalbini aşk ateşi sarmış olanın elbette sözleri de ateşli olacak.”
    Musa pişmandı. Çobanı bulmalıydı. Uzunca bir arayıştan sonra onu buldu. Ve çobana dedi: “ Sana bir müjdem var. Allah’tan bana bir vahiy geldi. Söylediklerinde bir yanlışlık, Allah’ı incitecek bir şey yok. İçinden geldiği gibi söyle. Sana küfürdür dediğim o sözlerin aslında imanının ve Allah’a duyduğun aşkın bir sonucuymuş ve kâinatı koruyan da aşkmış.”
    Çoban; “Ey Musa, ben onları çoktan geçtim, artık sözlerde değilim. Kalbim şimdi O’nun cemalinin nurundadır. Sana bunu sözlerimle anlatacak durumda değilim.” dedi ve yola koyuldu.”
    “Geçti, istemem gelmeni / Yokluğunda buldum seni,
    Bırak vehmimde gölgeni / Gelme, artık neye yarar.” (Necip Fazıl)
    Bu hikâyeden alacak olduğumuz dersler vardır. Çobanın hiçbir bilgisi yok, ama aşk ateşi onu yakmaktadır. Hayvanlarla, bitkilerle, doğayla, insanlarla; tüm yaratıklarla barış içindedir; onların yaratıcısına âşıktır, kendi diliyle onu övmektedir. Kendi yürek dilini çözen, âlemdeki bütün dilleri ana dili gibi anlar; çünkü aşk yürekten konuşur. Kalbini kinden, nefretten ve her türlü kötülüklerden temizleyen aşk dilini terennüm eder. 
    Aşkın gönül nağmelerini evren besteler, onun derinden gelen sesi âlemleri tutmuştur. 
    Aşkta dil konuşursa gönül kilitlenir; gözler konuşursa gönül “bülbül-i Şeyda” kesilir.
    Hangi gönüle toprak karışmamışsa, o gönül aşk konağıdır ve konuğu Allah’tır; o gönlü kırmaktan korkmuyor, utanmıyor musun?
    Sevgili dünya ise ondan ayrılmak ne kadar zordur. Sevgili Allah ise O’na varmak ne hoştur. 
    Aşk bir kaynama olayıdır; kabında su barındırmaz.
    Aklın kurşununa karşı aşk zırhın yoksa, beynin de kalbin de delik deşik olur.
    Akıl sıfatların çocuğu, aşk Zat’ın aynası.
    Sevgilinin gönül kuyusunda bütün güller Yusuf kokar,
    Yatarken Allah aşkıyla dolup yatarsan, sabah uyandığında bütün âlem sana Leyla kesilir.
    Aşk rüzgârı, kapı eşiğinde bekleyen ölümü nefessiz bırakır.
    Aşk, Allah’ın seni sende öldürerek kendi sevgisinde diriltmesidir.
    Her bir cümle iftariyelik olsun.
NOT: Bugün inşallah Bosna Hersek’e gidiyorum, sevgili okuyucularımla oradan da buluşmak dileğiyle.
   D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci