İnternette iş yapmanın sınırı yok. Coğrafi engelleri yok. Milliyeti yok. İnternette iyi bir fikri olan ve yeterli donanıma sahip olan herkes iş yapabilir, başarılı olabilir. 1.6 milyar dolara satılan Youtube, 2.6 milyar dolara el değiştiren Skype bunların en güzel örnekleri.
Google, eBay, Yahoo ve daha bir çok büyük site birkaç öğrencinin garajlarında hayata geçirdikleri projeler. Peki neden ülkemizden dünya çapında başarılı bir internet projesi çıkmıyor? Neden bizim Youtube'umuz yok, neden bir eBay'imiz, Google'ımız yok? Cevabı çok basit, yolunuz yoksa otomobilinizin olması bir şey ifade etmez. Türkiye'de bilişim otoyolu bu kadar kısıtlı olduğu sürece, Türkiye'den asla dünya çapında bir internet sitesi çıkması mümkün değil.
Ezik internet
Türkiye'nin şu anki toplam yurtdışı çıkışı 36Gbps. Bu ilk başta büyük gibi gözükebilir. Ama iki milyon ADSL kullanıcısını, binlerce siteyi, binlerce şirketi göz önüne alınca bu rakamın ne kadar da az olduğu ortaya çıkıyor. Hele yurtdışındaki bant genişlikleri ile karşılaştırınca, internetimizin ne kadar “ezik” olduğunu daha iyi anlıyoruz. Örnek vermek gerekirse, son zamanların gözde dosya barındırma sitesi Rapidshare'in bant genişliği 80Gbps! Rapidshare'in bağlantı çeşitliliği de Türkiye'den çok daha fazla. Rapidshare internete 8 değişik noktadan çıkıyor. Geçtiğimiz aylarda Google tarafından satın alınan Youtube ise tam bir bant genişliği canavarı. Youtube üzerinden ayda tam 6 petabyte veri taşınıyor. Bu ortalamada 9.26Gbps bir bant genişliğinin sürekli olarak tam kapasite kullanılması demek. Toplam bant genişliğini artık siz düşünün. Google'ın yüzlerce petabyte'lık bir veritabanı bulunuyor. Ve ayda petabyte'larca veri taşınıyor. Küçük örneklerde bile kullanılan bant genişliği rakamları Türkiye'nin toplam bant genişliğinin çok ötesinde. 14 milyon kullanıcıya sahip Photobucket'a günde 30 bin video gönderiliyor ve bu site ABD'deki internet trafiğinin yüzde ikisini oluşturuyor.
Orta ölçek bir web hosting şirketi olan Godaddy'nin bant genişliği 9Gbps'i bulurken, ABD'deki bir çok üniversitenin bant genişliği gigabitleri geçiyor. Biz ise toplam 36Gbps'lik bant genişliğimiz ile resmen sürünüyoruz. İşin ilginç tarafı, Türk Telekom'un bu genişliği bir başarı olarak göstermesi. Yurtdışında 56 Euro'ya 100Mbit bağlantı hızlı sunucu kiralamak mümkünken, ülkemizdeki yanlış ve yetersiz bant genişliği politikaları yüzünden bu rakam binlerce doları geçiyor. Ayrıca yurtdışı çıkışlarımızda çeşitlilik az olduğu için fiber hatlarda bir sorun yaşandığı zaman bütün ülkenin internet çıkışı kesilebiliyor. Türk Telekom servis sağlayıcılara servis seviyesi anlaşmaları sunmadığı için bu kesilmelerin herhangi bir yaptırımı da olmuyor. Kısacası Türkiye'de internet erişimi konusunda “ya bu deveyi güdeceksin, ya da bu diyardan gideceksin” mantığı geçerli.
Üreten değil, tüketen
İnternet artık eski internet değil. İnternet artık ses demek, video demek, yüksek hız demek. Mevcut altyapı ile Türkiye'den yurtdışında başarılı olacak büyük bir servisin çıkması imkansız. Veri yollarımız, taşlı çukurlu köy yolları olduğu sürece, internette üreten değil, tüketen olmaya devam edeceğiz.