İşin özü tane tane böyle anlatılır

Kapatma kararı verildi, savunma prosedür. Anayasa Mahkemesi nasıl, niye kuruldu? AKP için tek çıkış yolu ne? Tane tane anlattı:

AK Parti'nin yapması gereken işte bu

AK Parti'nin kapatılmasına ilişkin süreç başladı. Bir ay içerisinde sözlü savunma sunacak. Anayasa Mahkemesi de bir yıl içerisinde kararını verecek. Muhtemelen bu süreç bir yıldan daha kısa sürecek.

Verilecek kararın hukukî olmayacağı, siyasi olacağı kamuoyundaki kesin bir yargı. Davanın kabul edilip edilmeyeceği yolundaki karar toplantısında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü de yargılama kapsamına alması ile Anayasa Mahkemesi kararının rengini belli etmiş oldu.

Çünkü, mahkum edilse bile -bilindiği gibi cumhurbaşkanları hiyanet-i vataniye konusu dışında yargılanamıyor- pratikte uygulama alanı bulunmayacağı belli olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Gül'ü yargılama kapsamına aldılar. Böylece mahkemenin asıl amacının ne olduğu ortaya konulmuş oldu.

367 kararı ile önünü tıkamaya çalıştıkları Abdullah Gül'den kendilerince bir anlamda intikam almış oldular. Kendilerinin ne kadar etik hareket ettikleri malum olan çevrelere, "etik edebiyatı" yapma fırsatı sundular.

***

Şimdi asıl konuya geçmeden önce biraz geriye gidelim sizinle.

Halkın seçmediği CHP lideri İsmet İnönü'yü, askerin zoruyla iktidara getirme hareketi olan 1960 darbesinin olduğu döneme...

Anayasa Mahkemesi'nin geçmişi nereye uzanıyor ona bakalım.

Anayasa Mahkemesi'nin temeli, Demokrat Parti'nin efsanevi Başbakanı Adnan Menderes ile arkadaşları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı idam ettirmek amacıyla kurulan Yüksek Adalet Divanı'na dayanıyor.

Nitekim, tutukluluk şartlarına itiraz eden Adnan Menderes'e, mahkeme başkanı Salim Başol'un verdiği cevabı tarihler kara bir leke olarak kaydetti. “Sizi buraya tıkan güç böyle istiyor” diyen başkan Salim Başol, Yüksek Adalet Divanı'nda kendisine verilen görevi tamamladıktan sonra 2 Mayıs 1962'de Anasaya Mahkemesi asıl üyeliğine seçildi.

Tabii Yüksek Adalet Divanı'nın da maalesef Anayasa Mahkemesi adını aldığını söylemeye gerek yok sanırım.

Ne acıdır ki ne kadar hukuki kararlara imza attığı yukarıdaki ifadesi ile bilinen Salim Başol, 14 Temmuz 1970 tarihine kadar Anayasa Mahkemesi üyesi olarak kararlara imza attı.

***

Bu anekdottan sonra bugüne dönelim.

AK Parti ağzı ile kuş tutsa, Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar belli. Halkın yüzde 47 oy ile iktidara getirdiği partinin kalemini kıracak.

Başabakan Erdoğan, hayatının sonuna kadar CHP lideri Deniz Baykal'ın emir eri olacağını kabul ettiğini açıklasa bile kararın bundan farklı çıkacağını kimse beklemesin.

AK Parti'nin önünde iki yol var.

Birinci yolu seçerek, parti kapatmayı zorlaştıracak düzenlemelere girişebilir. Anayasa'da ve Siyasi Partiler Kanunu'nda yapılacak değişikleri gündeme getirip bunlara odaklanabilir.

Hemen belirteyim ki böyle bir yola sapması, AK Parti'nin bugüne kadar yaptığı hizmetlere gölge düşürmekten başka bir işe yaramayacak. Bu girişim, idama mankum edilen birinin asılacağı ipin rengi ve idam sehpasının şekliyle uğraşmak gibi olacak.

Çünkü bu düzenlemeleri yapmış olsa bile Anayasa Mahkemesi, yeni düzenlemeler yapılmadan önce dava açıldığı gerekçesiyle bütün yapılanların pratiğe dönüşmesinin üzerine kalın bir çizgi çekebilir.

Eğer ikinci yolu seçerse, belki de bugüne kadar Türkiye'ye yaptığı hizmetler kadar büyük bir hizmete vesile olabilir.

22 Temmuz sonrası yeni bir Anayasa hazırlama girişimi çok yerinde bir hareketti. Belli kesimlerden gelen tepkiler üzerine AK Parti, bu çalışmaları rafa kaldırdı. Maalesef Türkiye'nin önünü açacak bu hazırlık, bir anlamda akamete uğramış oldu.

AK Parti'nin bu saatten sonra yeni bir Anayasa hazırlamasına öncülük yapabilmesi mümkün değil. Ama demokratikleşmeyi sağlayacak kapsamlı bir Anayasa değişikliği oluşturabilir. Hazır bekleyen 10'uncu Reform Paketi muhtemelen böyle bir çalışmanın hareket noktasını teşkil edebilir.

Türkiye'nin Avrupa Birliği ile bütünleşmesinin önündeki engellerin hepsi temizlenmeli.

AK Parti, bu hazırlıklara girişirken, en baştan 367'nin üzerinde oy alsa bile referanduma götürüp halkın oyuna sunacağını açıklamalı.

Mevcut AK Parti yönetimi, bu girişimi ile beklenen akıbet sonrası, AK Parti Hareketi'nin önünü açmış olacak. AK Parti Hareketi'nin devamı olarak kurulacak partinin halkın nazarında güvenini şimdiden kazanmış olacak.

Aksi takdirde, zora gelince zorbanın elini öpmeye yeltenen biri konumuna düşecek.

Eğer bu kapsamlı Anayasa değişikliğini hayata geçirirse, “Biz Türkiye'yi düşünüyoruz” mesajını en iyi şekilde vermiş olacak.

"Her şey Türkiye için" sloganının içinin dolu olduğunu en iyi bir şekilde ortaya koyacak.

YURT VE DÜNYA Haberleri