İsteyince oluyormuş demek!

Hızır TONYALI

Pazarspor evinde Kırşehir’e 2-1 kaybedip ardından da Erzincan’a yenilerek üst üste yaşadığı 6 puanlık kayıpla zirvede ağır bir yara aldı.

Bu kaybedilen 2 maç, Pazarspor’un ligde yaptığı telafisi mümkün olmayan hatalarıdır.

Kırşehir’e uzatma dakikalarında kaybedildi. O Kırşehir’i bugün Arsin 1-0 mağlup ederek 2. sıradaki yerini korudu.

Belki de son hafta alacağı galibiyetle ligdeki ilk yılında Play Off oynayacaklar.

Arsin’i bir dönem Pazarspor’un da hocalığını yapan Mustafa Akçay çalıştırıyor.

Hoca kelimesinin bu ligde ne kadar önemli olduğunu anlatmak açısından örnek veriyorum.

Mustafa Akçay Arsin’i son sıralarda teslim aldı. O takımı, aynı kadrosuyla bugün ligde finale oynatıyor...

Pazarspor geçen yıl ilk kez mücadele ettiği ligde son hafta son saniyelere kadar ecel terleri dökerek kümedede kaldı.

Bu sezon aynı sıkıntıların yaşanmaması için yönetim profesyonel düşünceyle takımın bütçesini de zorlayarak hem teknik kadroda hem de futbol takımında köklü bir değişiklik gerçekleştirdi.

Kötü bir Zafer Bilgetay deneyiminin riskini de göz önüne alarak Pazarspor’a tarihinde 2. defa Ege’den hoca transfer edildi.

İlk defa masörle birlikte 5 kişilik bir ekip işbaşı yaptı.

Ercan Ertemçöz ve yardımcıları gerçekten de profesyonel düşünceye sahip, bilimsel çalışma gayretinde olan bir ekip olarak dikkat çektiler.

Yardımcıları için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim ancak Ercan Hoca, esnaf ve sokaktaki vatandaşla da iyi diyaloglar kurarak kısa sürede bir kaynaşma ortamı oluşturdu Pazar’da.

Hatta bayramda memleketini değil Pazar’ı tercih ederek ailesiyle birlikte ilçede kaldı.

Bunlar Pazarspor adına da güzel gelişmelerdi.

Nitekim Pazarspor bu dönemde iyi de top oynamaya başladı.

Farklı galibiyetler alınıyor, takım hedefe doğru emin adımlarla ilerliyordu.

Bu yıla kadar Pazarspor’da en çok şikâyet edilen konu, futbolcular arasındaki kamplaşmalar olurdu.

Ercan Ertemçöz’un başarıyla gittiği ligdeki bu dönemde ufak tefek pürüzler dışında mükemmel bir arkadaşlık ortamının da tesis edildiğini gördük.

Başarının temel şartları bir araya gelince güzellikler de onu takip ediyormuş demek ki…

Ancak ne olduysa Pazarspor’a sanki nazar değdi.

Deplasman maçlarında kaybedilen puanlara karşı evinde aslan olan Pazarspor’un Kırşehir karşısında aldığı mağlubiyetle bir anda sihir bozuldu sanki.

Kötü bir futbol ve son dakika golüyle yıkılan hayaller…

Her şeyin bittiği nokta burası değildi tabi.

Sayın Ertemçöz’le bizzat konuştum Erzincan maçından 1-2 gün önce.

Her şeyin bitmediği ve Erzincan’dan gelecek 3 puanın bu takımı zirveye taşıyacağını, önümüzde evimizde oynayacağımız önemli maçlar olduğunu, moral bozmamamız gerektiğini ifade ettim kendimce.

Basın olarak da Pazarspor’un başarısı için desteğimizi deklare ettim.

6 oyuncusu gönderilmiş, 18 kişilik kadroyu kuramamış lig sonuncusu Erzincan’a Pazarspor mağlup oldu.

O gün şunu anladım ki Pazarspor’da rahatlık birilerine batmıştı.

Pazarspor istese Erzincan’a 6 tane daha atardı orda. Ama 6 tane yemekten zor kurtulup geri döndüler Pazar’a.

“Oynanmamış maç kazanılmış sayılmaz” gibi garip bir söylemle Erzincan’a giden Pazarspor’un maçı kazanma şansı zaten yoktu.

Pazarspor’un başarısı için teknik heyet ve oyunculara, başta basın, yönetim, taraftar olmak üzere herkes tarafından açılan kredinin bitiş noktası oldu Erzincan mağlubiyeti.

Başkan Yangın’ın sert açıklaması ile önce Yozgat maçı kazanıldı.

Ardından Ünye geçildi.

Şimdi de Erzurum.

İsteyince oluyormuş demek!

Sizin bu takım için istememek gibi bir lüksünüz yoktur beyler.

Bundan sonra kesinlikle sonsuz kredi de bulamazsınız, sonsuz destek de.

Erzincan maçından sonraki yazılarımızla Pazarspor’a daha çok fayda sağladığımız, takımı hırslandırdığımızı fark ettik.

Pazarspor’daki başarılarınızı alkışlar, yanlışlarınızı da önünüze koyarız.

Çıkıp sakın ola ki bu işi nerden biliyorsunuz, ihtisasınız ne ki eleştiriyorsunuz diye dalkavuklar vasıtasıyla bize aşık atmayın.

Çürük yumurtayı anlamak için tavuk olmak gerekmez!

Pazarspor başarı için bir çok değerlerinden fedakarlık etmiştir.

Kişisel sorunlarınız, kafanızı bulandıran meseleler veya takıntılarınızı kendi potanızda kulübe zarar vermeden halletmek zorundasınız.

Bu kulüp başarı için her türlü fedakarlığı yapıyor.

Küçük sorunlarınızın takımın başına büyük sıkıntılar açtığını göz ardı etmeden işinizi gerektiği gibi yaparsanız ortada mesele de kalmaz.

Basının asli görevi eksiklerin, hataların takibidir.

Bundan sonra da asli görevimizi en iyi şekilde yerine getireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın