2019’dan kalan gecikmiş notlar.
Acısıyla, tatlısıyla, 2019’u geride bıraktık. “2020; hepimize sağlık ve mutluluk getirsin” dedik. Her şeyin başı sağlıktır. Ben de yeni yılın ilkyazımı sağlığa ayırmak istedim. Sağlıklı kalalım istedik.
Başkent Üniversitesi ve dolaysıyla Prof. Dr. Mehmet Haberal’in (Haberal kardeşlerinin) başarılarını çok yazdık.
Başkent Hastanesi’nin, Ek Hizmet Binası’nın açılış törenine katıldık.
Yaklaşık sekiz bin metrekare kapalı alanda hizmete giren ek poliklinik hizmet binası ileri tıp teknolojisi ile donatılan, tanı-tedavi üniteleri, modern mekânları, kişiselleş tırılmış tedavi sunan; alanında uzman hekimler görev yapıyor.
Ankara-Bahçelievler Sağlık yerleşkesinde onkoloji merkezi binası ile hizmet ağını genişletti.
Ayrıca yanık tedavi merkezi ’inde, her türlü yanık travmasına maruz kalan her yaştan hastaya ayaktan ve yatarak tedavi verebilecek donanıma sahip. Örnek bir hastane… Hayırlı olsun..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM’deki Özel Kalem Müdürü Şükran Kütükçü, mecliste anlattı. Ankara’da tam organik ve en iyi “SALEP”i, Haberal hocanın makamında içilir. Haberal hocanın dostlarına duyurulur.
Bu arada Şükran Kütükçü, on parmağında on marifeti olan, üstün nitelikleri sahip, başarılı, çağdaş Türk kadının temsil eden örnek bir yetenektir.
*
Açılış törenine Başkent’in protokolü oradaydı. Kurucu rektör. Prof. Dr. Mehmet Haberal ile rektör kardeşi, Prof. Dr. Ali Haberal hocalarımızın, davete iştirak eden konuklarını kapıdan karşılayıp, oturacakları koltuklara kadar eşlik etmeleri, içten ve samimi dostlukları; hem takdire şayan ve olağan üstü ,hem de gençlere örnek nitelikteydi..
Açılışa katılan, TBMM eski Başkanı Kamu Görevlileri Etik Kurulu başkanı Köksal toptan ile sohbet ettik. Öncelikle şunu belirteyim, Köksal Toptan Türkiye için büyük bir şanstır. Yaşamı boyunca hep güven vermiş, dik durmuştur
Yine TBMM eski başkanlarımızdan Hikmet Çetin, açılış törenine katılanlar arasındaydı. Çok sayıda yeni eski siyasetçiler ve bürokratlarla sohbet etme imkanını bulduk..
*
Saygı Öztürk, Muharrem Sarıkaya, Mustafa Balbay,Utku Çakıröz ve Pınar Türenç’i 30 yıldan beri yakından tanıdığım, gazetecilerdir.
Eğilip, bükülmeyen, saygınlıklarını elden bırakmayan, ilk günün meslek heyecanı ile görev yapan, gerçek gazeteci ve yazarlardır. Aynı kuşak gazetecileriyiz. Uzunca sohbet ettik. Sevgili Pınar Türenç, benim gibi Rizelidir, meslek büyüğüm Tufan Türenç’in eşidir..
Saygı Öztürk, satış rekoru kıran, her gazetecinin düşündüğünü fakat eyleme geçiremediği bir başarıya imza attı. Ve muhteşem eser üretti.
“Bir Tarikatın iki yüzü: “MENZİL” kitabının perde arkasını konuştuk.. Bir solukta okuduğumuz, muhteşem bir kitap…Eline sağlık..
*
Haberal hocamızın açılış konuşması ders niteliğindeydi... Adeta gurur tablosunu sergiliyordu. Mütevazi bir şekilde..”Ben” değil ,” Biz” diyerek…“Cumhuriyet, eserlerle kutsanır. Her şey daha da güzel olacak. Karamsar olmaya gerek yok. Türkiye büyük devlettir. Kimse size-bize “iyiyi” altın tepsisi ile sunmaz. O’nu bulup çıkarmak bizim görevimizdir. İşte yer, işte gök… Yürü Allah yürü…” diyerek..
Prof.Dr Mehmet Haberal, Dünya Organ Nakli Derneği’nin ilk seçilmiş Türk ve Müslüman Başkanı. Türkiye’nin ve Dünya’nın” onur” Bilim adamıdır..
Mehmet hoca 30 yıl öncesini, dün gibi hatırlıyor.. Ve Fırtına Vadisi’nden dünyanın zirvesine çıkış öyküsünü anlatıyor..
Hafızası süper..26.Yıl önce vurduğu ilk kazmayı. Karşılaştığı zorlukları.. Destek gördüğü dostlarını birer birer sayıyor.Bağlum’daki çölü ve Bahçelievler’deki kayalıklarını nasıl bilim yuvasına dönüştürdüğünü slaytla gösterildi..
Hocanın bu başarılarını anlatırken hem gururlandı, hem de Çocukluğuna, odun ateşinin ışığıyla kitap okumaya çalıştığı Rize’deki köyüne götürdü onu. Hayallerini anlattı..
Profesör Haberal’ın vücudunu 5 yıl hapishaneye hapsetmişler ama, ideallerini bir gün bile tutsak edememişler. Hocanın bedeni Silivri’de kilitliyken bile vizyonu başarıları dünyayı dolaşıyordu.
Mehmet hoca dostlarına hedeflerini anlatırken, dünü-bugünü yorumlarken, hiç umutsuz olmadı. Üniversiteyi kurdu, çeşitli bölümleriyle binlerce öğrenci yetiştirdi, yüzlerce akademisyen ve çalışanlara iş imkânını sağladı. Hastane kurdu şifa dağıttı..
Uğradığı haksızlığın yüzde birine maruz kalan biri, lanet olsun böyle memlekete, verdiğim emekler haram olsun der, yılgınlığa düşer, hiç olmazsa dert yanar. Tam tersine... “. İnsanın, her şartta daha iyi ne yapabilirim diye uğraşması gerektiğini anlatıyor.
İşte Haberal kardeşler…Mehmet Haberal ve Ali Haberal’ı kutluyoruz..