- Haber araştırma: Hakan DEĞİRMENCİ
- Bütün balıkçılar Karadeniz’in kuruduğu görüşünde birleşiyor. Peki çözüm için kim, ne öneriyor? Bölgede 6 milyon insanın ekmeği olan balıkçılığın tükenişin nedenleri hangi faktörlere bağlanıyor. Sezon neden 3 ayda bitti. Geçen ay 50 kuruşa düşen hamsi şimdi niye 4 liradan satılıyor.
- Konuyu Rizeli, Trabzonlu ve Giresunlu balıkçılarla konuştuk. Onlar balıkçılığı bitiren nedenleri sıralarken kendilerini de sakınmıyor. Hatta birçoğu “Bakanlık ve devlet kadar biz de hatalıyız” diyerek başlıyor. Çözüm için 6 yıl avlanmamayı göze aldıklarını bile söyleyecek kadar yürekli ve samimiler.
Batıyoruz
“Hamsiyi de balığı da bitiren biz olduk. Bundan 120 yıl önce dedelerimiz Karadeniz’de topluca Orkinos avına çıkarlarmış. Zaman içinde bu denizi bitirdik, içindekileri öldürdük, devlet yönetimleri de buna prim verdi. Balıkçıyı kendi başına bırakırsanız denizde denge kalmaz. Bu bölgede 6 milyon insan balıkla geçiniyor. Balıkçılık sektörünün çökme tehlikesi yaşadığı inkar edilemez gerçek. Önlem için uzun vadeli devlet kararlılığı ve desteği şart. Biz buna uyarız. Gerekirse 6-7 yıl düzenli ve disiplinli bir şekilde kotaya uyarız. Balık avına kota getirilmezse bu sektör birkaç yıl içinde biter. Önceki yıllarda Nisan ayına kadar balık avlar, hep birlikte hamsi yerdik. Şimdi sezon Ocak ayında söndü.”
Balık yok
“Büyük teşkilatlar bir araya toplanıp balıkçılıkta avlanmayı bile teşekküllü hale getirdi. Büyük bir teknenin kamerası 10 kilometrekarelik alanı gösterebiliyor. Sonar teknolojisi ile bir mahalle kadar alandaki tüm sürüler görülüyor. Kimse yavruları avlamayayım, düzensiz avlama yapmayayım, yer ya da tür seçeyim, biraz da sonraki günlere mevsimlere bırakayım demiyor. Ağı seren, taradığı bölgeyi söküp yukarı çekiyor. Tüketim sektörüne bakarsanız balıkçılığın önü açık. İçeride piyasası iyi. İhraç ürünü olarak da mükemmel bir ürün. Ancak kontrolsüz avlanma yüzünden 2006 Eylülü’nde başlayan sezon 2007 Ocak ayı başında bitmiştir. Avlanmaya izin vardır, ancak avlanacak balık yoktur.”
Para hırsı
“Hamsi Rus sularına kaçıyor. Diğer balıklar da bizi terk etti. Ağları çektik. Artık denize çıkmak hem personel hem mazot hem de bakım masrafları bakımından sadece gider getiriyor. Kasalar bomboş. Kamyonlarla, TIR’larla balık sattık, ama bitti. Aslında sezon uzun, Karadeniz’de hepimize yetecek kadar da balık vardı. Fakat bereketli deniz olarak bilindiği için Ege’den, Marmara’dan büyük tekneler buraya geldi. Her sabah binlerce taka, yüzlerce alamana Karadeniz’e açılıyor. Herkes ne bulursa çekip alıyor. Karadeniz’i bitiren balık ihtiyacı değil, para hırsı olmuştur. Devletin bu konuda önlem alabildiği ya da yönlendirme ve çözüm formülü bulabildiğini de asla söyleyemeyiz. Gelecek sezon belki de 3 ay bile sürmeyecek.”
Uzmanlar: "Balık tüketin!" Vatandaş: "Hani nerede?"
Doktorlar “Balık yiyin” diyor ama… Balıkçı avlayacak; vatandaş da yiyecek balık bulamıyor. Olanı ise pahalı geliyor. Doğu Karadeniz’de yalnız hamsi değil, tüm balıklar can çekişiyor!..
BALIK YİYENLERİN TENİ GÜZELLEŞİYOR
Beslenme ve diyet uzmanı Taylan Kümeli dün balık yemenin faydalarını açıkladı. Balığın insan sağlığı için doğal bir ilaç olduğunu, koruyucu, güçlendirici, besleyici, güzelleştirici, düzenleyici ve büyütücü etkileri bulunduğunu ifade eden uzman, “İçindeki A, D, E ve K vitaminleri ile kolestrolü dengeleyip kalp hastalıklarını azaltır. Göğüs ve cilt kanserini önler. Dikkati güçlendirir, hafızayı korur. Mideyi rahatlatır, sindirimi kolaydır. Hem protein hem de düzenleyici yağlar içerir. Çocuklar ve yaşlılar için tabii bir ilaç gibidir” dedi. Bu açıklamalar bile insanın balık iştahını açmaya yetiyordu. Onun gibi tüm uzmanlar sık aralıklarla balık yemenin faydalarından bahsediyordu. Fakat bugünlerde ne halde eskisi gibi balık bulmak mümkün, ne de fiyatlarına dokunmak! Hamsinin incesi bile 3.5 YTL’den başlıyordu.
ŞÖLENLER SÖNDÜ, YOKLUK BAŞLADI
Bizim de Rize, Trabzon ve Giresun’daki röportajlarımızda tanık olduğumuz gibi, Karadeniz’de balığın sonu gelmeye başladı. Yani bir anlamda balıkçıların temsilcileri bu anlamda ne uyarı yapmış, her ne demişse az bile demişler. Onlara hak vermemek de, balıkçıya üzülmemek de imkansız. Oysa daha geçen ay hamsi partileri, toplu şölenler boy gösteriyordu. İşte bu şölenlerin arka yüzünde meğer bilinçsiz avlanma; buna bağlı olarak balığın çok ucuz fiyattan satılması geliyormuş. Ve aslında işin bu yanı Karadeniz’de balıkçılığın geleceğini tehdit eden asıl gerçekmiş. Gittik gördük ki, büyük teknelerin kasalarında balık kokusu bile kalmamış.
KURTULUŞTA TEK ROTA: ACİL KOTA
Her tekne en az 10-15 işçiye ekmek veriyor. Balık kasalarının hepsi kupkupu, tamamı istif halde umutsuzca bekliyor. Bilinçsiz avlanma ve beklenen kotanın bir türlü konulmaması yüzünden sektör büyük bir krizin eşiğinde duruyor. Birçoğu bugünlerde ağları karaya sermiş ve tamire başlamış olarak karşımıza çıkıyor. Zaten denize çıkan da eli boş dönüyor. Diğer bölgelerden gelen büyük teknelerin kuralsız avlandıkları görüşünde birleşiyor. Fakat hiçbiri de kendini ‘ak kaşık’ olarak görmüyor. “Bu bilinçsiz avlanma hengamesinin içinde biz de varız. Devlet bizi de önlesin. Kota gelsin, belki birkaç yıl zorlanırız ama sonra hem deniz dengesini bulur hem biz rahatlarız” diyorlar.