Malumunuz biz Karadenizliler genelde inatçı insanlarızdır. Bu inatçılığımız bazen işe yarasada bazen de olumsuzluklara da neden olabiliyor.
Örneğin sel ve heyelan gibi doğal afetlere karşı inadımız yüzünden yıllardır maddi ve manevi zarar görüyoruz.
Şimdi bir durum değerlendirmesi yapalım.
Biz Karadenizliler onca uyarıya rağmen evlerimizi nerelere yapıyoruz?
Dere kenarlarına ve yumuşak topraklı dik yamaçlara.
Genelde bizim bölgemizde çok yağmur yağar mı?
Yağar.
Yağan yağmurlar sonucu sel ve heyelanlar olur mu?
Olur.
İnsanlarımız ölür mü?
Ölür.
Trilyonlarca zarar oluşur mu?
Oluşur.
Kısaca maddi ve manevi zarara uğrar mıyız?
Uğrarız.
Peki, biz inatla yine dere kenarlarına ve yumuşak topraklı dik yamaçlara ev yapmaya devam eder miyiz?
Ederiz.
Peki, yetkili merciler bunu bilir mi?
Bilir
Göz yumarlar mı?
Yumarlar.
Sonuçta ne olur?
Bir doğal afet olduğunda yine biz Karadenizliye olur.
Her yıl onlarca insanımız ölüyor, trilyonlarca zarar oluşuyor.
Ama biz inatla doğal afete kafa tutmaya devam ediyoruz.
Biz; ona değil, onun bize uymasını bekliyoruz.
Eee bizimkisi inat da, sel ve heyelan gibi doğal afetinki inat değil mi?
Onunki de inat.
Bakalım kim pes edecek?
Dere ve dik yamaçlarda ev yapan biz Karadenizliler mi?
Yoksa can ve mal kaybına neden olan Doğal Afet mi?
İNSAN HUZUR BULUR YAYLALARINDA
HER GECE DÜŞÜMDE RUYALARİMDA
ÇOK ÖZEL YERİ VAR DÜNYALARIMDA
İLHAM KAYNAĞİMDİR BİZİM ORALAR.İNSAN HUZUR BULUR YAYLALARINDA
HER GECE DÜŞÜMDE RUYALARİMDA
ÇOK ÖZEL YERİ VAR DÜNYALARIMDA
İLHAM KAYNAĞİMDİR BİZİM ORALAR.
YAZ GELIR YAYLALAR DOLAR ŞENLENIR
BÜLENT TULUM ÇALAR HERKES EYLENİR
SEVDALİLAR HORONLARDA BELLENİR
SEVDALIK VATANİ BİZİM ORALAR.“ Bizum Ezgiler “ Köşesi
Bu hafta doğal afetlerden bahsetmişken sizlere Muzaffer Arıcı’nın “Sel Destanı”nı paylaşmak isterim.
Sel Destanı
Her tarafa sel vurdi
yollar kapandi gitti
Yağmur yağdi yel sürdü
Bir destan böyle bitti.
Helikopterler geldi
Işıklar yandi söndü
Dokuz kişi hep birden
Helikoptere bindi.
Dere yataklarina
Sakin evler kurmayun
Boyle yerde binalar
Siz siz olun almayun.
Haböyle kederleri
Allah'im verme bize
Bir gecede ne oldi?
Ey gidi yeşil Rize..
“ Kripto “ Köşesi
ES, NEREYE İSTERSEN…
İnsanoğlu bazen elindekilerle yetinmez. Kendi kabuğundan çıkıp dünyanın velinimetlerinden daha çok faydalanmak için “Es”mek ister. Ama düşünmez “Es”erken çevreye vereceği zararları. O sadece kendi için “Es”mek ister. Umurunda değildir gerisi. Sanki bu dünyada baki kalacakmış gibi.”Es”erkende insanları bir bir ezer. Yani “Es”er ve de ezer.
“Es”menin birde müzikal açılımı vardır.
Mustafa Ceceli’nin “ES” şarkısında söylediği gibi.
Anladım bu son durak
Beni anılarla yalnız bırak
Tutmam gereken bir matemin var
Hislerin var unutmam gereken…
Ve Ceceli şöyle devam eder nakarat kısmında
“Es, nereye istersen…”
Şarkının sonlarına doğru ise can alıcı mesajı verir.
“Es, ne zaman istersen,
Aynı yerdeyim ben”
… Ve Son Nokta.
Rüzgârın şiddeti her ne kadar olursa olsun martı sevdiği denizden asla vazgeçmez