“Ey iman edenler!
Bir düşman topluluğuyla karşı karşıya geldiğiniz zaman sebat edin! (Asla gevşekliğe kapılmayın!) Allah’ı çok anın ki başarıya ve kurtuluşa eresiniz!
(Ey iman edenler!) Allah’a ve Rasulüne itaat edin! Sakın birbirinizle çekişmeyin!
Sonra direnciniz kırılır (yılgınlığa düşersiniz), rüzgârınız esmez olur.
Sabredin/dirençli olun! Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”(Enfal: 8/45-46)
Nifak ateşleri yaktı serâser mülk-i İslam’ı,
Bizi biz kendimiz ettik perişan ya Rasulellah…
Sakın zannetme İslam’ı o eski bildiğin İslâm,
Bu gün yalnız gezer dillerde iman ya Rasulellah… (Hüseyin Kâmi Bey)
Bizde bunca açık, bunca eksik, bunca tedbirsizlik olduktan sonra söven de çok olur döven de… Kimse kusura bakmasın…
Biz mevziimizi kaybettik, biz değerlerimizi kaybettik.
Biz ağırlığımızı, rüzgârımızı, izzetimizi kaybettik.
“Biz vakarımızı, Müslümanca duruşumuzu kaybettik.”
Biz evlatlarımızı kaybettik.
“Ey iman edenler! Kendinize çekidüzen verin!”(Maide: 5/105)
Ülkemizde de dünyada da “azınlık” değiliz. Tüm Müslümanlar matematiksel olarak bir araya gelsek dünya nüfusunun üçte biriyiz.
Ülkemizde en az “üçte ikiyiz” Demek ki, sayısal çokluk bir şey ifade etmiyor. “Suyun üzerindeki köpük misali etkisiz ve sönük”(Rad: 13/17) kaldık.
Rüzgârımız neden esmiyor?
Soruyorum kendime; dinime, imanıma, manevi değerlerime fırsat buldukları her ortamda söz veya davranışlarıyla hakaret eden “Büyük Sanatçılar(!)” bir konser için ilimize gelse benim evlatlarım ne yapar?
Müslüman bir anne babanın Müslüman evladı ne yapar?
İzdiham olur değil mi?
Gözyaşlarına boğulan, kendini yerden yere vuran, bir resim çektirebilmek için ayılıp bayılan Âdemler, Havvalar… Ve evlatları… Onlar gibi giyinme, onlar gibi şekil verme, onlar gibi konuşma… Onlara özenme, onlara benzeme yarışı…
“Adım adım karış karış onları taklit edeceksiniz.”(Hz. Peygamber (sav)
Müslüman kardeş!
Kaleyi içten fethettiler görmüyor musun? Sen onlara sayıp söverken eşin, çocukların ne âlemde baksana! Gönlünü kime kaptırmış?
“Celladına âşık olmuşsa bir millet, ister ezan ister çan dinlet” diyor Ömer Hayyam.
Senin inancın bugün reyting yapmıyor. Acı olan bu!!!!
Rüzgârımız neden esmiyor?
Benim hayatımda, benim evimde, benim ahlakımda, benim dünyamda “İslam dininin saadet rüzgârı, manevi havası” esmiyor ki kime ne diyeyim!
“Kurt kocayınca köpeğin maskarası olurmuş.”
Bize yan bakan, bize diş bileyenler, “içlerindeki öfkeyle parmaklarını ısıranlar”(Ali İmran: 3/119) bu cesareti yine bizden alıyorlar.
Çünkü biz “tavuk kümesinde büyüyen kartala” dönüşmüşüz. Karakterimizi kaybettik.
İzzeti, iffeti, feraseti kaybettik.
Müslümanca duruşumuzu kaybettik. “İzzet/Şeref/Haysiyet/üstünlük Allah’ındır, Elçisinindir ve müminlerindir…”(Münafıkun: 63/8)
Nerde o iman erleri?
“Ey Müslüman! Uyan ve ayağa kalk!
Selam ve dua ile…