Rize’nin Ardeşen ilçesi bağlı Tunca Beldesi’nde yaşayan tahta araba ustası Recep Çakır, hem tahta araba üretiyor, hem de yaptığı araba ile her yıl geleneksel olarak düzenlenen Red Bull Formulaz’da yarışıyor.
Maharetli elleriyle birbirinden güzel ve farklı modelde tahta arabalar yapan Çakır, hem bu arabaların ustası hem de yarışçısı. Tahta araba yapmaya nasıl başladığını anlatan Recep Çakır, tahta araba geleneğinin bölgede uzun yıllardan bu yana var olduğunun altını çizdi. Normal bir tahta arabanın yapımının bir ya da iki gün sürdüğünü ifade eden Çakır arabanın yapılışını şöyle anlattı: ‘’Beldemize ilk araba yolu yapımı için dozer gelmişti. Yolu yaptılar ancak burada kimsenin arabası yoktu. Daha sonra bir Alman arabası geldi. Önce ‘Bu ne biçim bir şey’ denilse de sonra ona benzeyen bir tahta araba yapıldı. Ne motoru vardı ne freni. Öyle gidiyordu. Sonra üç arkadaş bir araya geldi ve şu an yarışmaların yapıldığı yerde 'Biz neden bunun yarışını yapmayalım?' dedi ve böylece bu yarışlar doğdu. Daha sonra ben de bu ekibe dahil oldum ve 30’a yakın tahta araba yaptık. 1600 metre uzunluğundaki o pistte yarışlar düzenledik. İki yıl yarışları bu şekilde götürdük, daha sonra da sponsorlar aracılığı ile bu yarışlar bugüne kadar devam etti" dedi.
Tahta araba yapımını anlatan Çakır "Eğer farklı bir görseli olsun isterseniz üç ayı bulur. Normal bir tahta araba olsun derseniz 1-2 günde bitirebiliyoruz. 10 senedir bu işi yapıyorum. Her sene daha da geliştiriyorum. Her zaman kendime 'Şunu şöyle yapsam nasıl olur acaba?' diye sorarım. Gres yağından tutun da tereyağına kadar bir sürü püf noktası var. Araçlar ne kadar alçak olursa yol tutuşu da o kadar iyi olur. Bir de lastiklerimiz çok önemli. Çok yumuşak da olmayacak, çok sert de olmayacak.Tekerlekler üç malzemeden oluşur. Ortasındaki dönen deliğe şimşir yerleştiririz. Arabalarda olduğu gibi makas sistemi de yapıyoruz. Makası kestane ağacından, gürgen ağacından kavisine göre şekillendiriyoruz. Arabanın gövde kısmı her ağaçtan yapılabiliyor fakat gövde kısmının esneyebiliyor olması lazım ki darbelere karşı gelsin. Gerçek arabalardaki amortisör sistemi gibi" ifadelerini kullandı.
Hem araçları üreten hem de Formulaz’da yarışan Recep Çakır, yarışın zevkinin kendi aracını yaparak, kendi aracıyla yarışmasında olduğunu belirtti. Çakır sözlerine şu şekilde devam etti: ‘’ Bu yarışın zevki de burada zaten. Kendin yap, kendin yarış. Şu ana kadar 100’den fazla tahta araba yaptık başkalarına ama aralarında dereceye girebilen olmadı. Kendi arabanı tanıyacaksın ilk önce. 2009’da ikinci, 2010’da birinci, 2011’de üçüncü, 2012’de ikinci, 2014’te de şampiyonlar şampiyonu oldum. Her sene başarılı sonuçlar elde ettim. Kendi arabanı tanıyorsan büyük avantaj elde ediyorsun. Mesela benim arabamı başkasına ver, ne kadar iyi sürerse sürsün kullanamaz. Aracı ben yaptım. Huyunu, suyunu ben bilmiyorum. Yarışın adrenalini çok fazla. Sadece yoluna odaklandığından dolayı korku hissetmiyorsunuz. Rakipler geçecek mi diye devamlı daha hızlı olmaya bakıyorsun. Mesela Kenan Sofuoğlu da burada yarıştı. Çok keyif aldığını da söyledi. Normalde bu araçlar 70-80 km yapar ama o 90 km’yi bulmuştu."