- "15 gün, yatağa bağlı kalarak 24 saat oksijen verilerek geçti. Entübeye alacaklardı. Son anda doktorlarımız değerleri düşürmek için müdahale ederek entübeden vazgeçti. Entübeye gidiş sürecinde artık umudumu kesmiştim. 'Ben artık dünyaya veda ediyorum, ebedi olan ahirete göç ediyorum' diye düşündüm"
- "Hastane sürecinde 15 gün yatağa bağlı kaldıktan sonra eve geldiğimde yürümeyi unuttuğumun farkına vardım. Özellikle merdivenleri çıkmakta çok zorlandım. Ufak adımlarla kendime alıştırma yapa yapa yavaş yavaş yürümeye başladım. Çok zor bir süreç. Yürümeyi bile unutabiliyorsunuz"
- "Maske, mesafe, hijyen; sanki bize bir reklam gibi geliyordu televizyonlarda yayınlanırken. Hastaneye düştükten sonra, özellikle o servise yattıktan ve ağrılarım başladıktan sonra bunun bir reklam olmadığını hissettim"
Bolu'da, yakalandığı yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) 15 günlük tedavi sonucu yenen 36 yaşındaki öğretmen Zafer Yıldırım, hastalık ve tedavi sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Yaklaşık bir ay önce rahatsızlanması üzerine hastaneye başvuran ve burada yapılan Kovid-19 testi pozitif çıkan 2 çocuk babası Yıldırım'ın, evinde tedavisine başlandı.
Yıldırım, 4 gün sonra nefes almakta zorlanması ve durumunun kötüleşmesi üzerine Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Hastanede 14 gün boyunca oksijen desteği verilerek tedavisi tamamlanan Yıldırım, iyileşerek ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor.
- "Kur'an-ı Kerim ve okuduğum kitaplar bana nefes oldu"
Zafer Yıldırım, AA muhabirine, hayatında hiç sigara ve alkol kullanmamasına rağmen hastalığın kendisini çok etkilediğini söyledi.
Yıldırım, 15 Kasım'da rahatsızlanarak başvurduğu hastanede yapılan Kovid-19 testinin pozitif çıkması üzerine evinde ilaç tedavisine başlandığını anlattı.
Nefes almakta zorlanması ve durumunun kötüleşmesi üzerine hastaneye yatırıldığını aktaran Yıldırım, şöyle devam etti:
"Hastane süreci 15 gün sürdü. 15 gün, yatağa bağlı kalarak 24 saat oksijen verilerek geçti. Entübeye alacaklardı. Son anda doktorlarımız değerleri düşürmek için müdahale ederek entübeden vazgeçti. Entübeye gidiş sürecinde artık umudumu kesmiştim. 'Ben artık dünyaya veda ediyorum, ebedi olan ahirete göç ediyorum' diye düşündüm.
Bu 15 günlük süreçte okuyarak ağrılarımın, sızılarımın dindiğine inandım. 15 günlük süreçte 5 kitap bitirdim. O romanın sürükleyiciliğine ve akışına kendimi bırakarak gece geç saatlere kadar okuduğum kitaplar hastalık sürecini unutmama sebep oldu. Ayrıca zorlansam da Kur'an-ı Kerim'i sesli okumanın faydasını gördüm. Benim için de bir nefes egzersizi oldu. 15 gün sürekli oksijen aldığım için sesim gitmişti tamamıyla. Kur'an-ı Kerim'i sesli okuyarak sesimi ve nefesimi geri kazandım. Şunu rahat bir şekilde söyleyebilirim; Kur'an-ı Kerim ve okuduğum kitaplar bana nefes oldu."
- "Hastanede yan odalardan gelen inlemeler çok kötüydü"
Yıldırım, sigara içenlere bu alışkanlıklarından vazgeçmeleri çağrısında bulunarak, "Hastanede yan odalardan gelen inlemeler çok kötüydü. Yan odamda bir amca vardı; sabahlara kadar tabiri caizse bağırıyordu, inliyordu. Amcayla sonradan bir iki kelam ettik. Ömrü boyunca hep sigara kullanmış. Zor bir süreç, Allah kimsenin başına vermesin." ifadelerini kullandı.
Maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymanın önemine işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Maske, mesafe, hijyen; sanki bize bir reklam gibi geliyordu televizyonlarda yayınlanırken. Hastaneye düştükten sonra, özellikle o servise yattıktan ve ağrılarım başladıktan sonra bunun bir reklam olmadığını hissettim. Kesinlikle maske, mesafe ve hijyene dikkat edilmesi gerekir. Hastaneden çıktıktan sonra insanlara daha mesafeli yaklaşıyorum. Önceden 2 metre yaklaşıyordum. Şimdi 5 metreden aşağı yaklaşmıyorum hatta olabildiğince dışarı çıkmıyorum. Hastane sürecinde 15 gün yatağa bağlı kaldıktan sonra eve geldiğimde yürümeyi unuttuğumun farkına vardım. Özellikle merdivenleri çıkmakta çok zorlandım. Ufak adımlarla kendime alıştırma yapa yapa yavaş yavaş yürümeye başladım. Çok zor bir süreç. Yürümeyi bile unutabiliyorsunuz."
Yıldırım, fedakarca çalışan sağlık personeline teşekkür ederek, "Onlar gerçekten kahraman, gönül kahramanları. Böyle bir fedakarlık, hiç kimsede olmayacak erdemli davranışlar, sürekli güler yüz... Kovid-19 hastası olup ikinci defa yakalanıp hastalığı yenen ve görevine devam eden fedakar hemşirelerimiz, sağlık çalışanlarımız vardı. Ona rağmen yüzleri gülebiliyordu." diye konuştu.