"Ne kadar para o kadar köfte" demiş adam
Pazarspor lige şampiyonluk hesaplarıyla başladı.
Kamuoyunun da istekleri doğrultusunda Teknik Direktörlüğe kendi içinden Şevki hocayı getiren yönetim, iskeleti koruyup kadronun yeni oyuncularla takviye edilmesiyle Pazarsporun grupta şampiyon olacağı kanaatindeydi.
Düşünce olarak da bu mantık doğruydu.
Kemik kadroya 2-3 tecrübeli oyuncu eklendiğinde Pazarspor ligin tozunu atabilirdi.
Ancak evdeki hesap her zaman çarşıya uymaz.
Bir kere kendi ifadeleriyle Pazarspor takviyelerini bu sezona göre yapmadı.
Alınan oyuncuların gelecek vaat ettiğini dillendirdi hemen herkes.
Hemfikiriz, hepsi gelecek vadeden pırıl pırıl delikanlılar
Bir de şu korunduğu söylenen kemik kadro hikayesi var.
Kemik dedikleri, Ercan Hocanın son periyotta takviye istediği ve gerçekleşmediği için Antalya kampının son günü istifasını sunduğu kadrodur.
O kemiklerden Ercan Hocanın yerine getirilen Mehmet Birinci bile yağ çıkaramamışken, Bahadır, Emre, Ozan, kaptan Erdinç, Mücahit, Gökhan gibi oyuncuları da eksilttiğinizde geriye ne kaldığını birisi açıklasa yani.
Bu kadroya, sadece gelecek vadeden gençleri takviye edip Pazarspordan büyük hedefler beklemek 3 kuruş verip şoför mahallinde yolculuk yapmaya benzemiyor mu?
Kaleciyi ve Ümit Ozanı saymazsak alınan oyunculardan bir tek Bora 2. lig görmüştür. Diğerleri ise balıklama amatör kümeden direkt 2. ligde bulmuşlardır kendilerini. Geçen yıl 18'e bile giremeyen gençler bu sezon ilk 11'de banko oynuyorlar. Ramazan, Ali ve Fatih ilk 11'in değişmezi oldular.
Hiçbir hoca bu şartlarda zirve mücadelesine soyunmaz.
Şevki hocada tam bir deli cesareti var.
Kalkıp bir gün bu olaylardan dert yandığını da görmedik.
Genci, ihtiyarı hep beraber bu işin üstesinden geleceğiz der durur.
Şevki Hocanın özellikle isteyip de aldırabildiği tek oyuncu Ümit Ozan. O da zamanında alınmadığı için lige hazır giremedi.
Alt rakamı 200 milyar olan oyunculardan kurulmuş bir Kardemir Karabük takımı karşısında bundan daha iyi bir sonuç da beklenemezdi.
Hatta bana göre Pazarspor Karabük karşısında sezonun en akıllı oyununu oynadı.
Kanatlardan çok hızlı çıkabilen, grubun en çok gol atan takımı Karabük karşısında maçı berabere tamamlamak, hatta rakibi elinden kaçıran taraf olmak azımsanacak bir olay değil.
Konuk takımın hocası maç sonunda bir puana sevindiklerini ayan beyan söyledi.
Efendim evinde oynuyormuşsun.
Geçelim bunları.
Evinizde en önemli bir maçta bile tribünleri dolduramamışsınız.
Tribünlerin yarıdan çoğu boş.
Kapalı tribüne sıkışsan açık tribün tamamen boş kalacak.
Bu maçta değilse ne zaman seyirci desteği sağlanacak?
Bilet 2 YTL. Tribünler dolmuyor yine. Gelenler de 20-30 kişilik grup hariç tiyatro izliyor.
Karabük takımı bu şartlarda Pazarsporu ezip geçememişse bu futbolcularla teknik ekibi tek tek alınlarından öpmek lazım.
Pazarsporun kadrosu kötü mü diyecek şimdi birileri.
Yani arkadaşlar, Nacar saatin mekanizması gıcır gıcır olsa ne yazar, akrebi yoksa?
Yelkovan tek başına zamanı tam olarak göstermeye yeter mi?
Pazarsporun kadrosunda çok değerli, tecrübeli oyuncular var.
Ancak eksik olan çok şeyler de var. Bunu aklı başında herkes görüyor. Kendimizi kandırmaya gerek yok.
Elin oğlu kampın son günü demez, eksik buldu mu çeker gider.
Ancak, inanmış üç kişi Pazarsporda sonuna kadar nöbeti devam ettirir.
Bize de kralı öldürmeden hakkını vermek düşer
(Not: Artık Pazarsporla ilgili yorum niye yazmadığımızı soran arkadaşlara da ithaf olunur!)