Özel Harekat Dairesi eski Başkanvekili İbrahim Şahin'in evinden çıkan kroki ışığında, ormanlık arazide yapılan aramada bulunan 3 lav silahı, akıllara 1997 yılında İstanbul'da hem askere hem de polise düzenlenen lav silahlı saldırıları getirdi. 1997 yılında önce Emniyet Müdürlüğü'ne, bir ay sonra da Harbiye Ordu Evi'ne lav silahı ile saldırıda bulundu. Saldırılar, soruşturmanın kilit ismi Tuncay Güney'in ifadeleriyle Ergenekon iddianamesine de girdi.
İbrahim Şahin'in evinden çıkan kroki ışığında ormanlık arazide yapılan aramada bulunan 3 lav silahı, 1997 yılında İstanbul'u sarsan saldırıları akıllara getirdi. Ergenekon delilleri arasında yer alan Tuncay Güney'in ifadelerinde, 16 Haziran 1997'de İstanbul Harbiye Orduevi'ne 14 Temmuz 1997'de yapılan lav silahlı saldırının ardından, İstanbul Emniyet Müdürlüğü benzinliğine 17 Eylül 1997'de misilleme olarak üçüncü bir saldırı yapıldığı iddiası yer alıyor. İfadelerde, Dev-Sol terör örgütünün DHKP/C'ye dönüşümü döneminde JİTEM ve emniyet arasında da çekişme yaşandığı bu çekişmede, Susurluk'ta ölen Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ'ın Dursun Karataş'ı, JİTEM'in içindeki bir grubun da Bedri Yağan'ı desteklediği öne sürülüyor.
HEM EMNİYETE HEM ORDUYA
403. klasörde yer alan bu iddiada emniyet tarafından, Dev-Sol ve PKK'ya karşı gibi görünen, ancak uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir örgütün kurulduğu öne sürülüyor. Ergenekon'un kilit ismi Tuncay Güney ifadesinde, Harbiye Orduevi'ne DHKP/C'nin saldırısı sonrasında, misilleme olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki binasına da saldırı yapıldığını öne sürüyor.
Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne 16 Haziran 1997 tarihinde, Gureba Hastanesi'nin bahçesindeki eski Onkoloji Servisi'nden düzenlenen lav silahlı saldırı, merminin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün bulunduğu 5. kat duvarına çarpmaştı. Saldırıda ölen ya da yaralanan olmamış, olayı DHKP-C örgütü üstlenmişti. Bu saldırıdan yaklaşık bir ay sonra da 15 Temmuz'da ikinci hedefi Harbiye Orduevi oldu. Harbiye İşhanı'nın çatısından ateşlenen lav silahının mermisi, yine orduevinin 10 ve 11. katları arasındaki duvara isabet etti. Kırılan cam parçaları, 11. kattaki 102 numaralı odada kalan subay eşi Dilek Aydın'ın hafif yaralanmasına neden oldu. Güney'in iddiasına göre, 17 Eylül 1997 tarihinde de Emniyet'e ikinci bir saldırı düzenlendi.
TANIKLARIN İFADELERİ
Bu arada, Ergenekon iddianamesindeki ''İsmet'' kod adlı tanık, Abdullah Çatlı'nın Özel Harp Dairesi'nin sağdaki adamı,, Dev-Sol'un iki numaralı adamı Paşa Güven'in ise soldaki adamı olduğunu iddia etti. Paşa Güven Paris'te öldürülmüştü. ''Dilovası'' kod adlı tanık ise Veli Küçük ile DHKP/C'nin ilişkileri olduğunu öne sürdü.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile Harbiye Orduevi'ne lav silahıyla saldırıların ardından silahlar olay yerlerinde bulundu. Ardından sürdürülen operasyonlarda da olayı gerçekleştiren teröristler yakalandı. İstanbul'daki Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin gerçekleştirdiği seri operasyonlar sonucunda DHKP-C militanlarıyla birlikte 2 lav silahı da bulunmuştu. Ancak, Emniyet teröristlerde olduğunu bildiği iki lav silahının daha izini sürmüştü. Saldırıyı gerçekleştirenlerden biri olan ve hakkında idam cezası DHKP/C üyesi Zeynep Arıkan 2001 yılında ölüm orucunda ölmüştü.