TBMM günde 18 saat çalışarak anayasa değişikliği için kolları sıvamış bulunmaktadır. 1961’den bugüne kadar yapılan anayasalar hep darbe ürünü olarak tartışılmıştır. En son 82 anayasası da askeri darbenin ürünü olma özelliğini korumuştur. Sivil anayasa için geç kalınmasına rağmen, hükümet bir adım atarak anayasa değişikliğini ele aldı. Maalesef muhalefet partileri iktidardaki hükümeti topa tuttu ve hatta yapılan anayasa değişikliğini engellemek için ellerinden geleni yaparak karşı koymaya çalışıyorlar.
Değişiklikler içerisinde acaba milletin yararına hiçbir madde yok muydu? Hükümetin yapmış olduğu her şeyi kökten reddettiler. Milletin gözü önünde geçen oturumlar elbette seçmenin gönlünde yerini bulacaktır. Muhalif partilerin tüzüklerinde sivil anayasa hazırlığı olmasına rağmen şimdi fırsat gelmişken karşı çıkmalarını anlamak mümkün değildir. Özgürlükleri kısmen de olsa gündeme getiren maddelere özgürlük havariliği yapanlar niçin ret çekerler bu da bilinmez. Vatandaşlar mecliste yapılan görüşmeleri özellikle izleme gayreti içinde olduğundan sokakta her gün anayasa değişikliği konuşulmakta, her yerde tartışılmakta referandum için halka geldiğinde %60’ın üzerinde bir destekle kabul göreceği bilinmektedir. İşte o zaman görünen köy böyle ise ki böyledir Ak Parti hem güven yenileme fırsatını eline geçirecek, başkanlık sistemini daha güçlü bir biçimde gündeme taşıyacaktır. Bu da muhalefetin korkulu rüyası olarak o zaman gerçek olacaktır. Türkiye gerçeklerini gören hükümet bu yolları aşmak zorundadır. Seviyesiz siyaset ne kötü bir iştir ki siyaha beyaz diyebilen politikacıların sayılarını arttırır oldu. Eğer 61 anayasasından beri yapılan anayasalar demokratik ve hukuk dayanaklı olsa idi bu kadar faili meçhuller olmazdı, bu kadar çeteler ortalıkta dolaşamazdı, insan hakları ihlalleri ve darbeler zinciri elbette kurulamazdı. 80 öncesi ve 80 sonrası Türkiye’sinde haksız yere idamların, haksız yere Yassı Ada mahkûmiyetlerinin devam etmesini isteyenler değişime ret desinler. Ceza evlerinde, hücrelerde iki zıt kutbun adamı olarak konup, koca Türkiye’nin kendilerine dar geldiğini düşünen ama bir metrekare hücrede anlaşabilen ve aynı odaktan yönlendirildiklerini anlayan gençlere yapılan işkenceleri isteyenler değişime hayır desinler. Anayasa değişikliğiyle memurlara verilecek sendikal hakları istemeyenler hayır desinler. Laikliğin teminatı olan fikir özgürlüğünü, din özgürlüğünü, düşünce özgürlüğünü istemeyenler hayır desinler. Katsayı engelleriyle gençleri perişan etmek isteyenler değişime hayır desinler. Hukuk adına gugukçuluğun devam etmesini isteyenler ret versinler. Yetki kurumlara aittir, yegâne milletin değildir diyenler hayır desinler. Hayır desinler ki millet kimin ne dediğini iyice anlamış olsun. Bundan sonra kimse umduğunu bulamayacaktır, artık millet uyanmıştır.