Hakan Şükür'ün "Kutlu Doğum Haftası" mesajları eski bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. Futbolcuların inançlarına ne kadar müdahale edilebilir? Dine sınır nerede çekilecek? Dünyadaki örnekleri baktığımız zaman bizim medyadaki çifte standart ortaya çıkıyor. Yabancıya hoşgörülü olan medyamız, bizim futbolcularımız söz konusu olunca linç girişimi başlatıyor...
Oysa yeşil sahalara döndüğümüzde neler görmüyoruz ki... İstavroz çıkaranlar, Hz. İsa tişörtlü formalar, haç dövmeli futbolcular. Sadece bizim sahalarımızda değil, dünyanın her yerinde bu tür inanç gösterilerine hoşgörü var. Bizim ülkemizde de o hoşgörü var ama sadece yabancılar iç
Kramponlarına İsa yazdırdı
'Dünyanın en iyi futbolcusu' kabul edilen Kaka, 'Her gece İncil'den bir şey okumadan yatmam' diyecek kadar dinine bağlı bir insan. Aynı zamanda Kaka özel olarak yaptırdığı kramponlarına 'Jesus in first place' (Jesus her zaman ilk sıradadır) yazdırmış ve bununla ilgili 'Dindarlığımı göstermem için bir vesile.' cevabını vermişti.
Sahaya kutsal su
Papa 2'nci Jean Paul de 2002 dünya kupasında İtalyan Milli Takımı maçı kazansın diye ekibe "kutsal su" yollamıştı. Meksika maçının son anlarında İtalya'nın teknik patronu Giovanni Trapattoni 'Papa tarafından kutsanmış su'yu sahaya dökmüştü.
TÜRKİYE'DE SAKINCALI
Dünya futbolunda olağan karşılanan hareketler, Türkiye'de "sakıncalı konular" arasında yer alıyor. Yalnız bu sakıncalı uygulaması yabancıları değil sadece yerli futbolcuları kapsıyor. Verilen mesajlar veya ibadetler medyada inancı gereği olarak görülmüyor. Aksine cemaat ya da tarikat bağlantılı olmakla suçlanıyor. Art niyet, kasıt ve güvensizlik aranıyor. İbadet ihtimali en alt sırada tutuluyor.
Dini propagandaysa yabancılar da yapıyor
Eğer bunlar dini mesajlar vermek ise liglerde alası yaşanıyor.. İnancı gereği yapsa da bir açıdan kendi dininin tanıtımını, reklamını yapıyor. Orada böyle saldırı ve eleştiriler duyulmuyor. Yabancılara gösterilen hoşgörü Hakan Şükür gibi bir isim çıkıp "kutlu doğum haftasından söz edince" ona gösterilmiyor.
Kezman'ın Hz. İsa tişörtü
Biliyoruz ki medyamız çok hoşgörülü özünde. İşte bir örnek.
Kezman gol orucunu bozmak için formasının altına Hz. İsa tişörtü giymişti. Gençlerbirliği'ni 2-1 yendikleri maçta koyu ortodoksluğuyla bilinen Kezman formayı çıkarınca ortaya bu görüntü çıkmıştı. Sırp futbolcu dinine o kadar düşkün ki "ileride papaz olmayı" bile düşündüğünü söylüyor.
İstavroz çıkarıyorlar
Aurelio gol sevinçlerini istavroz çıkararak kutluyor. O sadece bilinen örnek. Diğer Fenerbahçeli futbolcular gibi büyük takımlardan gördüğümüz çok sayıda yabancı istavroz çıkarıyor.
Balili cumartesi maça çıkmamıştı
Sivassporlu Pini Balili, Yahudilerin kutsal Yom Kipur bayramı nedeniyle, Cumartesi günü oynanan Samsunspor maçına çıkmamıştı.
Dikkat çekmek istediğimiz nokta medyanın uyguladığı çifte standart. Yabancıların dini inanışlarına gösterilen hoşgörü ve saygı alkışa değer. Olması gereken aynı hoşgörünün yerli oyuncular için de gösterilmesi. Yani ellere tanınan hak ve hoşgörü, bizimkiler söz konusu olunca gaspedilmesin. Ellere mühab olan bize yasak olmasın. (İNTERNETHABER)